galatasarayın ölüsünün 4 atabildiğini tekrar göstermiş maç. bu deyimdeki mecazın gerçekleştiğini gördük yine, çünkü galatasaray uyurgezer bir modda başladı maça, öyle de tamamladı.
arda attığı gol hariç ortada yoktu.
baros'u ilk adamakıllı görüşüm arda'ya yaptığı asist sırasında oldu.
ayhan topu ezip durdu.
sabri bildiğiniz sabri.
falan filan..
savunmanın zaten ayarı yok, galatasaray gibi bir takımın 4-2 öndeyken öylesine komik bir gol yememesi lazım.
beşiktaşlı olduğum bilinir artık herhalde buralarda. yandığım nedir biliyor musunuz? ilk haftalarda galatasaray ve fenerbahçe fırtına gibi eserken onların puan olarak bu kadar arkasında kalmasak, şu an tekrar bu yarışın içinde olurduk biz. çünkü galatasaray'ın bu savunmayla, fenerbahçe'nin de bu sistemsiz futboluyla bir yerlerde tökezleyecekleri belli oldu iyice artık. bu saatten sonra perde bizim için sırf bu yüzden kapandı, şu an kötü oynadığımız için falan değil.
galatasaray mı? erman toroğlu 10 dakka evvel maraton'da galatasaray'ın tüm sezonunu özetleyen mükemmel bir cümle söyledi. "galatasaraylılar bu sene sami yen'de rüya da görür kabus da. çok iyi bir takıma 5 atıp da yollayabilirler, kötü bir takımdan 3 yiyerek de kaybedebilirler". imzamı atarım altına.
ve evet, şampiyonluk adayım galatasaray. bu darmadağınık futbolla bile 4 gol atabiliyorsa bir takım, bir şekilde ipi göğüslemesi lazım. ama bu savunmayı haftaya fenerbahçe'nin affedeceğini hiç sanmıyorum, o ayrı.
gerçekleri konuşmak gerek. duygusallığı, fanatikliği bir yere bırakalım.
orta sahamız, forvetimiz harika. paslaşmalar, yardımlaşmalar, keitanın süper ötesi çalımları. ama abi o defans nedir ya ? ciddi söylüyorum bu defans aynı şekilde fenerbahçe maçında da böyle oynarsa fark yeriz söyleyeyim şimdiden. bu kadar komik pas hataları, bu kadar komik top kaptırmalar, kale önünde çalım atmalar manyak ulan bunlar. serveti, hakanı, gökhanı hepsi aynı. boktan dediğimiz sabri bile bunların yanında maçın adamı seçilebilecek kadar iyi oynadı. kötünün iyisi yani. fazlasıyla kişisel hatalar yaptı galatasaray.
şöyle olsaydı böyle olsaydıyla bir yerlere gidilmez. yok efendim serkan atsaymış galatasaray döndüremezmiş. o zaman kewell, baroş, keitayla bulduğumuz pozisyonlar gol olsaydı trabzon bu kadar şahlanamazdı. hele kewell'ın pozisyonları saç baş yoldurdu izleyenler bilir.
defans biraz adam olursa fenerbahçeyi yeneriz kesinlikle eminim. bu defansla gidersek galibiyeti unutun.
çirkefleri gün yüzüne çıkaran maç olmuştur. atılan dört gol hikayedir, asistleri zaten hakem yapmıştır.
galibiz, mutluyuz, dinamo bükreş'i beklemekteyiz.
( bkz: geliyoruz Ulan)
eziklerin ortaya çıkıp bal ve hakem faktörleriyle kendini kandırdığı karşılaşmadır.çoğu zaman tek kale oynadığımız, aslan gibi mücadele ettiğimiz maçtı nitekim de kazandık zaten, fakat ayhan ve hakan balta yı bu maç beğenmedim, umarım febe maçında çift ön libero * ile oynarız, tabi en iyisini rijkaard bilir.yediğimiz gollerden ötürüde şüphe duymadım açıkça gördüğümüz gibi birisi uzaktan diğeride seken top şeklinde oldu.bu goller sıkça görebilceğimiz goller değil.uzun lafın kısası, bekle fener kocan geliyor.
galatasaray balla kazandı diyen futbolseverlerin(!) de olduğunu gösteren maçtır. bu futbolseverlerin(!) trabzonspor'un ilk golünü görmediklerini varsayıyoruz. o gol olmasaydı skor muhtemelen sıfıra karşı atacaktı. artık 5 mi olurdu 6 mı olurdu bilemem.
galatasarayın 3 puanı aldığı, her zaman ki gibi hücumunun iyi defansının kötü olduğu, ayhanın sıçıp sıvadığı maç olmuştur. umarım bükreş maçını da kaznırız. ama görünen o ki bu hücumun gücünü eriten defansın bir rot balans ayarından geçmesi lazım.
haftaya kadıköy'de galatasaray'ın mutlaka gol atması gerektiğini gösteren maç. çünkü bu defans ve ayhan'la ordan gol yemeden çıkabileceğimizi sanmıyorum..
futbol açısından zevkli bir maç oldu. ama galatasaraylılar açısından, 'götünden ter akıttıran' bir maçtı.
akan bu terin yarısının sebebi, ayhan ve hakan balta'ydı tabi.
trabzonspor'un attığı 3.golde colman'ın golü neresiyle attığını gerçekten anlamadım. ayak,kafa,göğüs karışımı
birşeydi herhalde. maçın böyle bitmesi sürpriz değil. galatsaray'ın hücum gücü ne kadar iyiyse, takım savunması da
bir o kadar kötü. kötü trabzondan 3 yediler.
tek hücum taktiği topu alex'e vermek olan takımı tutanların galatasaray'ın hücum varyasyonlarını görüp ağızlarının suyunu akıttıkları maçtır. sekizde sekiz diye vızıklayanlar, galatasaray'ın balonu patladı diyenler de unutmamalıdırlar ki galatasaray bu süreçte beşiktaş ve trabzonspor'u yenmiştir. şimdi başlasınlar kötülemeye, bi yandan da alex'in iyileşmesi için kurban falan alıp kestirsinler.
tobias linderoth'un ne olursa olsun fenerbahçe maçında oynaması gerektiğini bas bas bağırmış olan maçtır. koltuk değneğiyle çıksa sarp'la topal'dan daha çok katkısı olur takıma.
gayet iyi oynadığımız, ilk 3haftadaki galatasarayı gördüğüm maçtır.
bok atma çabasından vazgeçin artık, yediğimiz gollerin hepsinde kişisel hatalar vardı.
rijkaard paşa bu sorunu da çözer meraklanmayın.
galatasaray defansının durumunun içler acısı olduğunu gösteren maç. böyle defansa fener maçı çok zorlanır. ayhan yoktu geçen haftalarda. şimdi de yokları oynuyor. nasıl pas hataları onlar ayhan?
trabzon'un %100 bir penaltısının verilmediği, maç boyunca sahadaki herkese ana avrat bağıra bağıra kalaylayan ayhan akman'ın kart bile görmediği karşılaşma.
galatasaray'ın iyi başladığı maçı resmen batırdığı, fakat ne yapıp edip 4-3 kazandığı maç olmuştur. fakat fenerbahçe maçından önce bangır bangır sinyaller vermiştir galatasaray defansı.