19 22 aralık 2000 hayata dönüş operasyonu

entry190 galeri61 video4
    14.
  1. 15.
  2. 1990 yılından itibaren birçok üyesi cezaevine girmiş olan ve cezaevlerinde yüksek bir örgütlenme düzeyine ulaşmış olan dhkp-c , mlkp , tkp-ml militanlarını yok etmek amacıyla gerçekleştirilen devlet terörizminin operasyonlarından sadece bir tanesidir. F tiplerinin temel amacı cezaevi örgütlülüğünü ve militanların devrimci dayanışmasını baltalamaktır. Ve bu işi dışarda adam arayarak yapmak yerine , içerde kontrol altında imha etmek hem devlet terörünü haklı göstermek hem de işi daha risksiz halletmenin devletçe benimsenen yegane yöntemidir. Gerçekleri kabul etmek gerekir. Dışarıda bir örgüte dahi mensup olmayan sayısız emekçi ve işçinin canını okuyan bir devletin içeri tıktığı devrimci militanlara insan onuruna ve haklarına yakışır derecede davranması olasılığı daha en başında mantıksal olarak imkansızdır. Emperyalist dünya tekellerinin hizmetindeki kapitalist bir devletin insanlara adalet dağıtacağını düşünmek ise gerçekten saçmalığın daniskasıdır. Esir alınan devrimci militan gruplarından ölüm oruçlarıyla davasını sürdürmeye çalışan dhkp-c militanlarının cezaevi içinde ulaştığı direniş başarısı ise ortadadır. Cezaevlerinde 12 Eylül darbesinin işkence yöntemlerinin halen uygulanmakta oluşu ise konuya el uzatmak istemeyen tatlı su solcularının hatırlaması gereken bir insanlık ayıbıdır.
    4 ...
  3. 16.
  4. kolluk kuvvetlerinin insanları yakarak gerçekleştirdiği "hayattan u dönüşü" operasyonudur.

    operatörleri bütün işkence davalarında işkencecilerin "ak"lanması gibi aklanmıştır. devlete yine zeval gelmemiştir.
    2 ...
  5. 17.
  6. ece temelkuranın 'ne anlatıyım ben sana' kitabı konuyu gayet güzel irdelemiştir. okunması şiddetle tavsiye edilir.
    0 ...
  7. 18.
  8. "hoşça kalın:

    hep mektuplarımızın sonuna yazdık hoşça kalınlarımızı. başa aldık bu kez. çünkü bu mektubumuzu elveda ile noktalayacağız. evet, biz gidiyoruz, siz hoşçakalın. hoşça kal anam, yarim, hoşça kal kardeşim, arkadaşım, hoşça kalın dostlarımız, hoşça kalın geride bıraktıklarımız. hoşça kalın dağlar, ovalar, sokaklar, hoşça kalın deniz, gökyüzü, sen de hoşça kal kağıt kalem. yaşam yolunun yeni ufuklarına yelken açıyoruz. devrim yolumuzun yeni bir engebesini aşıyoruz. gidiyoruz, belki bir daha hiç dönmeyeceğiz. her kilometre taşında birimiz düşecek. nihai zafere daha yakın mesafeleri göstereceğiz. sizleri hep sevdik, terk etmek istemedik. bizi bu yola koyan size olan sevdamızdır...

    hoşça kalın, ölümü bekletmeyeceğiz. hoşça kalın işçiler, köylüler, memurlar. hoşça kalın öğrenciler, esnaflar, hoşça kalın tüm halkımız. vatanımızı satanlara bir ders daha vereceğiz. sizler için öleceğiz. ölümü bekletmeyeceğiz. isterseniz yumun gözlerinizi, tıkayın kulaklarınızı... isterseniz duyun, izleyin bizi. seyredin hücre hücre eriyişimizi...

    anlatın çocuklara masallarda, yıldızlar arasında, yıldızlar gibi kayışımızı... ama önce hoşça kalın. belki son vedaya vakit kalmaz. belki vedalaşmak dar vakitlere sığmaz. biz gidioruz. bu bizden size son veda.

