trabzonspor'un 4 golle ali samiyen'den uğurlandığı maç. trabzonspor ligin ilk yarısında galatasaray, fenerbahçe ve beşiktaş ile oynadığı 3 maçı da kaybederek dosta düşmana gücünü göstermiştir. he ama unutmadan asla ezilmediler. *
60 kişilik kahvede maçı izleyenler arasındaki 3 Trabzonsporludan birisi idim.. (diğerleri Trabzonsporlu bile değil sadece gs düşmanı idi)
2-0'dan sonra dua etmeye başlamıştım.. inancım tam idi.. Yalnız yanımdaki cinconlu veledler sürekli olarak aralarında Trabzonspor'u aşağılamaya kalkan söylemlerde bulundukça ben yönetime sövmek ile meşguldüm.. (sessizce, içinden sövmek)
Maç 2-1 olduğu zaman sesi kahveyi inleten taraftarların hepsinin gözünün içinde bi korku vardı..
Acaba bu Trabzon 1 tane daha atar mı?
Beklenen gol Colman'ın topu ayağına aldığı anda içimde bir nida olarak yükselmişti çoktan..
Gooooollll!
Yanımdaki veledlerin artık sesi-soluğu çıkmıyordu ve nedense 3 dk sonra yerlerini değiştirdiler.. (tabi 2. golü atınca yanaklarından bi makas almam büyük etken oldu)
Velhasıl kelam yediğmiz 3. ve 4. gollar Bross'a karşı verdiğim psikolojik mücadelenin tuzu ve biberi oldu..
Bu arada veledler uzaktan selam yolluyorlardı bana.. (kedidir kedi)
Sonra dakikalardaki etkin futbolumuz tüm Barcelona taraftarlarını pardon pardon Gs taraftarlarını nefes alıp verme konusunda ciddi sıkıntılara sokmuştu..
Yenildik belki..
Ama hiçbir zaman ezilmedik!
Şükürler olsun ki uzatma dakikaları olan '+4' gösterildiği zaman 'ulan oyuncu değiştirelim' 'oyunu yavaşlatsanıza olm, ne atak yapıyorsunuz kaptırcaksınız şimdi' diyen taraftar güruhuna dahil olmadım..
Belki bizi kendi aranızda oluşturduğunuz '3 büyükler' senaryosunun 4. yapmadınız ama biz size o sufleleri okuturken oyunun yönetmeninin kim olduğunu gösterdik!
trabzonspor'un bok gibi oynadığı maçtır. evet bildiğin rezalet bir futbol. hiç trabzonlular kendilerini kandırmasınlar 3 gol attıkları için. galatasaray takım savunmasında kötü olduğu ve savunmada bireysel hatalar yaptığı için karşısında oynayan takımlar maç sonunda kendilerini iyi hücum ediyor falan sanıyorlar. bak ankaragücü kendini takım sandı, kayseri üçledi. daha önce de yine kayseri aynı şekilde havalara giren eskişehirspor'u deplasmanda yendi. yani galatasaray, oynadığı rakipleri biraz yanıltan bir takım.
alnımızın akıyla 4-3 ayrıldık stattan, geriye şu satırlar kaldı:
# arda. kötünün de ötesiydi. çok ama çok kötü oynadı. golü de nazar boncuğu sayalım diyeceğim, diyemiyorum. keza baros da mücadele etmekten çok uzaktı ama gol attı. ilginç. ha, bir de tv başında izleyip de "ayyy kaptan ya, süpper oynuyooo kızıııım xd" tarzı yorum yapan arkadaşları yeşil sahalarda da görmek isteriz.
# abdul kader keitaaaaaaa.... daha ne denebilir ki? zamanında juninho gelseydi takım ona odaklı olacaktı, birkaç yıl sonra keita geldi, takımı adam etti. o nasıl bir top hakimiyetidir, o nasıl çalımlardır? mükemmel üstüydü bugün.
# kewell. ilk dakikalardaki kaçırdığı golün aynısını atarak hatasını telafi ettirdi, gene kendi performansındaydı, gene günündeydi. toparlandığını gösterdi...
