18 aralık 2012 odtü olayları

entry91 galeri10
    90.
  1. sonra böyön göçö yöpöyölör.
    iyi yapıyolar. senin saçma sapan yönetiminle mi uğraşsın? biber gazınla mı uğraşsın?

    yoksa bilim mi yapsın?
    3 ...
  2. 89.
  3. olayı başlatan polis, gazı atan polis, döven sürükleyen polis, ceza alan öğrenci.

    odtülülerin haklı direnişidir. kahramanca direnmişlerdir.

    4 yıl sonra verilen ceza odtüye gözdağı vermek içindir.
    2 ...
  4. 88.
  5. --spoiler--

    2012 yılının Aralık ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde katıldığı Göktürk-2 uydusunun fırlatılması töreni sırasında, ODTÜ'de çıkan olaylarla ilgili yürütülen davada 45 öğrenci 10'ar ay hapis cezasına çarptırıldı.
    --spoiler--
    http://www.sozcu.com.tr/2...uye-hapis-cezasi-1401437/
    2 ...
  6. 87.
  7. 86.
  8. Her iki tarafında suçlu olduğu olaylardır.

    Öncelikle bir ülkenin başbakanı eğer bir üniversiteye o kadar polis ile gidiyorsa zaten oturup düşünmesi lazımdır ''noluyor agalar'' diye. Sonrasında bu biz zekiyiz de siz malsınız havasındaki ODTÜ'lüler var. Hiç daha önce bu adamların sabıkası var mı diye falan bakan oldu mu bilmiyorum ama bakarsanız DHKP-C bağlantılı olanları göreceksiniz. Bir de sol adı altında PKK sempatizanlığı yspan öğrenci kolektifleri diye bir oluşum var ki onu hiç saymıyorum.

    Bakın abilerim ablalarım bu arkadaşlar daha sonrasında ''ODTÜayakta AKPyeDireniyor'' tarzı bir program yaptılar. Programın içeriğine bakıyorsunuz ''Roboski'' hakkında rerörö bişeyler var. Roboski ne amk ? Tayyip Erdoğan'ı eleştiricem diye gelmeyin şu oyunlara gelmeyelim.
    2 ...
  9. 85.
  10. 84.
  11. sonuna kadar arkasında olduğum öğrencilerdir. padişah kılıklı semih cumhuriyeti başbakanı olan bu zat'a az bile. beyfendi de diyor ki yok efendim ne biçim öğrenciymiş bunlar. öğrenci dediğin ders çalışır okula gider yapar bunları yapar da başbakan dediğin ülkeyi satar mı ? öğrenci dediğin protesto da eder, gün gelir senden hesap ta sorar.
    4 ...
  12. 83.
  13. odtüde öğrencilere saldırının nasıl başladığı

    prosedürden bile olsa dağılın uyarısının yapılmadığını düzenin uşakları görsünler.

    http://www.odatv.com/vid_video.php?id=8B4A4

    unutmadan
    bir yerlerlerini yaladığınız kişiler yok olup gideceklerdir.
    1 ...
  14. 82.
  15. http://www.haber7.com/egi...mlerin-odagi-odtu-gercegi

    işte odtü olaylarının gerçeği... gerizekalı kimi sözlük yazarlarına ithaf olunur...

    "Göktürk 2 uydusunun fırlatılma töreni sırasında Başbakan'ı protesto bahanesiyle ODTÜ'de yaşanan olaylarla ilgili çarpıcı detaylar ortaya çıktı. Geçen hafta ODTÜ'de yaşanan şiddet olaylarında molotof atan 50 kişiden sadece 12'si ODTÜ'lü..."
    3 ...
  16. 81.
  17. carpitmanin allahinin yazildigi mektupa konu olan olaylar.
    1 ...
  18. 80.
  19. bir odtü öğrencisinin başbakana mektubu

    --spoiler--
    Başbakan;

    Bu tür mektuplar genelde “Sayın” hitabıyla başlar, “Saygılarımla” veya “En iyi dileklerimle” gibi sözcüklerle biter. O kadar öfkeli ve o kadar haklıyım ki, bugün bunu milyon kere yapmayacağım.