    elveda.." *
    son vedaya vakit bırakmayan ölüme gönderiş operasyonudur.
    3 ...
  9. 19.
  10. umarım öteki dünya vardır; sözde demokrat ve solcu ecevit'in yakasına yapışmışlardır tutsaklar.
    3 ...
  11. 15.
  12. tarihin çarkını çevirmek için ileri
    yaşama sevdalı
    bir grup çocuktuk
    kendimi bildim bileli

    düşler ülkesinde
    çelik çomak oynanmaz
    demişti
    hücrede
    gençten birileri
    dinlemedik
    uyduk şeytanın sözüne
    ve tükürünce zulmün yüzüne
    kırdılar çemberimizi
    topaçlarımız özgürce
    dönmedi bir daha
    ve kurşunladılar
    düşler ülkesinin semalarında
    mavi gözlü
    uçurtmalarımızı

    zulmün çemberinden
    geçerken bedenlerimiz
    kan kesti tarih
    utandı
    doğan günü karşılayan
    dalda ki kuşlar
    ve sırrı henüz çözülemeyen
    kesif bir duman
    kuşattı bizi
    dağladı ciğerlerimizi
    tam otuz üç yerden
    kırıldı karanfiller
    ve güneşe yolculuk
    başladı
    ilk bombanın
    düştüğü hücreden

    ve sen ey tarih
    çevir yapraklarını
    bir 19 Aralık sabahına
    şafakla gelen
    bir halkın zaferi değil
    utancıydı
    yetmiş milyonun

    gökyüzü kızarırken
    bir nokta kadar bile
    kızarmadı yüzleriniz
    işte bir ders daha
    acı bize kaldı
    utanç sizlere

    ve öldüysek
    alev kanatlı
    şahinler gibi,
    karanlığın yüzünü
    çevirmek için güneşe
    ateş dansları
    çoğaltsın diyedir bizi

    daha gün
    o gün değil
    bekle ey tarih
    tüm suskunluğun
    ve susamışlığınla bekle
    kanla yazılan sayfalar
    diriltecek
    yerde sürünenlerimizi
    ve unutmayacak
    altın çağın
    kızıl yürekli çocukları
    toprakta tohum olan
    isimlerimizi..
    4 ...
  13. 16.
  14. devletin insanları "öldürerek" hayata döndürdüğü, türkiye cumhuriyeti'nin kara lekelerinden sadece biri.

    katliam, utanç, ayıp.
    5 ...
  15. 17.
  16. 32 kişinin öldüğü bu operasyonun sonunda F tipi cezaevlerinin mimarlarından olan ve Operasyon sırasında Cezaevleri Genel Müdürlüğü görevinde bulunan Ali Suat Ertosun'a 2004 yılında hükümet kararıyla "Devlet Üstün Hizmet Madalyası" verilmiştir.
    (bkz: burada öldürülecek biri vardı onuda ben öldürdüm)
    5 ...
  17. 18.
  18. 19.
  19. hikmet sami türk'ün inatla hükümlülerle görüşmeyerek ya da kimseyi görüştürmeyerek devletin her zamanki yüzünü göstermesi ile vuku bulmuş katliamdır.

    açlık grevi yapan hükümlüleri yakarak ya da wernicke-korsakoff sendromu hastalığına mahkûm edip bütün hayatlarını bomboş bir hafıza ile geçirmelerine neden olarak "hayata döndürmüştür" devletin ilgili kişi ve kurumları.
    1 ...
  20. 20.
  21. cezaevi yaşam koşullarını protesto ettikleri için bu ülkede, sözde en güvenilir yerde, insanlar diri diri yakıldı.
    (bkz: unutmadık, unutturmayacağız)
    6 ...
  22. 20.
  23. faşizmin ayak seslerini duyurduğu günlerden biri. failleri hala utanmadan ortalarda dolaşmaktadır.
    5 ...
  24. 21.
  25. sözde sosyalist, esasta sempatizan ve miltan olan kimi sitelerin haberleriyle asla anlatılamayacak olan olayların yaşandığı tarihtir.