# leo franco. nedir derdin arkadaş? nedir? niye "bana aşırtmadan gol atın" dercesine kaleyi boşaltıyorsun? bire birlerde neden etkisizsin? hava mı yaramadı, su mu? sabah izlediğim güngören belediye - körfez belediye maçındaki körfez'in kalecisi bile dört net kurtarış yaptı, illa böyle acı mı konuşalım leo?
# defans hattı. olmuyor, olamıyor. bu nasıl bir defans hattı, sürünüyor. gene körfez belediye'den örnek vereceğim, adamlar nasıl başarmışlarsa hem atak yapan hem de kademeye giren defans yaratmışlar. yaa yaa... üçüncü ligde oynuyorlar lan! gidin izleyin, örnek alın...
# tribünler. olympiakos maçından beri en dolu tribündü yanılmıyorsam. iğne atsan havada kalır denecek cinstendi ve desteklemeyi bir dakika bile bırakmadık. güzel bir pazar günüydü. güzel goller izledik.
# trabzon tarafı. "gelin olmuş gidiyorsun" şarkısını hediye ettiğim taraf. gene maçtan sonra "temiz lig bik bik bik"lerine başladılar. geçen yılki beşiktaş ve sondan ikinci haftadaki kocaelispor maçlarında yerde yatmaktan oynayamadıklarını, oynamaya çalışınca da ayakta duramadıklarını unutan vatandaşlar. yapmayın. etmeyin. komik olmayın. ilk golünüz balık, üçüncü golünüz balık, hala da "bik bik" nedir lan alıp veremediğiniz? ilk dakikalarda biz kaçırdık, son dakikalarda siz!
# fenerbahçe. fenerbahçe'nin 2-1 mağlup olduğu haberi, kendileri gelmeden istanbul'a geldi. bu da galatasaray'ın maça stresli ama baskılı başlamasına neden oldu. ilk beş dakikada üç gol kaçıran galatasaray emeklerinin karşılığını taraftarına saç baş yoldurtarak da olsa bir hayli güzel verdi. puan farkı 2'ye indi, derbinin önemi arttı. fener 17'de 17 yapar diyenlere de iyi kapak oldu.
# hagi. stattaymış! haberimiz yoktu, haberimiz olsa oley çektirirdik ona
izlenmemiş olduğu taktirde sonuca bakılarak güzel bir futbol oynandığı düşünülen, fakat fb maçı öncesinde bir hüsran yaratan gs defansının performansına ölçü olan, garip bir futbol maçı diyebiliriz.
yenen 7 golü görünce insana " biz halı sahada böyle kolay gol atamıyoruz " dedirten maç.
gs bu forvet hattıyla skor üretmekte sorun yaşamaz ama 5 atıp 6 bile yiyebilirler. 6-6 ya da 7-6 ya çevirecek vakit kalır mı orası meçhul.
trabzon içinse söze gerek yok, defans iyice salmış kendini.
kolay gol nasıl yenir üzerine ders verebilecek karşılaşma. ofansif yönümüze elbette diyecek bir şey yok fakat, kabul edelim ki, bu defansif anlayışla kadıköy'de yediğimizden fazlasını atarsak kazanırız.
her iki takım oyuncularının da amatör küme maçlarında forma giyen futbolcuların yaptığı hataları aratmayan hatalarıyla dolu olan bir müsabakaydı. colman, baroş, kewell ve keita da olmasaydı tamamen zevksiz geçecekti. özellikle defanslar ve kaleciler, her iki takım açısından da bakıldığında berbattı. galatasaray'ın haftaya fenerbahçe maçında savunmaya önlem almaması durumunda işi çok zor. savunma güvenliği sağlanırsa forvet görevini yapar.
uefa avrupa ligi ve fenerbahçe maçları öncesi, moral olan karşılaşma. belki defans korkutuyor biraz ama güvenimiz tam. yeni yeni toparlanıyor tüm takım; sakatlık, milli maç, yorgunluk, vs gibi sebepler hepsini yıprattı. bundan sonra daha iyi olacaklarına eminim.
