19 22 aralık 2000 hayata dönüş operasyonu

entry190 galeri61 video4
    16777212.
  1. uzun ama değecek program. hayat kurtaran. ilk aşaması kişinin kim olduğunu sorgulamasıdır. ikinci aşaması bir süre yalnız kalarak iyi ve kötü gün dostlarını ayırmasıdır. üçüncü aşaması ailesine daha sıkı bağlanmasıdır. dördüncü aşaması, kafa yapısını ve görüntüsünü değiştirmesidir. beşinci aşaması ve en önemlisi, tüm bunları yapacak inanca ve güce sahip olmasıdır.
    2 ...
  2. 16777212.
  3. ironiden öte psikolojik harp taktiği gereği, aymazca hayata dönüş operasyonu olarak adlandırılan , bu ülkenin çocuklarına, bombalarla, silahlarla, gazlarla acımasızca saldırılıp, onlarcasının öldürülüp, yüzlercesinin yaralandığı- insanlık tarihimize düşen- kara gün!

    karadır, savunmasız insanlara silah sıkılırken, megafonla, hayat güzeldir, diyebilme rahatlığıyla .

    karadır, bu insanlar istif şeklinde, göt göte yaşayıp, bir tuvaletten 40 kişi yararlanıp, insanca yaşamak istemiyorlar, sırf örgütlerinin koğuş sistemindeki hakimiyetini kayıp etmemesi için, şeklinde uydurulan yalanlarıyla.

    tarihiyle karadır, bu operasyonun ardından özelleştirmeler, stand-by lar, tahakküm yasaları son hızla uygulanmıştır. mesaj açık : abanın altından, üstünden, ortasından sopa gösterip olası muhalefet ataklarını korkuyla kesmek !

    19 aralık 2000, bu ülkenin geleceğine, umutlarına, hayallerine vurulmuş kara bir tırpandır . karadır, bu operasyonu, allahsız komünistleri bertaraf etmeyi meşru gören, hakan aygün tandanslı insanımsılarla aynı havayı solumak kadar .
    10 ...
  4. 16777212.
  5. hedef pkklı şerefsiz mahkumlara ya seve seve ya s.ke si.e denmiş, mahkumlar ikinciyi tercih edince, tercihlerine saygı duyulmuştur. kimsenin gocunmaya hakkı yoktur.
    22 ...
  6. 16777213.
  7. 16777214.
  8. bu ülkenin utançlarından biridir.

    mapusun içinde sabahın üçünde
    gözlerinde yangınlar vardı
    üç duvar bir kapıya sığmayan umutlardı
    ankara nın kalbinde patlayacak volkandı

    geldiler can almaya tükendiler vurdukça
    korktular kıydıkça çoğalan hayatlardan

    gecenin içinde sabahın üçünde
    ankara yı ateşler sardı (yüreğime kurşunlar yağdı)
    toprağın uykudan uyandığı bir andı
    gidenlerin ardından soluksuz bir sabahtı
    sesleri soluğuydu doruğuydu kavganın
    yaşamın onuruydu muştusuydu yarının