    “Memleket bunlara kaldıysa bitmiş”, “Derslere girmezlerse girmesinler, bunların yetiştireceği öğrenciler de ancak bu kadar olur” dediğiniz hocalardan ders alan bir ODTÜ öğrencisiyim. ODTÜ öğrencisi olmaya özel bir sıfat, bambaşka bir anlam yükleyecek değilim. Ama röportajınızı izledikten sonra anladım ki, onur duyulacak iki madalyayı arkadaşlarımla birlikte şimdiden göğsüme takmışım bile: üniversiteli ve bilhassa ODTÜ öğrencisi. Şimdi de, o günün başından itibaren polis saldırısına maruz kalmış birisi olarak, kampüsümde “çıkarttığınız olayları” özetleyerek anlatacağım.

    Polisinizin kullandığı gaz meşhurdur. 31 Mayıs 2011 günü Metin Lokumcu’yu öldüren, bakanınızın “doğaldır, zararı yoktur”, emniyet müdürünüzün “gerektiği kadar alındı, gerektiği kadar kullanıldı” dediği biber gazıdır. Bu gazdan korunamazsınız, kaçamazsınız. Sadece etkisini azaltmak için yüzünüze ve burnunuza atkı sarar, vücudunuzu doğrudan temastan korumaya çalışırsınız. Gazın gelişinin ardından da limon ve sirke sürer, acınızı dindirmeye çalışırsınız. Ciğerlerinizden kaynaklı bir rahatsızlığınız varsa, bu gaz ölümcüldür. Hastalığınız yoksa, bu gaz o hastalıklardan birisini yaratabilecek kadar tehlikelidir. Özetle, bu bir kimyasal silahtır, faşizmin simgelerinden birisidir.

    18 Aralık günü de kampüsümüze geleceğinizi haber almış, sermayeye peşkeş çektiğiniz bilimi, Suriye’ye yapacağınız emperyalist müdahaleye karşı barışı ve halkların kardeşliğini savunmak için TÜBiTAK binası önüne gelmek, burada bir basın açıklaması yapmak amacıyla toplanmıştık. En temel haklarımızdan birisi olan protesto hakkımızı kullanıyor, bunun bir aracı olarak ise sloganlar atarak yürüyorduk. Polisinizin kalkanlarına 100 metre bile yaklaşamamışken, tamamen bir formaliteden ibaret olan “dağılın” uyarıları bile yapılmadan atılan gaz bombalarının 5-6 el patlama sesini duyduk. Gaz bulutunun arasından çıkmaya çalışarak, öksürükler ve nefes daralmaları eşliğinde geriye doğru çekildik. Bu sırada polisiniz durmaksızın gaz bombası atmaya devam ediyordu(bunlara yine polisinizin attığı ses bombalarının eşlik ettiğini sonra öğrenecektik). işte bunlardan sonrası ise size göre “eşkıyalık” size göre “memleket bitirmek” olan meşru direnişimizdi. Üzerinde “doğrudan atmayınız, yangın tehlikesi yaratır” yazılı olduğu halde üzerimize nişanlanarak atılan binlerce gaz bombası kapladı o gün kampüsümüzü. Polisiniz, arkadaşlarımızı öldüresiye coplayıp, tekmeledikten sonra “şimdi gözaltı yapmayalım, başımıza bela olurlar” deyip bıraktılar.

    Panzerler okulumuzun ortasına kadar girdi. Tazyikli sudan, damacana taşıma arabasını kurtarmaya çalışan Fizik kantini çalışanı bile nasibini aldı.

    “Çantalarında molotof taşıyorlardı” demişsiniz, başka iftira mı bulamadınız? Keşke daha inandırıcı bir yalan geliştirseydiniz. Boyalı medyadır bu, sizin söylediğiniz onlara kanundur ama halk inanmazdı bunlara. inanmadı da. Biz de duyduğumuzda kaburgalarımızı tuta tuta güldük. Çok komik olduğundan değil, bir kısmımızın gördüğü polis şiddetinden, bir kısmımızın ise panzer üstlerine doğru sürüldüğünde koştuğundan ötürü kaburgaları fazlaca ağrımaktaydı. Hatta bir kadın arkadaşımız da omzunu tutarak güldü, zira onun da omzunu 18 Aralık günü gaz fişeği sıyırmış geçmişti.