    en başta herkesin hem fikir olması gereken konu f tipi cezaevlerine geçişin haklılığıdır. buna karşı çıkmak, cezaevlerindeki koğuş sistemini destelemektir. yani aynı örgüt elemanlarının bir koğuşta toplanmasını, eylemlerin plan aşamasının buralarda gerçekleşmesini, terör örgütü suçlularının iştima, eğitim dahil çeşitli eylemlerini gerçekleştirebilmesini, içeride yasak olan, telefon, silah, sakıncalı yayın matbuat gibi metaların bulundurulmasını hoş görmek demektir. bu insanlar adı üstünde cezaevindedir. yani cezalıdır. normal olarak kişisel hak ve hürriyetlerinin bir bölümü yasalar gereğince işledikleri suçun bedeli olarak engellenmiştir. koğuş sisteminin bir diğer saakıncalı tarafı ise ki bu en önemli noktadır f tipine geçişte, mahkumlara diledikleri gibi aramaya karşı koyma, isyan başlatabilme gibi fırsatlar sunmasıdır. burada yazan çoğu yazar cezaevi aramalarında nelerin ele geçtiğini bilmediği için bu konu onlara tuhaf gelebilir. aramalarda ele geçen el yapımı ateşli silahların ne amaçla orada tutulduğunu ise cevaplamak istemez çoğu.

    2000 yılı yazında ulucanlar'da meydana gelen olaylarda 26 suçlu ölü ele geçirilmiştir. ele geçirilmiştir diyorum çünkü çıkan çatışmada yakalanan suçlular için bu tabir kullanılır. demek ki mahkumların cezaevlerinde bile asker/polisle çatışmaya girebilecek yeterli silah gücü var. zaten çıkan olayların sebebi de mahkumların aramaya karşı çıkmasıdır. aralık ayındaki operasyona gelirsek, bahsettiğim ulucanlar ve bu gibi olayların önlenebilmesi amaçlı alınan f tipi cezaevlerine geçiş kararı devlet tarafından uygulanmaya konulmuştur. mahkumlar buna da karşı çıkıp isyan başlatmışlardır. çıkan olayların sonucunda her iki taraftan da kayıp verilmiştir. askerin mahkumları yaktığı iddiası ise oldukça komiktir keza tv de bile kadın mahkumun kendi kendini yakması görüntüleri yayınlanmıştır. kendilerini canlı bomba yapabilen, amaçları uğrunda diğer insanlarla beraber kendi canlarını da hiçe sayan, açlık grevlernde kendilerini öldüren bu gözü dönmüş mahkumlar elbette ki koğuş avantajı ellerinden alınmak istendiğinde çeşitli yollarla karşı koymuşlardır.

    olayların garip olan tarafı herkes sonucuna bakarken kimsenin sebebini irdelemiyor olmasıdır. neden f tipine geçiş kararı alındı? neden mahkumlar buna karşı çıktı? dünyanın hemen hemen her ülkesinde bizim f tipi tarzı cezaevleri bulunmaktadır. suçu işleyen verilen cezayı çekmektedir. oysa ki bizde durm biraz değişikti. yakalanmadan evvel hücre evlerinde yaşayan teröristler yakalandıktan sonra da yine hücre evlerine benzettikleri koğuşlarda ikamet etmekteydi. yani suçları bir yerde cezasız kalmaktaydı. yukarıda da belirrtiiğim gibi, mahkumiyet bir takım hak ve özgürlüklerin yasalar gereğince insanın elinden alınmasıdır. eğer ki insan yakalanıp cezaya çarptırıldıktan sonra da dışardaki hayatına benzer bir şekilde yaşayabiliyorsa cezaevinde, verilen cezanın bir anlamı kalmaz. bu yüzden f tipine geçilmiştir. aramalar sırasında çıkan isyanları bastırırken ortaya çıkan kayıpları önlemek için f tipine geçiş yapılması gerkliydi. aramaya karşı çıkan mahkumların koğuşları yakması sonucu kaybedilen hayatlar olmasın diye bu sistem zorunluydu. gardiyanların bile içine giremediği koğuşlarda saklanan silahlarla masum insanlar zarar görmesin diye f tipi zorunluluktu.