    düştüler birer birer dillerinde yeminler
    direnerek ölümü yeneceğiz dediler
    8 ...
  9. 16777212.
  10. 19 aralık 2000 .... bu tarihi zihnimize iyi belletmemiz gerekir... bu tarih nasıl bir zamanın üzerine kıvranıp uyuduğumuzun çıplak gercekliğidir. bu tarih tek bir zaman kesitinden gecmişimizin bize adeta ispatıdır... bu tarih bu coğrafyada yaşayanların miladıdır.. bu tarih koyaklarımıza olum ruzgarlarını savuranların pervasızlıklarının resmidir. bu tarih yaşadıkca öğretecek olan bilge bir andır.....
    19 aralık gecesi ülkenin 20 cezaevinde aynı anda başlayan operasyonların adıdır hayata dönüş... operasyonların en önemli amacı f tipi cezaevi uygulamasına karşı çıkan siyasi mahkumların ölüm orucu direnişini sonlandırarak, tabutluk olarak adlandırılan f tipi cezaevlerine taşınabilmesiydi. olum orucu eylemlerinin devam etiği zaman diliminde hukumetin adalet bakanlığı yetkilileriyle aydınlar ve siyasiler tarafından yurutulen görüşmeler devam etmekte, cezaevindeki ölüm orucu direnişini bitirebilecek formüller üzerinde anlaşma sağlanabilecek duzeye gelinmekteydi. görüşmelerde yer alan mehmet bekaroğlu daha sonra yaşananları değerlendirilirken ''aldatıldık, hukumetle antlaşma üzerinde mutabakata varmıştık oysa görüşmeleri birden keserek, asıl yapmak istediklerini uyguladılar'' demekteydi.
    birileri kendi istediklerini , ölüm üzerinden korkusuzca inşa edebilecek yeteneklerini zaman kayıp etmeden göstermeye başladılar. 20 aralık gecesi cezaevlerinde duzenlenen operasyonlarla, tam anlamıyla katliama giriştiler. medyamız guzide kaynaklardan aldıkları bilgilerle bizleri cezaevindeki örgut hakimiyeti konusunda bilgilendirirken, cumhuriyet tarihinin gördüğü en zalim bakanı ise açıklamalara ''örgut içeride adam yakıyor'' yaygarasıyla eşlik ediyordu...
    medyamız ancak düşman topraklarına adım atılabileceğinde kullanılacak dili giyinerek '' devlet sonunda girdi'' manşetleriyle devletin kendi sorumluluğundaki cezaevlerinde yarattığı katliamı, düşman saflarının imhası olarak sunuyordu.. cezaevindeki mahkumların kendi arkadaşlarını öldürdüklerini beyan edenler, cezaevlerinde silah bile bulunabildiğini riyakarca ispatı derdindelerdi. 2 si asker, 32 kişinin silah ve kimyasal gaz kullanılarak öldürüldüğü operasyonlarda medyamız o katliam içerisinde hiç bir şey olmadan nasıl sağlam kaldıklarını aktarma gerekliliği duymadan ''renkli pankratları ve broşurleri'' örgutlerin hakimiyetinin sembolleri olarak bizlerle paylaşıyordu. operasyonların ardından açıklama yapan guvenlik görevlileri, mahkumların kendilerini silahlı çatışmayla engelemek istemelerinden dolayı olu sayısının arttığını belirtiyorlardı.
    operasyonların ardından düzenlenen savcılık raporlarına eşlik eden adli tıp sonucları, gözümüzün önüne çıplak gerceği sunuyordu. adli tıp raporunda mahkumlar tarafından yakıldıkları iddia edilen mahkumların, güvenlik görevlilerinin kullandığı göz yaşartıcı, gaz ve sinir bombalarının çıkardığı yangında öldükleri ifadesine yer verilmekte, ateşli silahla öldürülen askerlerinde yine guvenlik görevlilerinin silahından çıkan mermilerle vurdukları belirtilmekteydi..yine canakkale savcılığı 563 guvenlik görevlisi hakkında 20 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasını isteyen iddianameyi hazırlayarak mahkemeye sunmaktaydı...
    19 aralık 2000 bu ulkede an gelince adaletimizden, guvenliğimizden, haber alma özgürlüğümüzden sorumlu bulunanların yekpare vucut olarak, koro halinde yalanlarıyla bizi karşıtları olarak dışarı atabileceklerinin tarihidir.
    19 aralık 2000 tarihi devlet şefkati ile karşılaşmamızın ürkütücü kesişmesidir..
    19 aralık 2000 tarihi belleğimizin zaman ayracında soluyarak her an kendini bize hatırlatan vicdanımızdır....
    19 aralık 2000 tarihi zihnimizin sokaklarını kan ile yıkayanların cellat takvimidir.
    19 aralık 2000 tarihi içimizin şiarıdır ''unutma, unutturma''....
    9 ...
  11. 16777213.
  12. 19 aralık 2000 tarihinde cezaevlerine yönelik eş zamanlı düzenlenen katliamın adıdır. tutsakları f tiplerine ve tabutluklara göndermek isteyen zihniyetin tutsaklara yönelik olarak hayata dönül operasyonu adında yaptıkları katliamdır.

