durup dururken kendini insanlardan soyutlayıp ücra köşelerde gereksiz yere kendini yalnızlığa hapseden gencin ergenlik döneminde içine düştüğü boşluğu bunalım sanmasıdır. ev geçindirmiyordur, geçimini ailesi sağlıyordur. tek derdi okuludur, eğer çalışıyorsa o da bir sıkıntı değildir çünkü çalışamayan insanlar vardır.
yanındakilerin değerini bilmek yerine bunalım takılmayı seçen insan zamanla ondan da sıkılır insan aramaya başlar. ailesi dostları yanındaysa, sağlığı yerindeyse insan kaç yaşında olursa olsun takmamalıdır. 18 yaşında atlatabileceğinden emin olmadığı hastalığıyla uğraşan insanın, veya başka geçerli dertleri olanın, kendini durup dururken bunalıma iten ergen gence hesap sorma hakkı vardır çünkü. sizden birşeyler almadıkça hayat devam etmelidir.
eğer ard arda ikinci kez öss(ygs-lys) ye hazırlanmıyorsan yeterince bıkmış sayılmazsın.ilk senende yaşadığın hayal kırıklığıyla birlikte ikinci senenin stresi de birleşince ve birde arkadaşlarının tek derdinin şu dönemlerde "bu gün ne giysem, derse girsem mi girmesem mi,hangi kıza atlasam" gibi şeylerken senin tek derdinin geleceğin olması gibi adaletsiz durumda varsa yeterince bıkmış olabilirsin.
cevap olarak şunlar söylenebilir;
dostum önce haline şükret, durumunun farkında olamayanlarda var. belki bu senin için hayırdır.
dersleri en ön sırada, gırgır şamatayla dinlersen kim bilir belki dersleri geçemezsin.
arkadaşlarına çok takılırsan kim bilir belki uyuşturucuya kadar kötü yola girebilirsin.
her geceyi dışarda geçirirsen kim bilir belki bir daha sabahı göremezsin.
daha hayatı boyunca ağlamamış gençler var? ağlamasına sebep olmayan gençler var. ağlamak güzel şey, kimseyi takma hayatı kendi etrafında döndür, sakın birilerine takılma, birileri sana takılsın. bunlardan yakınıpta ömrünü heba etme...
not:
aile her zaman en yüce varlıktır, onlarla aranı açma...