    19 aralık 2000 de mahkumların devletin aldığı bir karara isyanı vardı ve çatışmalar yaşandı. asker-polis gerekeni yapmıştır. isyanı bastırmıştır. f tipine geçişle beraber, cezaevleri teröristlerin kampı olmaktan çıkmış, ceza çekilebilecek mekanlar haline gelmiştir.

    olaya hümanist yaklaşanlar için not: olaylar sırasında kendini ateşe veren kadın eğer hiç yakalanmamış olsaydı, annenizin alışveriş yaptığı bir markette kendini ve oradaki herkesi havaya uçursaydı *, yine aynı şekil insancıl yakalaşabilen olur muydu olaylara? acaba burada mahkumları insanlık adına savunanlar, güngören'de hayatını kaybeden o küçücük çocuğun yakınlarıyla da bu şekil konuşur mu?
    4 ...
  26. 22.
  27. Devletin "hayata dönüş operasyonu" adı altında 29 insanı katlettiği, onlarcasını yaralı ve sakat bıraktığı "anarşistlerin" değil insan olan herkes için acı gündür. Silahı olmayan tutukluların üzerine bomba yağdırıp, ağır makinalılar ile ateş açmak.. evet gerçekten insan olan için üzücü..
    5 ...
  28. 23.
  29. 24.
  30. hayata dönüş operasyonun tarihidir. bu tarihi özetleyen tek söz vardır. "diri diri yaktılar" bayram paşa da yaralanan bir kadının sarf ettiği bu söz özetlemiştir.

    Altı kadındılar
    ÖZLEM le baktılar
    NiLÜFERçiçekleriydiler yandı kavruldular
    SEYHANırmağında yunup arındılar
    YAZGÜLlerinde yaşayacaklar...
    2 ...
  31. 25.
  32. 26.
  33. zaman aşımı katilleri kurtaramaz.

    iki elimiz yakanızda...

    toprağın ve şafağın,
    o şafakların ışığı bize kimden armağan
    gülümseyen gözlerle,
    o gözlerle yüreğimizi harmanlayan

    kahraman yüz yirmi iki can yürüyor en önde
    telaşsız, kaygısız, yar elinden tutar gibi
    sevdanıza and olsun, sizlere sunacağız
    tertemiz sabahları, özgür bir vatanı

    hani suskun geceleri,
    o geceleri, karanlıkları dağıtan var ya
    o en güzel türküleri,
    o türküleri and içer gibi haykıran var ya

    (bkz: unutmadık unutmayacağız)
    4 ...
  34. 27.
  35. pkk militanları değil de devlet faşist adlediliyormuş. bak hele. diri diri yakılanlar mı suçlu. tıpkı madımak'ta olduğu gibi değil mi? yakanların hiç suçu yok.
    operasyon pkk değil; türk solu örgütlerine yapıldı. pkk ile konunun alakası yoktur. bilgi sahibi değilsen sus bir şey bildiğini sansınlar.

    sözde sosyalist ve sempatizanlarmış yakılarak öldürülenler. bu vicdanları rahatlatmaya yönelik söylenmiş bir söz müdür? yani adam sempatizan ise diri diri yakılmayı hakediyor demek mi? vicdanını rahatlatmak istiyorsan git osbir çek; burası kendini rahatlatacağın alan değil.

    hikmet sami türk'ün ellerindeki kanın kokusu hala duruyor.
    6 ...
  36. 28.
  37. bu gün itibariyle süreci anlatan sonbahar filmi gösterime girmiştir. gidilmesi tavsiye edilir.
    3 ...
  38. 28.
  39. uyuşturucuyla kafaları bir milyon olmuş kadınları, içeriden çıkan silahları görmemiş, arama sırasında neden koğuşların mahkumlar tarafından yakıldığına aklı ermeyen bir sürü çocuğun hakkında yalan yanlış yorum yaptığı cezaevi olayıdır.