    Bir de, o gün çantamın içinde ne olduğunu yazayım hemen: 0,5 litrelik pet şişe içinde içme suyu, kütüphaneden aldığım ve birisi şiir kitabı olmak üzere üç kitap, o günkü derslerimin notlarının olduğu kağıtlar, kurşunkalemler, bir silgi ve Kızılay’da bir kitapçıdan aldığım edebiyat dergisi.

    Size ekranda bolca söz hakkı verildi, yeri geldi sinirlenmiş, yeri geldi duygulanmış numarası yaptınız. Ben ise bu satırları, aslında size değil başkalarına, olanca haklılığım ve samimiyetimle yazıyorum. Sizin söylediklerinizden daha az bilineceğine ise, neredeyse eminim.

    Siz “tutuklayın”, “canlarına okuyun” emirleri vermeye devam ediyorsunuz. Bense bir koltuk üzerinde uyurken, bir kolumla sağımdaki arkadaşımı korumaya çalışıp, öbür kolumla başımı -gaz bombasının fişeğinden az da olsa korunmak için- kapatırken, bir patlama sesi dolaşıyor kafamın içinde, sıçrayarak uyanıyorum hala. Derken bir başka rüyamda, 20 metre ötemde polisinizin vurduğu Barış’ı görüyorum, bir kaldırımın üzerinde kanlar içinde yığılmış kalmış. Medyanız o kadar etkili ki, yanı başımda vurulmamış olsaydı, arkadaşının “Araba bulun”, “Ambulans çağırın” bağırışlarına birebir şahit olmasaydım, sizin istediğiniz gibi “kokmaz bulaşmaz” bir öğrenci olsaydım, belki de “acaba arkadaşları mı vurdu” deyip, medyanıza inanacaktım. Ama artık bunun yolu yok, çarpıtmalarınız sökmeyecek. Hayatımda ilk kez gördüğüm, bizi direnişin yan yana getirdiği bir kardeşimi, polisiniz öldürmeye kastetti. Yakın şahidiyim.

    Kötülemelerinize ve iftiralarınıza maruz kalmaktan onur duydum. Bu demektir ki doğru yoldayım. Bu demektir ki, seneler sonra çocuklarımın yüzüne baktığımda, onları ta gözlerinin içinden görebileceğim. “Baba, sen üniversitedeyken ne yaptın?” sorusuna “Okulumu savundum, arkadaşlarımı savundum. Hocalarıma çamur atmaya kalktılar, onları da savundum.” diyebileceğim. Bunları söylerken gözlerimi kaçırmayacağım, sesim zerre tereddüt etmeyecek.

    Bu direniş, profesyonelce donanmış bir orduya karşı bedenlerini gaz bombalarına, panzerlere ve tazyikli sulara siper eden öğrencilerin ODTܒde yazdığı bir destandır. ODTܒnün bir üniversite olarak sorumluluğunu, tarihsel görevini bilip, bir pankart arkasında görevine gitmesidir. Yıllarca da böyle hatırlanacak.

    18 Aralık 2012 günü okulumuza faşizmi yaşattınız. Andımız olsun ki, özgürlüğü de biz yaşatacağız. Arkadaşlarımızı, hocalarımızı, okullarımızı, mahallelerimizi, sokaklarımızı, var gücümüzle biz savunacağız. Halka zulmettiğiniz her yerde, karşınıza biz çıkacağız.

    Osmanlı döneminde Sivas Valisi olan Halit Rıfat Paşa “Gidemediğin yer senin değildir.” buyurmuştu.

