beşiktaş'ımız taraftar desteği ile sağlı sollu ataklar yapmakta. ilk dakikalarda gol atıp metalist kharkiv'in direncini kırmayı planlamış ertuğrul sağlam.
metalist takımının ilk yarıdaki oyun anlayışına bakıldığında beşiktaş'ın kazanmak için ya bobo holosko gibi çabuk adamları uzun paslarla kaçırması yada duran toplarla gol bulması pek muhtemel maç.
organize atak yapmaya çalıştığında adamlar hemen örümcek ağı gibi sarıyorlar beşiktaşlı futbolcuların etrafını.
ilk yarısı 0-0 bitmiş olan maç. beşiktaşlı ama çok fazla maç seyretmeyen biri olarak gözlemlerimi şu şekilde sıralayabilirim:
-uğur inceman ve cisse kötü oynamaktadırlar.
-delgado ve holosko gayretli, azimli ama son vuruşlarda beceriksiz görünmektedirler.
-özellikle sivok yaptığı yerinde müdahalelerle bence ilk yarının en iyi ismidir.
-maçın başlarında zapotocny'nin yaptığı harekete penaltı verilebilirdi.
-beşiktaş gol atmalıdır.
serdar kurtuluş sağ bek'te sırıtmaktadır ilk yarı itibariyle. metalist takımı hızlı çıkışlarında serdar kurtuluş'un kanadını kullandığı 5 pozisyondan 3'ünde 18 e elini kolunu sallayarak girmiş bulunmakta. umarız 2. devre kendini toparlar, aksi durumda fena sıkıntı yaşayabilir beşiktaş.
2. devre akılda kalan sadece rüştü'nün sakatlığı olmasına rağmen 5 dakika uzatma verilen maç.
ayrıca ertuğrul sağlam maçın sonuna doğru geriye yönelen takımına çıldırmış gibi ileri çıkmalarını söylüyor.
garip açıkçası; hani bu saatten sonra yesek de bişey değişmez bari atarsak atmış oluruz mantığıyla mı, yoksa bunlardan bi yol olmaz yürüyün aslanlarım mantığıyla mı belirsiz.
beşiktaş'ın 1-0 üstünlüğü ile sona eren karşılaşma.
maç hakkında:
metalist kharkiv takımı garanti beraberlik amacıyla gelmiş, duvar gibi defans anlayışı ile orta saha ve kendi 18 çizgileri arasında oyunu kabullenmiş görüntüsünde tüm maç boyunca.
hal böyle olunca da rakip isterse manutd olsun bir boka yaramıyor. adamlar top oynatmaya niyetli değil.
bulursak az adamla kontraatak bir gol atarız mantığı var adamlarda.
ilk yarı sonunda beşiktaş'ın bu tip bi anlayışta gol bulmasının tek yolu ya çabuk adamlara uzun toplar atıp kaçırması ya da duran toplardan gelecek gol yada gollerdi.
nitekim 51. dakikada tello'nun kullandığı serbest vuruştan dönen topu tamamlayan philip holosko beşiktaş adına gol kaydeden isim oldu.
hayalci olmamak lazım, aynı zamanda rakibi de küçümsemeyelim de,
bugünkü futbola baktığımızda beşiktaş galibiyet adına daha fazla istekli olan taraftı. keza bunun semeresini zor da olsa gördü atılan gol sayesinde ama oynanan futbol beşiktaş adına pek tatmin edici değildi.* bugünkü oynanan oyunun sebebi salt beşiktaşın zayıf olması (kendine göre) değil aynı zamanda rakibinin futbol oynatmama düşüncesi olabilir lakin beşiktaş adına iyi bir durum değil bu.
eğer beşiktaş bu futboluyla gruplara çıktığında durumu hiç iç açıcı olmayabilir.
delgado,holosko,nobre,tello,zapo,sivok,bobo günün iyi ve skor değişikliği adına gayret gösteren isimleriydi.
seric, uğur inceman, serdar kurtuluş, serdar özkan, ekrem dağ arasında bir tek serdar kurtuluş ve uğur inceman ara ara sırıtan isimlerdi. geri kalan tüm futbolcularla birlikte iyi bir oyun çıkardılar.