Trabzon'dakileri bilmem ama istanbul'daki Trabzonspor taraftarının ne kadar çirkef olduğunu bir kez daha gördüğümüz maç olmuştur. Adamlar maçtan 1,5 saat önce daha ortada bişey yokken ana-avrat düz giderek giriş yaptılar, maç bitti hala küfrediyorlardı.
Allah rızası için takımları lehine bir tezahüret yaptıklarını duyamadık, sadece küfür ettiler. Üstelik maç boyunca Galatasaray taraftarının bir kere bile bu şekilde karşılık vermemesine rağmen. Hatta bırakın karşılık vermeyi, kaale alıp Trabzon'la alakalı tezahürat bile yapılmadı. Sadece Cim Bom lehine ve bir sonraki maç sebebiyle fener aleyhine tezahüratlarla geçirdi galatasaray taraftarı tüm maçı.
dakika 21. top keita'ya doğru havadan abuk bir falsoyla geliyor.. keita da top dışarı çıkmasın diye ani bir voleye kalkıyor ve topu ceza sahasının dışına, taca doğru yolluyor.. keita harbiden çok kötü bir futbolcusun o topu bizim mahallenin bakkalı bile 90a çakardı..
dakika 21. top keita'da. keita trabzon ceza sahası içinden çaprazdan vurdu, top ceza sahası dışına çıktı. evet böyle bir maç işte. inanmayan varsa buyursun baksın...
Onu, bunu, sistemi, hocayı, teknik direktörü, hakemi, kartları, A planını, F planını , sakatı, cezalıyı, milli yorgunları, Rıdvan'ı, yayıncı kuruluşu, atkıyı, formayı, moru bir kenara bırak. Futbolu seviyorsan bu adamları alkışlayacaksın. 90 dakikada olmuş tam 7 gol. Kim kazanırsa kazansın, haftaya hangi maç olursa olsun. ister 8'de 8 olsun ,ister 25'de 25. Keyif almadıktan sonra neyi izleyeceğiz, niye vereceğiz hayatımızdan bu saatleri, günleri.
TSL'deki kötü futbola rağmen bize 7 gol izlettiren takımların rengi ne olursa olsun, hangi takımın taraftarı olursan ol, biraz zevkine varmak lazım bu işin. Neden izliyoruz Avrupa liglerini, ya da neden unutamıyoruz bu tarz maçları. Haftada 4 maç yayınlıyor yayıncı kuruluş. Peki izlediğimiz diğer 3 maçta akılda kalan toplam yedi pozisyon var mı gollerin dışında ? Bu maçta nefes almadık desek abartmamış oluruz.
Bir futbol sevdalısı olarak, bu güzel akşam için teşekkürler iki takıma da. Kendilerine yakışanı yaptılar,
son on dakikası galatasaraylı futbolseverlere eziyet gibi gelen türkcell süper ligin 9. hafta kapanış maçı.
bu maçın neresini yorumlamak gerekir diyor düşünüyorum. yukarı tükürsem bıyık, aşağı tükürsem sakal. ilerde sorun yok gibi görünüyor; ama geri bölge sırıtıyor.
ayhan sakatlandı geldi ama takıma gelemedi. iki haftadır ciddi hatalar yapıyor. ne ileriye ciddi bir katkısı var, ne geriye. hatta geriye zararı var. ciddi bir şekilde kendine gelmeli.
şimdi bu 3 golü neden yedik. sistem hatası mı? oyuncular mı? biraz düşününce ikisi diyebiliriz. bu sistemle oynayacaksak orta alanda yani ayhan ve mustafa sarp ın olduğu bölgede çok üst düzey oyuncular olmalı. yani barcelona da bu sistemde ayhanın bölgesinde iniesta vardı. elimizdeki bu futbolcularla bu sistem olmayabilir. ayhanın yanına bir oyuncu alınmalı ve bu sisteme biraz ara verilmeli. yeni bir oyuncu gelene kadar.
gelecek haftaki derbi içinde bir küçük yorum. benim tahminimce ilk golü atan kazanacak. eğer fener atarsa o baskıyla biraz zor kazanırız. çünkü fenerbahçe gol attıktan çok ciddi savunma yapacak
eğer galatasaray ilk golü atarsa fener saldıracak ve sallantıda olan defansı ciddi açıklar verip maçı kazanan taraf galatasaray olacak.
