--spoiler--
Çanakkale Zaferi'nin yıldönümü olan 18 Mart'ta üniversitelerin yemekhanesinde o dönem siperlerde askere verildiği gibi buğday çorbası ve hoşaf yenecek.
yök, tüm üniversitelere bir yazı gönderdi ve "18 Mart'ta üniversiteniz öğrencilerine tarih şuurunun yaşatılması için ecdadımızın o günkü mönüsü olan buğday çorbası, hoşaf ve ekmek dağıtılmasını arz ederim" dedi.
O gün okulda yaşanması muhtemel diyalogları engellemek için üstüne Çanakkale menüsü yazılma gereği duyulmuştur. Ama yine de bu o gün yemekhanenin boş kalmasını kurtarmayacak gibi.
Ne yazık ki boğaziçi üniversitesinde olmayan uygulama.
Düşünce açısından çok iyi fakat şu açıdan da bakmak lazım ; maddi durumu iyi olmayan öğrenciler o yemekle doymayıp aç kalabilirler ve şehitlere saygı olsun derken kemikleri sızlayabilir.
lise yıllarımda yatılı okumuş olduğum öğretmen lisem geldi aklıma. ilk defa böyle bir şey görmüştük. hep şiirlerin okunduğu, o güne dair anıların anlatıldığı çanakkale şehitleri günü yaşamıştım. hep aynı havada geçen, protokol erkanına sunulan gösteriler... ama ilk defa böyle farklı bir şey görmüştüm, menü aynı buna benzerdir, kantinler kapatılmış ve şehir merkezine giden otobüsler o gün çalışmamış (çok acil durumlar dışında). gerçekten fiziken o günleri bir nebzede olsa yaşatmıştı bize okulum. daha sonra gördüm ki lisede ki abilerimiz önceki günlerden dolabına depo ettiği yiyecekleri gözümüzün önünde yiyor ve bizlerle dalga geçiyorlardı;
- tabii siz daha yenisiniz, böyle şeyleri nerede akıl edeceksiniz ?
şok olmuştuk, bizler akılsız onlar akıllıydı, ne diyeceğimizi bilemiyorduk. bir gün aç kalamayan insanlar olmuşuz bizler, sadece bir gün. 2 yıl süren bir savaş düşünün ve o insanların torunlarını düşünün; bir gün bile aç kalamayan.
bazi beyinsizler cikip, millet ac kalacak gidip parayla yemek yiyecek demis. lan gece gece kufur ettireceksiniz illaki. bre deyyus sen burger kinglerde got buyutesin diyemi o insanlarlar yillarca cepheden cepheye kostu. senede bir gun lan! bir gun.
eger o yillarda cephede savasmis olsaydim hakkimi boyle assagilik yaratiklara helal etmezdim.
çok iyi düşünülmüş, her sene yapılması gereken menüdür.
bizler bugün her an her şeye anında sahip olabildiğimiz ama yine de beğenmediğimiz halde, dedelerimiz aç susuz savaşmışlar, rahat nefes alalım diye bu toprağın bir karışını vermemiştir kimseye.
şov amaçlı değildir bu menü.
çanakkale şehitlerimize hem içeriden saygı besleyip, hem bu ülkenin nasıl geldiğini unutmamak adına temsili bir uygulama ile de gösterebilir. o kabiliyete sahibiz hepimiz.
dolayısıyla "bunlara gerek yok" demek en aptalca düşüncelerden biridir.
bazı sik kafalılar eleştirmişler.ulan andaval o sen aç kal diye değil sadece bazı şeyleri unutmamamız için yapılan bir eylem sadece.yökü asla savunmam ama bu yaptıkları çok ince bir düşünce.ondan sonra japonların hiroşimayı anma programlarında hayatın durmasına ''vay amk ne saygılı adamlar yeeaaa'' demeyi biliyorsun.çanakkale şehitlerini böyle güzel bir şekilde anınca mı götüne zor geldi?yarın büyük bir memnuniyetle okuluma gideceğim ve yiyeceğim o menüyü.yerken de bol bol rahmet okurum artık.beğenmeyen sik kartuşları gidip burger king de götlerini büyütsünler başka bir sik bildiğiniz yok zaten.
erzincan üniversitesinin de uygulayacağı menü. övünmesini bildiğimiz gönlümüzün kahramanlarının sadece düşmanla değil, açlıkla ve sefillikle de savaştığını anlamamızı sağlayacaktır biraz da olsa. laf edenler gitsin tostunu, pizzasını yesin ama sonra gereksiz, gösteriş için gibi yakıştırmalar yapmasınlar.
ulan o adamları anmak salt yaptıklarını 1 günlüğüne taklit etme ile olmaz. sen yılın her günü aynı özveriyi, aynı ciddiyeti ve azmi gösteriyor musun?
kafelerde karı kızla otur, seviş, zina et, mini etekle gez kaşarlık yap sonra yılda bir kez göstermek eylemlere git.
şekilci olmayın şu sözü unutmayın:'' vatanını en çok seven; görevini en iyi yapandı.''
m. kemal ne demiş:'' beni görmek salt beni canlı olarak, vücudumu görmek değil, benim fikirlerimi benimsemek, erdemlerimi bilmektir demiş.'' yani sen oku, her gün bak sadece bir gün değil adam ol, serseri olma o zaman o büyük adamlara olan borcunu ödersin.
kırk yılın başı göstermelik buğday çorbası içmekle vatana hayırlı olunmuyor.
babacım iyi hoş da. sen bu öğrencilere vereceksin çeyrek ekmeği, hoşafı, çorbayı. e bunlar doymayacak, hatta çoğu menüyü görüp s*ktiri çekip gidecek. gidecek de nereye? bir tabak yemeğin 15 lira olduğu cafelere, burgerlara, pizzacılara.
e n'oldu şimdi? kapitalizm değil, çanakkale ruhu kazandı öyle mi? keşke bu kadar basit olsa sizi sevgi pıtırcıkları.
kendi öğrencilerine de copla, kalkanla, gazla, plastik mermiyle saldıran özel güvenlikleri işe alarak çanakkale savaşı'nı samimi anlamda yaşatan samimiyetsiz üniversiteler bunlardır. o yuzden anlamlı olmuş.
yılın 364 günü kapitalist düzene seve seve ayak uyduran, popüler amerikan-ingiliz kültürü ile bütünleşen sevgi pıtırcığı üniversitelilerin desteklediği menü.
samimi değiller, eğer bu kadar çok vatan evladı iseniz, o burger king'lere, barlara gitmeyin, adidas, converse giymeyin anaıza-avradınıza sövdürmeyin amk.