akp diktatörlüğünün giderek güçlendiği bir günden kısa haberlerle bu günü özetleyelim.
1- Milli Eğitimsizlik bakanı Ömer Dinçer'i protesto eden öğretmenler saldırıya uğradı, Eğitim Sen'in 4 nolu şube başkanı ilçe Milli Eğitim Müdürü Muammer Aydın'dan kafa yedi, Zeytinburnu imam Hatip Lisesi önünde de protesto yapan öğretmenlere bizzat ilçe milli eğitim müdürünün olay yerine intikal etmesiyle "sizi her yere sürebilirim. soruşturma açarım!" tehditlerinde bulunuldu.
2- sağlık bakanlığının gebelik testi yaptırtan kadınları fişlediği ve bilgilerini özellikle laboratuvarlardan istediği ortaya çıktı.
3- emniyet müdürlüğünün işçi ve öğrencileri fişlemek için yayımladığı genelgeye gerekçe olarak saçma sapan bir sebep konuldu. sanayi merkezlerindeki çalışanlar ve yurtlarda kalan öğrenciler başta olmak üzere fişleme harekatı hızla sürüyor, özellikle öğrencilerin bilgilerini emniyet talep ediyor. gerekçe ise online işlem merkezinde işlemleri hızlandırmak gibi başı sonu belli olmayan bir sanal projeye ön-hazırlık...
4- Sinem Kara adlı KTU öğrencisi rektörü protesto ettiği gerekçesiyle 5 ay hapis cezasına çarptırdıldı.
5- Hakkari'de 8, hatay da ise 1 şehit verildi, bunu duyan kemal ve tayyip bir an önce akil adam bulmalıyız telaşıyla akşam hangi cümleyi kameralara söylesek diye düşündü.
son alınan haberlere göre kemal bey, "biz öneride bulunduk, bu acı artık son bulmalı, başımız sağolsun." tayyip bey ise her zamanki gibi "bıçak kemiğe dayandı." gibi klasik sözüyle kapanış yapacağını öğrendik.
6- şanlı urfa, adana ve gazi antep'te çıkan hapisane isyanları sonucu ölen insanların sorumluluğunu adalet bakanlığı üstlenmedi. sadullah ergin, "ölenler rüyama giriyor ancak istifa etmeyeceğim." diyerek adaletin içine etti.
7- 2 ayrı üniversite ve amerikan bilişimci johusa marpet'ın raporlarında delillerin sahte olduğu kanıtlanmış olmasına rağmen sürmekte olan ve en son tübitaktan gelecek dedikleri bir bilirkişi raporunun 3 ay gecikmesi sebebiyle içeride boşu boşuna hiç bir duruşma dahi olmadan 3 ay daha fazladan yatan odatv sanıklarının tahliye talepleri tekrar reddedildi.
8- bütün bunların arasında halk gece olsa da dizi açsak diye içten içe düşünüyordu, akşam haberlerinde şöyle bir hüzünlenme olsa da reklamlardan önce kel kafasıyla "işte sayın seyircilerimiz çok tıklananlar hahaha hihihihi." diyen mehmet ali birand'ın sırıtışıyla neşelendi, daha sonrasında hep beraber dizilerini izlediler, evlenme programlarında evlendiler, yarışma programlarında hayallerinin peşinden koştular.
böylece 19 haziran 2012 de olmayan demokrasinin hologramları içerisinde, amerikanlaşmanın ve emperyalizmle yıkıma uğramanın eşiğindeyken bitti sevgili okuyucular. yarına sağ çıkarsak yeniden yazmak ve okumak dileğiyle...