her ne kadar galatasaray'lı olsamda fenerbahçe'yi gönülden destekleyeceğim maçtır. umarım avantaj elde edebilcekleri bir skorla dönerler fransa'dan.
edit: vay be arkadaş bunda eksilencek ne buldun da bastın o butona? galatasaray'lıyım ama türk'üm her şeyden önce. fransız piçlerine karşı tabiki feneri tutucam. sabaha kadar eksile 18 şubat'ta maç süresince galatasaray'lı olduğum kadar fenerbahçe'liyimde..
2000'li yıllarda kadıköy'de beraberlik bile göremeyenlerin, el siki ve gerdek kelimelerini içeren atasözünü hatırlatırcasına ellerini ovuşturarak beklediği karşılaşmadır.
kim için dedi bilmiyorum ama "ailesi angoladaki iç savaştan kaçtı, uluslararası sularda bir botta dünyaya geldi ve vatandaşlığı bir süre uluslarası sular olarak kaldı, sonra fransa ona sahip çıktı."
gözümü açtığımda yerdeydim ya yeter artık ertem şener.
guiza'nın güldürdüğü maç. fenerbahçe her ne kadar avantajlı bir skorla dönüyor olsa da o frau denen ibnetor bir sonraki maçta da oynarsa fenerbahçe'nin işi zor. adam inanılmaz hızlı ve deniz ile iyi anlaşıyor.
sizler için üşenmeyip pes 2010'da oynadığım maçtır. maçın hikayesi:
saha ve zemin futbol oynamaya elverişliydi. tam bir dostluk havasında başlayan maç hoş olmayan futbolla devam etmekteydi. iki takım da gol konusunda isteksiz göünmesine rağmen gol veya gollerin geleceği açıktı. çünkü lille osc, iyi basan fenerbahçe'nin orta sahasını geçebilirse gol atacağını biliyordu.
maç 0- 0 devam ederken defansın hatasını değerlendiren p. a. frau adlı oyuncu ceza sahası çizgisinin yaklaşık 1- 1,5 metre yakınlarından yaptığı güzel vuruşla volkan'ı avladı.(1-0)
fenerbahçe bu gol üzerine cristoph daum gol atmalarının gerekli olduğunu fark etti ve genç semih'i oyuna uğur boral'ın yerine aldı. bu değişiklikten sonra ataklarını sıklaştıran fenerbahçe gökhan gönül'ün ortasına yükselen güiza'nın kafasıyla bir gol bularak skoru eşitledi.(1-1)