    cezaevlerine yönelik yapılan bu operasyonda ölen uzman çavuş Nurettin Kurt'un cezaevindeki tutsaklar tarafından ateş sonucu öldürüldüğü burjuva medyasında söylenmiş bu kanlı operasyonu halk karşısında doğru birşey miş gibi gösterilmeye çalışılmıştı ancak operasyon sırasında ümraniye jandarma bölük komutanlığında görevli olan Yüzbaşı Uğur Pamukçu'nun üsküdar 2. ağır cezamahkemesindeki ifadesi aslında halka anlatılanın tamamen uydurma olduğunu göstermiştir.

    "Ümraniye Cezaevi operasyonu davasında ifade veren bir asker önemli bir itirafta bulundu. Olay sırasında Ümraniye Jandarma Bölük Komutanlığı'nda görevli olan Yüzbaşı Uğur Pamukçu, tutuklular tarafından ateş açılarak öldürüldüğü iddia edilen uzman çavuş Nurettin Kurt'un kendi birliklerinin açtığı ateş sonucu öldüğünü itiraf etti. "

    dönemin adalet bakanı hikmet sami türk ve onunla beraber onlarca insanın kanına girenler unutmasınlar ki öldükçe çoğalıyor bu adamlar.

    haberin tamamı için: http://www.ozgurradyo.com...yrinti&haber_no=19476
    11 ...
  13. 16777214.
  14. 16777215.
  15. 0.
  16. iktidarın, 20 cezaevine düzenlediği operasyonlarla insan hayatına kast ettiği tarihtir.
    adına ironik biçimde "hayata dönüş" denen katliamda 32 kişi hayatını kaybetti ve onlarcası sakat kaldı.

    sahibinin sesi medyamız, operasyona, daha sonra iletişim fakültelerinde okutulan kitaplara geçecek olan dezenformasyon bombardımanıyla katıldı.
    gerçeğe dönüş için bakınız:
    http://www.medyakronik.com/arsiv/hayata_020701.htm

    operasyonun düzenlendiği günden bu güne tek ya da 3 kişilik hücrelerde yaşayan tutuklulardan ve tutuklu yakınlarından 122'si, f tipi cezaevlerindeki insanlık dışı yaşam koşullar ve uygulamalara karşı devam ettirdikleri ölüm oruçlarında hayatını kaybetti.

    (bkz: 19 aralik katliamı)
    7 ...
  17. 1.
  18. insan ne diye cezaevine atılır: gecenin bir yarısı evine bir telefon gelir, uyku sersemi açarsın telefonu, karşıdaki ses "abi tamam malları teslim ettim, ben yatıyorum" der sende iyi geceler der anlam veremez yatarsın, 10 dakika sonra evi polis basar ve cezaevine girersin, hemde f tipine hemde hücreye...

    türkiye de tek bir canlıya zarar vermeden cezaevlerine atılan, idam edilen onlarca insan olmuştur, tarihini bilmeyenlerin kalkıpta resmi ağızlardan konuşmasına cevap olacak bir sözdür Yüzbaşı ugur pamukcu'nun ifadesi, ve hala nasıl olabiliyor da konuşabiliyorlar, buna nasıl cürret ediyorlar anlam verilemez.

    tarih önünde hesap veremeyecek kimse yoktur, öldürülenler de hesap verecektir öldürenlerde, ve tarih haklıyı haksızı ortaya çıkaracaktır.

    konu ile alakalı olarak:

    3 ...
  19. 2.
  20. adıyla çelişen operasyondur. insanları yakarak hayata döndürmek sadece türkiye de karşılaşılan bir olay olsa gerek. şuna adam gibi adam yakma operasyonu desenize!