galip gelmemiz güzeldi 2. maç için beşiktaşımıza avantaj sağladı lakin şahsi fikrim bu takıma beşiktaş daha fazla gol atabilirdi şeklinde.
beşiktaş'ın maç genelinde orta sahada sıkıntı çektiğini düşündüğüm maç. özellikle cisse ve uğur inceman bence kesinlikle çok kötüydüler. özellikle uğur hiç ortalıklarda görülmedi. ilk kez beşiktaş'ta sahaya giren seric kesinlikle çok iyi oynadı. sol bekte iyi iş yapabileceğini düşünüyorum. sağ kanatta serdar kurtuluş ie bekleneni veremedi. sivok bana göre maçın en iyisiydi. holosko ve delgado çok çabaladı. serdar özkan'ın kaptan olmasını ise anlayamadım. sürekli olarak kötüye gidiyor. bu şekilde kadroya girmesi bile enteresan.
rakip takım için ise iyi bir takım olduğunu ama beşiktaş'a 2 gol atabileceğini pek düşünmediğimi söylemek isterim. beşiktaş zor bir rövanşla tahminimce turu geçecektir. tabi geçmişteki o avrupa sendormu tutmazsa...
beşiktaşımızın rakibinden daha kötü bir futbol sergileyerek sadece ismi ile kazandıgı maçtır. ukrayna takımı dedik, rahat geçeriz dedik, ama adamlar tek pas hatası yapmadan 10 pasta ceza sahamıza kadar iniyorlardı. hele hele ileri ucundaki brezilya 20 yaş altı milli takımının forveti bir elemanları var ki; deme gitsin. adamdan top almak mümkün degil. o fizige ragmen korkunç teknik bir futbolcu.
beşiktaş maçın başından beri sergilediği tutuk futbolunu zapo'nun gereksiz ileri çıkışları ile süsleyince geride çok fazla boşluk verdi. allahtan adamlar beceriksizdi de direkler vs. beşiktaşı dün gol yemekten kurtardı. keşke kurtarmaz olaydı! erken dakikalarda gol yedigimiz vakit ertugrul saglam bobo'yu nobre ile oynatacak ve biz taraftarlara adam gibi bir futbol izletecekti. ama düşünülen olmadı. 75. dakikada yorulan nobre'nin yerine bobo'yu soktu ama o da kısa sure içinde tek şu girişiminden öteye gidemedi. dün beşiktaş'ın en iyisi tartışmasız tello ile holosko idi. holosko özellikle ikinci yarıda rakibe deli gibi pres yaptı. hemen hemen her mücadelede rakibe üstünlük kurmayı başardı. attığı gol net ofsayt olsa da pozisyonun içinde oluşu takım hücumu açısından sevindirici bir gelişme idi.
tello ise eski yerinde olunca ortaların güzelliğinden memnuniyetini fazlasıyla belli etti. seriç ise tam bir muamma olarak duruyor. ikili mücadelelerde güçsüz görünüyor ama çok çabuk oldugu için topa müdahaleleri çok iyi. attıgı paslar çok isabetli. top tekniği de iyi bir futbolcu. ama güce ihtiyacı var. eğer saglam bir performans gösterir ve savaşmayı ögrenirse beşiktaşımıza faydası olacaktır.
defansımız dün yine gol yemeyerek bizi sevindirse de bunu kendi becerilerine degil, rakibin beceriksizligine bağlıyorum.
ukrayna'daki maç tam da ertuğrul sağlam'ın şu anki dizilişine uygun bir mücadele olacağı için beşiktaş adına daha rahat geçecektir.
buradan tekrar söyluyorum ki fc metalist kharkiv takımı asla yabana atılacak bir takım değildir. lucescu boşuna söylememiş.
beşiktaşımız'ın kötü, metalist'in taş gibi oynadığı maç. dizilişle falan da alakası yok bunun. sağlam hoca, takımına bir taktik belirlemiş ama bu taktik uyarınca herkes ne yapacak, onu söylememiş sanki.
bu maçın benim açımdan tek olumlu yanı; 4 senedir ilk defa kafayla karşıladığı topu hemen önündeki rakibe değil de karşı sahaya gönderebilen defans oyuncularımız olduğunu görmemdi. o kadar haykırdık demirören'e ama zapotocny konusunda hakkını teslim edelim.