adeta çıldırdığımız fm maçlarından biri gibidir. hani 2-0 öne geçersinizde sonra verirsiniz ya maçı aynen öyle. keşke save dosyasını tekrar açmak mümkün olsa.
hamburglu taraftarların bir ara "wir kommen wieder" gibi bir pankartı açtıkları maç. yeni açıktan tam göremedim ama gelecez laynn tekrar diyorlardı. bir de tarih olan bir pankart vardı ama onu tam göremedim. sanırım final tarihiydi.
galatasarayımla futbolda zaferler kadar, hezimetlerde gördüm.bilbao maçı, bremen maçı, 6-0'lık ve 4-0'lık fenerbahçe hezimetleri , tromsö faciası, atletico madrid maçındaki doğranma gibi birçok hezimete şahit oldum. ama hiçbirisi bu maçtaki kadar içimi yakmadı. ne olurdu büyük kaptan lincoln'ü çıkarıp topal'ı oyuna soksan?ne olurdu barış özbek'i çıkarıp kewell'ı öne atıp, semih kaya'yı oyuna alsan? ne olurdu mehmet güven'i çıkarıp nonda'yı oyuna alsan? her şey daha farklı olmaz mıydı?
2. devresini izleyemediğim, daha sonra ise hayatım boyu da özetini izlemediğim maç.
ilk maçta* ayhan'ın golüyle ilk yarıyı önde kapamıştık, ikinci yarı sanırım onların 7 numarası jansen şık bir golle 1-1 yapmıştı dk 50-55 gibi, hemen akabinde emre aşık gole giden oyuncuyu düşürmüş ve kalan 30-35 dakika galatasaray 10 kişi oynayıp, bunun yanında takımın stoperi kalmadığı için * kewell kalan dakikalarda stoper olarak oynamıştı. hakkını yemeyeyim, fena da oynamamıştı hayatını forvet-kanat olarak sürdüren bir oyuncu için, ve galatasaray 1-1'le fena olmayan bir sonuçla ayrılmıştı.
ikinci maça çıkarken en büyük sorun stoper kimin oynayacağıydı. hali hazırda zaten ligde hedefsiz kalan, ve türkiye kupasından da elenmiş galatasaray için tutunulacak tek dal uefa kupasıydı. üstüne üstlük, o sezon final kadıköydeydi ve, bu hedeften sadece 5 maç uzaklıktaydı. taraftarlar sami yen'i hınca hınç doldurmuştu ve bülent korkmaz o dönem 18 yaşında olan altyaşlarda pek çok milli maça çıkmış olan gerçek bir stoper * yerine ilk maçın etkisiyle kewell'ı stoper başlatıyordu.
o dönemler sene 2009 olunca haliyle maçları internetten izlemek çok zordu. bir şekilde bir link bulunmuş kağnı hızıyla takip ederken penaltı olmuş ve kewell topu kalecinin çıkarması namümkün olan yere yollamış ve içeri 1-0 önde göndermişti takımı. daha sonra 2. yarının hemen başında baroş durumu 2-0 yapınca tıpkı bir önceki turda olduğu gibi* statta şarkılar söylenmeye başlamıştı. dk 50 gibi izlediğim yayın patates olmuş ve skorlardan takip etmeye başlamıştım, ama sanki bir şeyler ters gidecek gibi önce 2-1 hemen arkasından 2-2 ile tur hamburg'a dönmüştü.papaz her zaman pilav yemez derler, adeta onun tezahürü gibi daha geçen tur sabri'nin son dakikalarda attığı golle turlayan galatasaray bu sefer son dakikalarda gol yiyerek elendiği perçinlenmiş ( zira 2-2 bitse de eleniliyordu deplasman golüyle ) taraftarlar için yıkım gibi geçen sezonun son çivisini de çakmıştı.
hayatım boyu , çok üzüldüğüm mağlubiyet olmuştur takımın, fenerden 6 yemesi, sergen'in gol attığı 1-0 biten derbi, real madridden 6 yemesi, bilbao'ya yenilip gruptan çıkamaması vs. gibi, ama bu maç dışında üzüntüden ağladığımı ve maçın özetini izlemediğimi hatırlamıyorum. 7 yıl geçmesine rağmen ne zaman elim youtube'da bu maçı aramaya girse her seferinde vazgeçiyorum.
aynı hamburg bir sonraki tur manchester city'i eleyip, yarı finalde deplasmanda 1-0 yendiği daha sonra iç sahada 1-0 öne geçmesine rağmen bremen'e 3-2 yenilip elenmiş, en azından finale çıkmayıp başka bir üzüntüden kurtarmıştı.