    - evet sayın seyirciler hayata dönüş operasyonu başarıyla yerine getirildi! 31 kişi yakılarak hayata döndürüldü, bundan sonra hayatlarına oldukça bronzlaşmış bir şekilde devam edecekler..
    4 ...
  21. 3.
  22. 4.
  23. fazla söze gerek yoktur. insanlığın bittiği andır.
    4 ...
  24. 5.
  25. 6.
  26. eco wiht hükümeti ve hikmet sami' nin devrimci güçleri kırma eylemidir.

    yeni bir durum değildir.
    *
    4 ...
  27. 7.
  28. "19 Aralık günü başlatılan 'Hayata Dönüş Operasyonu', Türkiye'de yaşanan en büyük cezaevi katliamıdır! "
    http://www.ihd.org.tr/basin/bas20001226.html
    ihd basın açıklaması.
    devlet terörü diye bunlardan bahsediyoruz, bu operasyonda içeriden sıkıldığı söylenilern kurşunların aslında dışarıdan atıldığı, mahkumların birbirlerini yakmadıkları aksine dışarıdan atılan kimyasal silahlar sebebiyle yandıkları raporlar sonucunda açığa çıkmıştır.tek istedikleri onların da aslında bir insan olduklarının farkedilmesiydi : http://www.savaskarsitlar...ID=5&ArsivAnaID=29265
    6 ...
  29. 7.
  30. tutsakların diri diri yakıldığı, kimyasal silah kullanılan dönüştürme operasyonudur. sorumluların başında dönemin adalet bakanı hikmet sami türk gelir. yanık et kokularının havaya karıştığı ulucanlar cezaevi şimdilerde kültür merkezi olmuştur. sanatsevicileri yakılmış insan cesetleri üzerinde alkışlayın postmodern eserlerinizi. devletin özrü bu mudur? yaktık ama sonra sanat merkezi yaptık, bakın sanat halk içindir! ne güzel. katiller henüz hesap vermemiştir.
    6 ...
  31. 8.
  32. cezaevlerinin dezenkekte edildigi gundur. olaylar sirasinda 2 askerimiz sehit olmustur. Onlara tanri'dan rahmet diliyorum. digerleri tamu'da erlik han'in mamutlariyla egleniyorlardir simdi. dusunenlerin, emegi gecenlerin ellerine saglik.
    5 ...
  33. 9.
  34. Süreci cezaevinde yaşayan çalışanların operasyon hakkında konuşmalarına konan yasak ne denli bir vahşetin yaşandığının bir diğer göstergesidir.
    3 ...
  35. 10.
  36. 11.
  37. isminin "hayata dönüş" olmasını ironi olarak mı yorumlasam yoksa, yoksa ağzımı açıp gözümü mü yumsam bilemediğim operasyon, ulan 9 tane ana baba evladı öldürülmüş be ! hangi hayat, ne dönüşü...
    3 ...
  38. 12.
  39. Kolluk kuvvetlerinin attığı kurşunun, delilleri ortadan kaldırmak amacıyla, adli tıp yolunda bıçakla mahkûmların etleri kesilerek çıkarıldığı bile kanıtlandı.
    Bütün kurşunlar dışarıdan içeriye atıldığı, ölülerin üzerinde yakıcı kimyasal madde bulunduğu, gaz bombası nedeniyle zehirlenerek öldürüldükleri... Kanıtlandı. Ama deliller toplanamadı. Koğuşlarda keşif yapılmasına izin verilmedi.
    Tabii ki sanıklar bulunamadı. Ve tabii ki önceki gün, ve tabii ki bu dava, 8 yıldır sürmesi bitememesi sebebiyle, istanbul Eyüp 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararla, tabii ki, müruruzamana uğradı. Dediler ki 'Üzerinden epey zaman geçti'. Zamanaşımı, tabii ki. insanlıkaşımı yani. Yani bir kez daha insanlığımızın üzerinden postallarıyla, çiğneye çiğneye geçtiler. Gittiler.
    (bkz: ece temelkuran)
    http://www.milliyet.com.t...ate=25.06.2008&ver=41
    4 ...
  40. 13.
  41. hiç kimseyi şaşırtmaması gereken operasyon yıllardır yapıldı ve devamı gelecek.
    2 ...
  42. 14.
  43. Katliamcılara 'delil yetersizliği'nden beraat!
    ÇANAKKALE (17.09.2008)- Çanakkale E Tipi Hapishanesi'nde 19 Aralık 2000'de "hayata dönüş" adı altında yapılan katliam saldırısı nedeniyle Ağır Ceza Mahkemesi'nde askerler hakkında açılan dava, 7 yıl sonra "delil yetersizliliği" iddiasıyla beraat kararıyla sonuçlandı.

