(bkz: reklam kokan hareketler.)
düzeltme: reklam kokan hareket suikast deil suikast sonrasında zatı muhteremin takındığı hal ve tavırdır. zira her durumdan kendisine ve popülaritesine bir pay çıkartmayı bilmiş olması bu durumda da kendini göstermiştir. ölümü bile spekülasyonlara neden olmuştur. bunların tümü için söylenmişti.
bu filmde bir sahnede, bir afrika ülkesinin devrik lideri, "suikastten kurtulmuş biri arkasına çok büyük destek alır" gibi bir cümle sarf ederek, devlet başkanı olan diktatörün sahte bir suikast planı ile arkasına büyük destek alacağını iddia etmektedir.
kısa mesafeden özal'ın sadece parmağının yaralanması, onun üzerine özal'ın halkın inançlarına yönelik hoş cümleler kullanması dikkate değerdir. ayrıca, bu suikast girşimi olmasaydı, özal cumhurbaşkanı olmak için arkasına meşru halk desteğini alamazdı.
trışka suikast kategorisine sokulmaması gereken eylemdir. anılan olayda kurşun, rahmetli özal ın önünde bulunan mikrofonun ayağında sekip parmağına isabet etmiştir. eğer sekmese idi direk kalbine girme şansı yüksekti. kartal demirağ da o kalabalıkta öyle bir profesyonel atış yapamayacağına göre amacın direk öldüre olduğu apaçıktır.
özal'ın parmağındaki yaranın o arbedede yere düşüp kırılan bir cam parçasına basması ile olduğu da rivayet edilir. ancak ne derece doğru araştırmak lazım. tek gerçek ise bu suikastin özal'ın çok işine yaradığıdır.
bu girisim sonrasi ozal kursude konusurken hemen arkasinda bulunan o donemin anap'li ankara belediye baskani olan mehmet altinsoy'un ozal'in cerceveli bir fotografini havaya kaldirmasi da akillardan gitmeyen bu sahnenin en onemli parcalarindan bir tanesiydi.
kartal demirağ'ın o kongreye silahla nasıl girebildiği belli olmayan suikast girişimidir.
kurşun silahtan çıktığı anda, özal'ın sağ eli ilginçtir kalp seviyesinde değil, kürsünün üzerindedir -kalp seviyesinden çok aşağıda-. ateş edilen silah özal'ın hizasında veya üzerinden değil, kürsünden daha aşağıdan ateşlenmiştir. yani, aşağıdan ateşlenen kurşunun, mikrofondan sekip, tam tersi yönde aşağıya doğru yol alıp, özal'ın parmağını sıyırması veya kesik atması oldukça tuhaftır, ayrıca mikrofon ayağından sekmesi için öncelikle, kürsünün önündeki ahşap aparatı tahrip etmesi gerekirdi kurşunun. bunları es geçip, o mesafeden sekmiş bile olsa, kurşun eğer saplanmadı ise özal'a -ki saplanmamıştır- özal'ın etrafında bir noktaya saplanırdı ancak saplanan bir kurşun bulunamadı, bu da muallakta kalan bir nokta.
kartal demirağ'ın silahının kurusıkı olup, olayın düzmece olması ihtimali hiç de azımsanacak bir ihtimal değildir. çünkü, havada kalan çok soru vardır.
üzerinden tam 20 yıl geçmiş olmasına rağmen hala çözülememiş olan ve mesut yılmaz ın budapeşte de yediği yumruk la birlikte türk siyasi tarihinin en ilginç iki olayından biri.
turgut özal'ın normal yollarla vefat etmesine rağmen bir şehit, bir kahraman gibi anıldığını düşününce başarılı olmadığına sevinmemiz gereken suikast girişimidir. ya o suikastçi başarılı olsaydı..
aman allah'ım düşünmek bile istemiyorum. devlet mallarını babalar gibi özelleştiren/satan, memleketin anasını ağlatan, saddam zulmünden kurtardığı kürt nüfusun çalışmadan, her şeyi devletten bekler hale gelmesine ve amiplerden daha hızlı üreyip, "buralar bizimdi pis türkler, s.ktirin gidin topraklarımızdan" deyu havlamalarına sebep olan bu muhteşem(!) türk* büyüğü gelmiş geçmiş en büyük kahramanımız olurdu.
allah korumuş. hani şu an şatafatlı kabrinde yatan tombul adamın kullandığı allah.
edit: bak bir de aklıma ne geldi. rte'yi üstünden atan at var ya, hah allah ondan da razı olsun. ya öldürseydi... yapma bunu, yapma bunu.. çık içimden iblis.