galatasaray'ın sorununun defansta değil oyun disiplininde olduğunu ayan beyan göstermiş olan maçtır. bir takım ki trabzonspor beraberliği yakaladıktan sonra saçmalamaya başlıyor, disiplin misiplin hak getire.. resmen kaos futbolu oynuyor. ondan sonra 4-2'yi buluyosun, önde olmana rağmen yine aynı saçmalama dönemi..
bireysel olarak futbolculardan konuşmak ne kadar anlamlı olur bilmiyorum ama ayhan bu maçta takımın oyununu s.kti attı desek yerinde olur herhalde. adam topa yapışmış sanki, önünde boş adam var ayhan top sevdalısı.. nitekim ikinci yediğimiz gol de kendisinin ikramı oldu resmen.
bu kadar rahat kazanılacak bir maçı klasik galatasaray hastalığı olan 'öne geçilen maçta skoru koruyamama' sebebiyle son dakikalarda zaman geçirmeye oynayarak kazandık. resmen kendi kendimizle oynayıp, az kalsın kendimize puan kaybediyorduk gibi birşey. bunun böyle gitmeyeceği çok açık, futbolcuların akıllarını başlarına toplamaları lazım.
sonucuna bakınca "kolbastı böyle oynanır" ya da "hamsi tava kılçıklıydı ama iyi gitti" gibi sözleri aklıma getiren maçtır. Bir de şöyle bir durum var: hattini bil trabzon hattini.
Galatasaray'ın hak ederek kazandığı maç olmuştur. galatasaray'ımız özellikle ilk yarı iyi oynamış, yine yediğimiz saçma gol haricinde trabzonspor'a pozisyon şansı vermeyerek fazlasıyla ezmiştir. 2-1'in yarattığı moral bozukluğu, stres ve defans hattının sorunlu olması nedeniyle ikinci yarıya pek iyi başlayamadık. Gökhan Zan ve Ayhan Akman'ın ortaklaşa yaptığı hatalar sonucunda ikinci golü yedik. Ancak kaliteli takım kendisini belli etti ve goller geldi.
Herkes stoperlere yükleniyor ancak bence asıl sorun ön liberolarımızda. Ayhan Akman maçın en kötüsüydü. Fazlasıyla top kaptırdı, takımı yavaşlattı, sürekli geriye oynadı. Aynı şekilde galatasaray'da ilk 11'de forma giyecek kapasiteye sahip olmayan mustafa sarp'ın pasif ve etkisiz oyunuda eklenince orta saha tamamen çöküyor. iyi bir mehmet topal, tobias linderoth ikilisinin özlemini her daim çekeceğiz anlaşılan.
Abdul kader keita; gerçekten seni izlemek futbol zevki veriyor insana. Bu kadar isabetli ortalar, çalımlar, mücadele, hırs, akıllı oyun. Yılın en iyi transferi olduğun konusunda herkesi haklı çıkarıyorsun.
Sonuç olarak kazanılması gereken bir maçtı ve biraz zor olsa dahi hak edilerek kazanılmıştır. 4 attık, attığımızdan fazlasını kaçırdık. 3 gol yedik, pozisyonlar verdik normaldir. Devre arasına kadar işi götürebilirsek mutlaka çözüm bulunacaktır.
galatasaray' ın 25 ekim 2009 fenerbahçe galatasaray maçında fenerbahçe' yi yenerek liderliği geri almasına yetecek skoru elde ettiği maçtır. bu entrynin içeriğiyle ilgili buradan boş beleş salvolayacaklar varsa hiç yorulmasınlar; takımlarına güveniyorlarsa buyursunlar iddiaya; (bkz: #6268236)
Galatasarayin haketmedigi galibiyet olmustur, tabiki trabzonunda. Ne fener taraftariyim ne galata ama bugun iki macada baktim ve kanatim sudurki; bugün antepe yenilen fener, trabzonu yenen galatayi cok rahat hasat eder. Maca dönecek olursak, arda ne kadar terbiyeli oldugunu gösterdi gene.