    olay anında orda olan varsa altta mesaj butonunu tıklasın, konu hakkındaki herşeyi anlatayım.
    0 ...
  40. 27.
  41. oligarşinin açlığını insan etiyle doyurduğu gündür.memlekette bugün at izi, it izine karışmışsa ve buna neden aranıyorsa zihinlere kazınmış belgedir.orada burada suçlu aramaya luzum yok, bu devlet kendi ışığını, kendi aydınlığını kendisi söndürmüştür.
    3 ...
  42. 24.
  43. iğrenç geçen 2000 senesinin kötü günlerinden biri. asıl amacının ne olduğunu hala kestiremediğim operasyonun tarihi. görünüşte iyi niyetli ama altta yatan neden başka olabilir. bu ülkede hiçbir şey göründüğü gibi değil.

    ---bu bölüm tamamiyle başlığın sözlük içindeki durumuyla ilgilidir---
    ayrıca 54 entryden 25'ini lock'un girdiği başlıktır.
    1 ...
  44. 25.
  45. hayatları çalan operasyondur. her bir tutsağın hayatı ve yanında ailelerin hayatları çalmıştır.
    ele avuca sığdırılamayan ecevit hükümeti zamanı sol görüş suçlusu olarak tutsak edilmiş insanların katledilmesi ne gariptir. 30 can verdik... çanakkale, ümraniye, bayrampaşa en çok nasibi alanlardı arasında hapishanelerin...

    tam 3 gün 3 gece sürdü çanakkale operasyonu...hepiniz candınız, canımdınız... birinizin bile nefesinin kesildiğini duymak yıkıp götürecekti 17 yasında gencin yüreğini.ben ekrana kitlendim ve bekledim, analarımız babalarımız cezaevi kapısı önüne... bombalar yağıyordu tepenize ve ben hiç bir şey yapamadan sadece izliyordum belki de ilk kez dua ederek...

    koru onları ne olur diye belki de ilk kez yalvardım.

    ''bu kadar can acısı olur mu? oldu işte... 3 gün 3 gece gözümü kırpmadım ben evde; analar babalar kapıda... ve sonra ; 3. günde; birer birer çıktınız bir delikten sürüne sürüne tarumar olmuşsunuz. üzeriniz yırtık, is, duman... izledim baktım sen çıkabildin mi diye.. evet sensin çıkan, 13. sırada sen çıktın. sen yaşıyordun... gözyaşım sana aktı, nefes aldığını gördüğüme ablam... ama küçücüktü bedenin, çok da olmadı ki sen açlığa yatalı, diğerleri neden senin kadar küçük değildi, bitap değildi... üzerinde ıslak, hayır sadece senin değil , evet herkesin ıslak. köpük mü, hayır o kadar da değil, onlarında yok mu çocuğu. analar dışardayken köpük mü sıktılar içeri ... sen korkarsın ama sudan köpükten de korktun o halde... boğarlar mıydı dersin çıkmasaydınız ,tavana kadar doldururlar mıydı? onların yokmuydu acaba çocuğu, dışardaki gözü yaşlı anaları hiç görmediler mi ki? görseler değişir miydi? üzülüp öldürmezler miydi?
    bilmem...17 yasındaydım o zaman , düşünmedim hiç... sadece acım çöreklenmişti, sen çöreklenmiştin... onlara vakit ayıramadım.
    ama senin kafan ? kanıyor? kıpkırmızı? bu nasıl oldu? taş mı attılar? nasıl olur , nasıl yaparlar? peki ya diğerleri , iyi mi acaba onlar? sen nefes alıyordun gördüm ya, ben de nefes aldım tekrar...
    meğer her aile alamamış nefes; meğer ilker abinin,fidan ablanın,fahri abinin aileleri nefessiz kalmış... benimde 4 soluğum kesildi, sonra devam ettim nefes almaya o halde...etmeliydim, sen hala nefes alabildiğin için ''
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük