18 yaşına gelene kadar türlü türlü hayaller kurulur. insan sanar ki reşit olunca tamamen özgür olacak. Sonra 18 yaşına gelir anlar ki hiçbir şey değişmiyormuş öyle birden bire. Hatta tam tersine sorumlulukların dertlerin artiyormus.gelecek kaygısı sarıyormuş bir de zihni. Ne acınası bi durum. Halbuki ki bir insanın en güzel yaşı olması gerekirken. Fakat zaten dolu dolu yaşamanın yaş mevzunda bi anlam ifade etmez belki ama sen emekli olunca eline rahatlik ve para geçecekse hiç geçmesin daha iyi o yaşta en fazla ne yapabilirsin ki. Yine sinirlendim be. Neyse
Mary Shelley Frankenstein'i ortaya cikardiginda 20 yasindaydi, nitekim henuz 17-18 yaslarindayken ciktigi avrupa seyahati sirasinda almanya'nin Darmstadt sehrindeki Frankenstein kalesini gormus, ve o an itibari ile hikaye kafasinda olusmaya baslamistir.
Frankenstein yazilmis en buyuk bilim kurgu hikayelerinden birisidir ve ikiyuz kusur sene sonra bile medeniyetin bilincaltinda bir abide olarak bulunmaktadir. sadece amerikan sinemasi'nin dunya capinda sukse yapan "terminator" gibi "rayindan cikan bilimsel/teknolojik bulusun felaketleri" tarzi filmlerinde kendini gostermez, ama bundan daha derin olarak insanligin kendi yarattigi bircok sisteme karsi caresiz kalisinin drami ve uyarisidir.
peki Mary Shelley'nin hikayesi dunyayi fethetmis midir? kesinlikle. demek ki olabiliyormus...
o yaşların enerjisini ve idealizm modunu yansıtan düşünceler. tabii giderek hayatın gerçeklerine toslayıp köreliyor, ama bu pozitif enerjiyi verimli şekilde değerlendirmek lazım genç yaşlarda ve henüz körelmeye başlamadan.