    Sahi, siz hangi memleketten bahsediyordunuz?

    imza: Faşizme Karşı Direnmiş Üniversite Gençliğinden Bir Öğrenci
    --spoiler--
    3 ...
  20. 79.
  21. bunlar devrimcilik oynuyorlar, okulda siyaset yapıyorlar ...şeklinde yorumlar yapan et yığınlarına gelsin;

    ''Siyasetle uğraşmamanın cezası sizden daha aptal olanlar tarafından yönetilmektir.'' platon
    4 ...
  22. 79.
  23. 78.
  24. adı ister protesto olsun ister devrimci olsun, kıçındaki donun parasını bile ailesinden alan tipler bunlar. kalkmışlar polisle çatışıyorlar. bizde o yollardan geçtik. bizde üniversitede okuduk ama ülkemizin polisiyle çatışmadık. gittik adam gibi okuduk. ailemize daha fazla yük olmadan efendi efendi bitirdik okulumuzu. şimdi maddi özgürlüğümüzü elimize aldık. ülkede beğenmediğimiz şeyler olunca polisle çatışmadık tepkimizi fikrimizi sandıkta gösterdik.
    3 ...
  25. 77.
  26. devrim zırvası yolunda kandırılmış gençlerin karıştığı olaylardır. ailelerinin okumaya gönderdiği bu saf bebeler ne yazık ki birileri tarafından kandırılmakta beyinlerine devrimcilik oyunu yüklenmektedir. bu zavalılarda polise taş atıp polisle çatışıp bişeyleri değiştireceklerini zannederler.
    0 ...
  27. 76.
  28. 75.
  29. odtülü yiğit çocukların yaptıklarının; yerim,içerim,sıçarım yatarım,bunların arasına 5 vakit namazımı sığdırırım,gerisi benim için teferruattır... diyen ruhu pas tutmuş ihtiyar gençler tarafından eleştirildiğini görmek harbi komedi... yavrularım, gidin belediyelere başvurun, bizler parklarda,meydanlarda dikili duran heykellerin görevlerine talibiz, zira gündelik hayatlarımızda da aynı heykeller gibi durgun,hareketsiz,pasif ve sadece bedenden oluşan yığınlarız; aramızdaki tek fark parktaki heykeller taştan,bizlerse etteniz... fincanı taştan oyarlar, sizide artık nasıl oyarlar muamma.

    ulan,şu ülke parklarında sizden daha hareketli taştan,camdan heykeller var... ne oldu metafor ağır mı geldi?
    4 ...
  30. 74.
  31. odtü ye ancak 2500 polisle ve polisleri yol boyu dizerek girebilmiş kendini padişah zanneden zaatın kutlaması gereken olaydır.daha çok polis gerekeceğini düşünerek yeni polis alımları yapıp polis devleti olduğumuzu göstermiştir.odtü yönetiminin polisi suçlaması da ayrı bir iranodir.
    https://www.facebook.com/...77&type=1&theater
    1 ...
  32. 73.
  33. 3 saatte şam'a gireriz diyenlerin, binlerce polis ve yüzlerce zırhlı araçla 4 saatte odtü'ye girememeleri hadisesidir.
    2 ...
  34. 72.
  35. rte nin odtü ordusunı görücüye çıkardığı olaylardır.

    yetmemiştir daha güçlü bir ordu kurması gerekmektedir. ama o ordunun da gençlikten olduğunu ve gençliğin sadece kullardan, şakirdlerden oluşmadğını beynini kullanabilenlerin olduğunu da bilmesi gerekiyor birileri.
    3 ...
  36. 71.
  37. üç beş net fazladan yaptı diye kendini über zeki sanan bir grup hukuk kanun tanımaz denyonun, milletin vergileriyle finanse edilen odtü'de semirip, milletin seçtiği başbakanı milletin kampüsüne almama teşebbüsü sonucu çıkan olaylardir.

    türkiye'de yükseköğretim şirazesinden çıkmış ve popülist politikalar nedeniyle akıl ve bilimle alakası olmayan binlerce serseri üniversitelere dolmuştur. bu tatsız olay da bu durumun bir tezahürüdür.
    0 ...
  38. 70.
  39. ülke insanının riyakarlığını gözler önüne seren olaydır.

    tahrir meydanında toplanan yüzbinlerin protestosunu destekleyenler 1000 üniversite öğrencisinin protestosunu eleştiriyor. yine eline silah alıp esad rejimine isyan edenleri destekleyenler 1000 üniversite öğrencisinin yumurta eylemini şiddet ve anarşi olarak değerlendiriyor.

