Bugün şanlı zaferimizin ardından 1 asırı aşkın bir süre geçti, tam 101 yıl. Tamda 101 sene önce 300.000 askerimiz vatanımız için şehit oldu. Kutsal vatan topraklarını canları pahasına koruyarak şehitlik onuruna erişen aziz şehitlerimizi minnet ve saygı ile anıyoruz.
Biz bu savaşı kısıtlı imkanlarla kazandık. Teçhizatımız sağlam değildi ve düşman bizden üstündü. Biz yüreğimize güvendik. Vatanın her karış toprağı için şehit verdik.
Ruhlarınız şad olsun.
Ulu Önder ATATÜRK ve silah arkadaşları gösterdikleri eşsiz mücadeleyle asla unutulmayacak bir mirası, “VATAN AŞKINI” bırakmışlardır. gerçekten vatan sevgisi nedir bilenler iyi ki varlar.
şanlı zaferimizin 104. yılı kutlu, şehitlerimizin ruhları şad olsun...
(bkz: bugün günlerden çanakkale)
çanakkale, aslında sadece bir harp değil, harpten doğan dostlukların da öyküsüdür.
ne var ki bu 104 yıllık dostluğu bozmayı hedefleyen birtakım kişiliksiz, omurgasız hainler geçtiğimiz gün yeni zelanda'da camiye saldırmak suretiyle 49 müslümanı katletti.
o yüzden bu 18 mart biraz daha buruk geçecek.
bu soysuzluğa ulu önder atatürk, ta 1934 senesinde cevap vermiş, türklerle anzakların artık birer dost olduğuna dikkat çekmiştir.
çanakkale türk milleti'nin kabesidir.
ve kendini "türk" hisseden, "ben türküm" diyen herkesin çanakkale'yi ömründe en az 1 defa görmesi, o ruhu hissetmesi gerekir...
dardanos bataryası, 18 mart 1915 günü düşman donanması tarafından en fazla hedef alınan ve saldırı süresince 4000 den fazla top mermisinin düştüğü tepedir. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1993712/+
peki dardanos bataryasının olduğu yer bugün neden hasan mevsuf şehitliğidir?
o gün, 18 mart 1915'te Denizdeki yüzer kaleler, en çok onların bulunduğu tepeyi hedef aldı. Birkaç obüsün bulunduğu tepeye, gün boyu 4 bin top mermisi düştü. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1993713/+
Akşama doğru Hasan Hulusi ve Mehmet Mevsuf, gözetleme yerinde savaşı takip ediyordu. Komutan, Üsteğmen Hasan’ı telefon başına çağırınca, biraz daha gerideki ağaçların altına kurulan santral merkezine yöneldi.
Bu sırada, Mevsuf da hareketlendi. Hasan bir an için dönüp ona, “Sen burada kal” dedi.
Saatlerdir bombaların patladığı yerde toz ve barut içinde kalan Mevsuf, biraz su içmek için izin isteyince, 2 subay koşar adımlarla telefona doğru gitti.
Vardıkları anda, koca bir top mermisi havayı yararak ve geçtiği yerde ıslık çalarak santral merkezini buldu.
Gün boyu düşen binlerce hain mermiden bir farkı yoktu.
Ancak o korkunç patlama tam da subayların ve telefoncu erlerin olduğu yerde meydana gelmişti. Havaya kalkan toprak açılıp dağıldıktan sonra yere indiğinde, şehitlerin üzerini de örtmüştü...
Kısa süre sonra Müstahkem Mevkii Komutanı Albay Cevat olay yerine geldi. Şehit olan kahraman evlatların acısı ile gözetleme yerine gitti. emperyalist Filo, boynu bükük bir cenaze alayı gibi geri dönüyordu ve zafer Türk’ün olmuştu.
Karargahına döner dönmez savaş raporunu yazdı, istanbul’a müjdeyi verdi. Sonra da, şehit subaylar Hasan ve Mevsuf’tan söz etti.
Dardanos Bataryası’nın isminin “Hasan-Mevsuf” olarak değiştirilmesini istedi.
Bugün o kahraman şehitler, toprağa düştükleri yerdeki mezarlarında, manevi varlıkları ile ve şehitliğin hemen yanındaki topları ile Çanakkale Boğazı’ndaki nöbetini sürdürüyorlar.
Kaç okul mezun veremedi o yıl. Kaç kişi evine dönemedi kaç kişi yaşı tutmuyor diye kılık değiştirip cepheye koşmadı. Dedelerimiz ninelerimiz tek bir şey uğruna canlarını hiçe saydılar Vatan.
Vatanı vatan yapan üstünde ki kandır eğer toprak uğrunda ölen varsa vatandır.