reşit olmanın ne kadar boktan olduğunun farkına varıldığı andır. artık yetişkin olmaya başlamışsındır ve daha hayatla ilgili bir bok bilmediğini anladığın zamandır.
- 17'sinde teomanın on yedi parçası,
- 18'inde nil karaibrahimgil'in on sekiz parçası,
- 19'unda avea'nın 19'luk replik+melodisi söylenir.
Başlığa göre ergen kişi 18 yaşındadır ve nil karaibrahimgil on sekiz yaş şarkısını dinlemeli ve söylemelidir. ( Bizim zamanımızda sadece teoman'ın on yedi'si vardı. Şimdikiler gibi şanslı olamadık. (bkz: Hacu bizim zamanımızda bunlar yoktu).
reşit olmanın verdiği özgüvenle gerçekten de büyüdüğünü zannedip hayatın bütün zorluklarına göğüs gerebilecek kıvama geldiğini zannetmektir 18 yaşında olmak. ama işin aslının öyle olmadığını anlamak çok fazla sürmez. gelgitlerin çok olduğu bir dönemdir...
Hayata zerre katkısı olmayan olgu.
Hep "büyüme hayali" ile yaşamış insanın " ee şimdi ne olacak yani? " demesine vesile olan olgu.
hayatının yegâne gayesi ehliyet almak olan insanların bayramı.
Ve belki de en önemlisi artık bir kerhaneye girebilme iznine sahip olmak kimilerine göre.
getirisi hiç bir zaman; özel günlerde babanla karşılıklı oturup içmek veya arkadaşlarınla bara gidip sohbet etmek olmayacaksa pek de bir anlam ifade etmeyen hede.
+ baba 18 yaşımı doldurdum..
- ee?
+ ya işte şey..
- koş bakkaldan bi kaç bira kap bakalım. konuşcaklarımız var.
+ aslan babişkom. muck.*
+ baba 18 yaşımı doldurdum.
- bana mı doldurdun lan pezevenk. bsg başımdan.***
reşit olmanın dışında hiç bir albenisi yoktur. ama 18'likler bunu pek bilmez bu yaşa öyle hayaller yüklerler ki; bu yaz tatile gideceğim, şehir dışına çıkacağım, barda diskoda sabahlayacağım, araba kullanması biliyorum ki zaten ilk sınavda cüzdana ehliyeti koyacam, babam mı güldürme bana karışamaz çocukmuyuz hayatımı yaşayacağım gibi gibi söylemleri ve önlenemez özgüveni de beraberinde getirir. fazlaca yükseğe havalanırlar ama inişe de bir o kadar hızlı geçerler. *
biyolojik olarak tam manasıyla olmasa da yasalara göre "yetişkin" birey olmaya adım atmaktır, heyecan vericidir bir yerde.* nitekim silah ruhsatı alınabilmesi için daha 3 sene vardır.
hayatının tamamen değişebileceğini, bir kredi kartı sahibi olabilmekle, bir ehliyet alabilmekle ya da ülkenin seçimlerinde oy kullanabilmekle hayatının büyük ölçüde değişime uğrayacağını düşünen bireyin hayal kırıklığıdır.
"On sekiz yaşında yürek bir sapan taşı gibi fırlatılır
Ve kafamız omuzlarımız üstünde değil,
nerelerde? nerdedir?
On sekiz yaşında hatırasız yatılır,
On sekiz yaşında pırıltılar ilerdedir,
Bir yanı deniz derya
bir yanı yemyeşil ormanlık
Bir yanı gayya kuysu
bir yanı bizimle başlayan dünya
Bir yanı günlük güneşlik
bir yanı rüya
Bir yanında sırt üstü yat yıldızlara bak
bir yanı dümdüz
göz alabildiğine koş.
Bir yanı tozluk dumanlık
bir yanı bomboş
Habbeler kubbedir, pireler deve
bire bin katılır
On sekiz yaşında hatıralar düşünülmez
anlatılır." Nazım Hikmet
hayatın en güzel döneminde öss ye girilir. ama sonrası iyidir. tabiiki iyi bir üniversitede ve bölümde okunuyorsa. yada halen öyle sanmaktayımdır bilemiyorumdur.