    hepiniz yavşaksınız amk. adalet ve doğruluğun yanında olmak, adaleti ve doğruluğu savunmak, haksızlığa maruz kaldığımızda tepki göstermekle olmaz. menfaatimize dahi olsa yanlışı eleştirmekle ve zararımıza dahi olsa doğru davranışı sergileyene hakkını vermekle olur.

    ayrıca, olayı 'uyduyu protesto ettiler' gerizekalılığı olarak lanse etmeye çalışan gerizekalıların boktan mantıklarını değerlendirmeleri gerek önce. ne yapacaklardı çocuklar? rte birkaç gün sonra 'hadi beni protesto edin' diye yine mi gelecekti odtüye! gelmişse protesto edilecektir.

    'lan adam uzaya uydu fırlatıyor ama yine de yaranamıyor' diye zırvalayan mal için de birkaç kelam etmek gerek. sen değil misin stalini, kuzey koreyi eleştiren. sen değil misin hitleri özünde insan sevgisi olmadan gelişim yaratmaya çalıştığı için eleştiren. şimdi ne oldu amk! rte yapınca serbest mi? mahir çayan okuyor diye içerde yatıyor lan çocuklar. poşu takıyor diye yatıyorlar, parasız eğitim istedi diye yattılar. içinde insan olmayan gelişmenin anasını avradını kocasını babasını sikim. üniversite yıllarımda edebiyat dersine giren sevgili hocam mustafa küçük şöyle bir şey söylemişti: "atom bombası ne kadar güzel bir icat. bir düğmeye basıyorsun ve yüzbin insan anında ölüyor. bilimin teknolojiyle mükemmel uyumu. peki ya insan?"

    şimdi siktirip gidebilirsiniz.
    3 ...
  40. 69.
  41. 68.
  42. 2500 polis ve tankı tüfeğiyle adam dövmeye gider gibi odtü'ye giden başbakanın sorumlusu olduğu olaylardır. ulan mahalleyi toplamış gibi nereye gidiyorsun? alt tarafı protesto olurdu tutup seni linç edecek olsalar, şimdiye bir odtü'lü çıkıp zaten halletmişti seni. insanların bir şeyi protesto etme hakkı ne zamandan beri biber gazıyla ellerinden alınıyor diyeceğim ama 2002'de başladı çok iyi biliyoruz. sen her önüne gelene kafadan biber gazı, tazyikli su sıkarsan adamlarda yakar yıkar ortalığı.
    lan ne gerizekalı millet olmuşuz ya. hala öyle protesto olmaz, yok uydu bilmem nesini protesto ediyorlar. sanki hayatınızda bir kez olsun bir şeyi protesto ettiniz mk. '' kötü olmuş abi ya'', '' yok böyle olmaz'' diye ahkam kesmekten başka bir bokunuz yok bari bir şeyler yapmaya çalışan insanlara az saygı duyun. şaka mısınız mk? uydu muydu yok lan onun protestosu değil uyanın. protesto tayyip'e yapılan bir şey işte. neyse ki üniversite öğrencilerden yana çıktı. bu kadar cahil ve salakça yaklaşan bir millete karşı duruş gösterdi.
    2 ...
  43. 67.
  44. rektörlüğün değil, iktidarın kıç yalayıcısı medyaya yaptırdığı açıklamadır.

    Bir üniversite ziyaretine ordu kadar korumayla, polisle, onlarca zırhlı araçla gidip beğenmediğin protestoculara gaz ve su sıkıp, gençleri yerlerde sürükleyince ileri demokrasi olmuyor, demokrasi görmemiş halkım bu yüzden polis şiddetini savunan dingilleri dolup taşıyor.

    zibil gibi astronomi mezunu gencin işsiz gezdiği bir ülkede, bilime uzak duran akp hükümeti tarafından o uydunun fırlatılmayacağını da odtülüler biliyor.

    bu ülkede birilerinin padişahın kıçını yalamadığını görmek ne güzel. odtülü gençlerin iktidar yardakçısı üniversite yönetimlerine ve kıç yalayıcısı halkıma örnek olmaları dileğiyle.

    edit: zaytung bile 'yalaka medya'yla taşşak geçmiştir.

    http://www.zaytung.com/haberdetay.asp?newsid=198954
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük