şimdi bir beşiktaşlı olarak farkında olduğum, hatta takım ayırdetmeksizin tüm türkiye'nin farkında olduğu bir gerçek var ki, kağıt üstünde türkiye'nin en kaliteli takımı galatasaray. yani bakıyorsunuz kadroya, sol açık arda, sağ açık yerine göre kewell yerine göre aydın, ileride baros-nonda, arkalarında lincoln. daha kaliteli bir hücum hattına sahip bir takım yok şu an türkiye'de. kaldı ki geçen seneki performansını ortaya koyabilse yanında meira'yla servet de süper bir ikili tandem oluşturur. sol bek olarak türkiye'de hakan balta'dan iyisi zaten şu an mevcut değil, sağ bekte de sabri bildiğimiz sabri, en azından koşup mücadele ediyor adam.
"neden galatasaray şu an lider değil peki?" sorusunun cevabı ise basit. bu takım savunma yapmayı bilmiyor, bilemiyordu şu geçtiğimiz maçlarda. takımın her hafta kabak gibi aynı şekilde pozisyon vermesinden belliydi zaten bu. servet intihar bombası gibi sahanın her yerine koşup savunmaya dönmeyince iki ara topta gol yedi hep galatasaray, hatta karşı takım forvetleri daha becerikli olsa çok daha fazlasını da yerdi bu takım.
"bu maç ne değişti?" sorusunun cevabı daha basit. düz bir savunma oyuncusu olsa da emre aşık'ın takıma girmesi her şeyi değiştirmiş. servet-emre ikilisinin önüne meira-ayhan ikilisini koyarsan savunman rahatlar. zaten galatasaray'ın tek ihtiyacı olan şey savunma rahatlığı. çünkü bu takım türkiye'de yer alan her türlü savunmaya gol atar, atar, atar. skibbe de sonunda bu hafta takıma o savunma rahatlığını kazandırınca, hücumcular zaten üstlerine düşeni yapıp golleri attılar, takıma da maçı kazandırdılar.
bu sene galatasaray'ın şampiyonluk önündeki tek engeli galatasaray'dır bana göre. "kolay maç" diye bu maçtaki gibi bir sistemle çıkmazsa sahaya skibbe önümüzdeki haftalarda, o kolay maçlarda puan kaybedip kendi önünü keser takım. ama her takımı ciddiye alıp bu tarz planlar uygulanırsa, saçmasapan puanlar kaybetmesi neredeyse kesin olan beşiktaş'ın önünde ligi bitirmesi yine neredeyse kesindir.
trabzon mu? beşiktaş trabzon maçında kendileriyle ilgili gerekli yorumu yapmıştım, bu maç sadece düşündüklerimi pekiştirdi. hüseyin çimşir'den adam olmaz, yattara adamakıllı oynadığı sürece de ligi ilk 4'te bitirirler. ha bir de tolga'dan kaleci falan olmaz. maçı izlerken her türlü hatasına kurban olduğum rüştü'ye dualar dizdim kendi çapımda.
kıssadan hisse : güzel maç oldu. bizi lider yaptıkları için galatasaray'a teşekkürlerimi, hala büyük maç nasıl kazanılır öğrenemediği için ersun yanal'a nefretimi sunuyorum. güzel oluyor bu sene lig, güzel.
hakkında servet çetin'in attığı gol hakkında nizami değil yorumu yapılan maçtır.
pozisyonu herkes izlemiştir zaten, burada anlatmaya gerek yok. ben şunu söylemek istiyorum iddiacı arkadaşlara. servet'in durduğu yerde, iki eliniz yumruk halinde kenarlara açılmış vaziyette ileriye doğru koştuğunuzu düşünün. eğer o pozisyonda arda'nın o topu size doğru vuracağını anlayıp da elinize çarpacağını hesaplayabiliyorsanız gerçekten saygı duyarım.
bence hiç durmayın, direk tübitak'a fizik profesörü olarak başvurun. türkiye'nin sizin gibi fizik dehalarına ihtiyacı var çünkü.
Galatasaray'ın, trabzonspor'u eze eze yenerek kazandığı maç olmuştur. Maçı özeti; Cassio Lincoln kırmızı kart görmeseydi eğer çok daha farklı bir skor ile bitecekti.
maç adına güzel olanlar:
-Tribünlerin hep birlikte harika şeyler yapmış olması.
-Harry Kewell, Cassio Lincoln, Milan Baros ve Arda Turan dörtlüsünün bir arada olması.
-Cassio Lincoln'ün yükselen performansını devam ettirmesi.
-Cassio Lincoln'ün Gol atması.
-cassio lincoln'ün gol sonrası yaptığı sempatik dans show.*
-Arda Turan'ın attığı harika gol ve gösterdiği süper performans.
-Aydın yılmaz'ın oyuna sonradan girmesine rağmen gösterdiği harika performans.
-Galatasaray'ın artık takım olma yolunda ilerlediği ve diğer maçlara oranla daha iyi bir takım oyunu oynaması.
-Galatasaray'ın attığı golden fazla gol pozisyona girmesi.
-Uzun zaman sonra izleyenler "sıkıntısız" ve "rahat" bir maç izlemiştir.
maç adına kötü olanlar:
-galatasaray'ın kazanmasına rağmen Hakemin saçmalamaları.. Bütün haklarını trabzonspor'dan yana kullanması ve galatasaraylı futbolculara çok rahat ve ucuz sarı kartlar göstermesi..
-Ayhan akman'ın özellikle ilk yarıda oynadığı futbol..
-Ayhan akman'ın rakip takıma kaptırdığı toplar..
-Sinirlenen trabzonspor futbolcuların sonradan fazla sert oynaması.
-Cassio lincoln'ün disiplinsiz şekilde kırmızı kart görmesi..
sonuç olarak; galatasaray yine bilindik özelliğini göstermiş ve kritik zamanlarda kritik bir maç kazanmıştır. Takımın kendisine olan güveni tam olarak yerine gelmiştir..
edit: bu kanıya varmamın sebebi: lige verilecek aradan dolayı galatasaray'ın sakatlarının iyileşmesi ve trabzonspor'da defansif zaafiyetlerin baş göstermesidir.
beşiktaşlı ve fenerbahçeli dostların sonucuna sevinmesi gereken maçtır. öyle ki galatasaray gibi değerli bir rakibe sahip olduklarını biraz olsun ayırt etmişlerdir bu skorla. trabzonspor gibi güçlü bir rakip karşısında hem de 3-0 kazanmak kolay iş değildir. trabzonspor ile golsüz berabere kalan ve kocaelispor karşısında zor anlar yaşayanların takdir etmesini beklemek de zor iştir bu ülkede.
servet' in golüne gelince... anelka gibi göstere göstere elle atmamıştır, top eline çarpmıştır. aradaki farkın ayırt edilmesi umuduyla, güzel dostlara selam, yola devam.
edit: benim problemim fenerbahçelilerle de değil beşiktaşlılarla da. sadece futbolun ve skorun hakkını vermeyen, belli bir yaşa geldiği halde fanatizmden çıkamayan insanlarla...
bu arada sezon başından beri oynadığı futbol ve attığı şık gollerle futbolseverleri sevindiren beşiktaş ve taraftarını tebrik ediyorum, onlarla asla problemim olmaz.
not: aylardır son kötü oylanan entrylerime bakmıyorum, inansanız da inanmasanız da umrumda değil, sadece çok sevdiğim beşiktaşlı ve fenerbahçeli dostları ayırmak ve gözlerinden öpmek istedim. *
ayrıca bu maçın öncesinde "bitsin bu kavga bu nefret" şeklindeki düşüncelerimiz sebebiyle aramızda rahat rahat dolaşıp da, stada girince birden değişen, o da yetmeyip maçtan sonra metrobüs durağında aralarında küçük çocukların ve bayanların olduğu gruba saldıran annesi babası belli olmayan trabzonspor taraftarlarinin da annelerine selam ederim.
şimdi ana bacı yapma diyeceksiniz ama hak ediyor pezevenkler. belki onlardan bir ikisini tanıyan vardır bu sözlükte gidip haber verirler bak seni yazmışlar diye, onlar da çıldırır, tıpkı 3 golü içlerine alınca çıldırdıkları gibi.