Kullanma kılavuzu olmadan bunları çözmem imkansızdır.
Cumhuriyetin ilk yıllarından belgeler bulup CEHAPE böyle, CEHAPE şöyle diye geçmişin belgesiyle bugünün vekiline çamur at, yak, yık; sonra da çık: "Bu süreçte bakanlarımız üzerinden partimizi yıpratma politikası güdülmesi yanlış olur bla bla bla." de.
Utanmasa orospular gibi yollu mu olalım musluman ve serefli oldugumuz icin yolsuzuz diyecek amk. ve ulkenin ciddi bir kisminda da inanabilecek kapasite var.
adamın konuşmasını hiç dinlemeden neler anlattığını söyleyebilirim. o derece klişe. kesin ağlamıştır da. etme bulma dünyası dendi. alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste dendi. yolunuz yol değil dendi. hukukun içine ettiniz dendi. sahte delil dendi. denmedi mi? dendi. ben de şimdi kendi düşen ağlamaz diyorum.
söylemesi ayıp, birbirlerinden bulacaklarını biliyordum. haklı olmaktan nefret etmediğim tek durum oldu bu. elhamdülillah...
soruşturmanın gerçeklik payını arttıran konuşmadır. resmen, "bir bakalım işin üstünü örtebiliyor muyuz. örtersek ne ala, yok örtemezsek ilgili bakanlar istifalarını verirler bizde kangrenli kolumuzu kesip yolumuza devam ederiz." demiştir.
Halkın çalınan paralarından, rüşvetten ve yolsuzluklardan değil, akpak iktidarlarını yıpratmaya çalışanlardan şikayetçi olduğu konuşmadır. Çalınan 87 milyar euro' muz umurunda değildir kendisinin ve hükümetinin. Ayrıca masumiyet karinesinden utanmadan bahsetmiştir söz konusu konuşmasında. Sorarlar adama; sabahın körlerinde kaçma ihtimali yokken evinden alınan, gerçekliği tartışmalı uydurma delillerle demir parmaklıkların arkasına konan, yıllarca iddianame hazırlanmadan uzun tutukluk süresi ile suçu belli değilken suçlu ilan edilen, soruşturma süresince uydurma delillerin medyaya servis edilip masumiyet karinesi ihlal edilen insanlar varken neden onların hakkında da çıkıp konuşmadınız? Çünkü onlar sizden değildi değil mi?