    Çanakkale E Tipi Hapishanesi'nde 19 Aralık 2000'de yaşanan yapılan katliam saldırısı nedeniyle Ağır Ceza Mahkemesi'nde 563 asker hakkında açılan dava, 7 yıl sonra beraat kararıyla sonuçlandı. 4 tutsak ve 1 askerin yaşamını yitirdiği saldırı gerekçesiyle, 563 asker ile 154 tutsak ve hakkında farklı gerekçelerle davalar açılmıştı.

    Katliam saldırısında yer alan askerler hakkında; tutsaklar Sultan Sarı, Fahri Sarı ve ilker Babacan'ı "görevin ifası sırasında faili belli olmayacak şekilde öldürdükleri ve 83 hükümlüyü yaraladıkları" suçlamasıyla dava açılmıştı. Mahkeme heyeti, askerlerin tümü hakkında, "yeterli, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı" iddiasıyla beraat kararı verdi.

    Mahkeme, tutsaklar için ise 9 ayrı karar verdi. Mahkeme, dava sürecinde yaşamını yitiren 11 tutsak hakkında ise açılan dava ile bazı tutsaklar hakkında "Ateşli Silahlar Kanununa Muhalefet" ve "Cezaevi idaresine karşı silahlı isyan" iddialarıyla açılan davalar hakkında zamanaşımı kararı verdi. Ayrıca, adresleri tespit edilemediği için ifadeleri alınamayan 61 kişinin ise ayrı bir dosya ile yargılanmasına karar verdi. “Ruhsatsız patlayıcı imal etmek ve bulundurmak", "Adam öldürmek ve yaralamak" iddialarıyla açılan davalarda ise "delil yetersizliği" ile beraat kararı verildi.

    Dava AiHM'e taşınabilir

    Davaya tutsakları avukatı olarak katılan Av. Gül Kireçkaya, Yargıtay kararını beklediklerini, davaya AiHM'ne taşıyabileceklerini kaydetti. Kireçkaya, "(iki tarafa da beraat verelim davayı kapatalım) anlayışına kesinlikle izin vermeyeceğiz. Biz bu gerçeğin arkasında duracağız ve hakkımızı arayacağız. Gerçekte bizim açımızdan Fahri Sarı, Sultan Sarı ve ilker Babacan'ın operasyon sırasında öldürüldüğüdür. Zaten operasyonun sadece ölüm oruçlarını bitirmek gibi bir maksatları yoktu. Kararı askerler aleyhine temyiz edeceğiz. Hükümlülere operasyonun ardından sevkleri sırasında kötü muamele ve insanlık dışı muamele yasağına aykırı davranıldığı gerekçesiyle 2002 yılında bir dosyayı AiHM'e göndermiştik. Askerler suçlu bulunmazsa bu karar için de AiHM'e gideceğiz" diye konuştu.
    http://www.atilim.org/hab...rsizligi_nden_beraat.html
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük