insanların ciddi anlamda saçma sapan dertlerinin olduğunu gösteren protestodur. vay efendim neymiş eşcinseller rahat rahat öpüşememişmiş. memleketin hiç sorunu yok senin cinsel hazzının derdinde.
protestoyu yapan arkadaşların sorunu öpüşememek ya da cinsel haz alamamak değildir.
finlandiya'yı temsil eder şarkıcıların eurovision'da öpüşmesi ve eşcinsel evliliğe destek vermesi yüzünden eurovision'ı yayınlamayan trt'ye, cinsel ayrımcılığa, hobofobiye ve daha pek çok şeye tepki çekmek isteyen arkadaşlar ellerinde eurovision'ı simgeleyen kartlarla cinsel bir haz elde etmek amacıyla değil, protesto etmek amacıyla öpüşürken fotoğraf çekmek istemişlerdir. bu fotoğrafların bazıları eşcinsel, bazıları da heteroseksüel insanlar arasındaki öpüşmeyi göstermektedir. ancak mekan sahipleri buradaki arkadaşları sadece eşcinsel oldukları için mekandan kovmuştur ki mekan çalışanlarının pek çoğu da eşcinseldir ve bu işletme yıllardır özellikle eşcinsel müşteriler sayesinde para kazanmaktadır..mekanın bodyguardları bu iğrenç muameleye maruz kalan arkadaşları bir güzel pataklamaktan da geri kalmamıştır.
olay yerine gelen polisler bile durumun saçmalığını kavrayıp ''herkesin kendi tercihi, sizi kovamazlar.'' demiştir..
homofobi, transfobi, bifobi gibi ölümcül hastalıkların insanların iliğine, kemiğine işlediğini bir kez daha ortaya koyan bu mekanı ve personelini kınıyor, kendilerini protesto eden arkadaşları, yani; gayleri, lezbiyenleri, transları, kuirleri, ibneleri, sevicileri, dönmeleri ağızlarından öpüyorum..
geçen sene anti homofobi karşıtı buluşma çerçevesinde de protesto edilen bir işletme. https://www.youtube.com/watch?v=La7i4EKuEtU +uludağ sözlük video ya eklensin bu seferki protesto işletmenin "prime time" denilen saatinde gerçekleştiği için anlaşılan mekân sahiplerini kızdırmış.(geçen sene gündüz eylem yapılmıştı.) e, onca olay yaşanmış bunlardan bir kere bile özür dilemezse eski yeni... he bir de, mahalle baskısı deyu özgürlükçü bir dergi mi çıkarıyordu eski yeni? böyle protest falan. baskı? mahalle? sanırım gerçek baskıyı kimler yaşatıyor umarım bir gün birilerinin akıllarına gelir. bir de şu var, onca olay var şimdi bu da sırası mı falan derseniz siz size biçilen hayatla yaşamaya razı olmuşsunuz demektir, açın habervaktim.com, takvim.com asparagas haberleri alın bu sizi teskin eder sanırsak.
mekanın 4-5 mayıs 2013'te (bkz: önyargısız hava sahası) adı altında tog un düzenlediği ve roman, Ermeni, Vegan, görme engelli, Gay, Alevi, Trans, ateist, biseksüel, feminist, eski siyasi hükümlü, lezbiyen, türbanlı, eski madde bağımlısı, kürt, şizofren kişilerden oluşan insan/kitaplarla muhabbet imkanı sunarak önyargıları eritmeyi hedeflemiş bir etkinliğe de ev sahipliği yapmış olması dikkat çekici bir ayrıntıdır.***
edit:*
ya o değil de ibineler falan diye olaylara bakanların önyargısız hava sahası diye konuştuğu eylem. akbank niye kısa film festivaline destek veriyor, sabancı niye bazı kültür organizasyonlarına sahip çıkıyor ve amma velakin arka planda neler yaşanıyor? mesela bir sürü bir sürü kapital sponsorun destek olduğu organizasyonda tepkisel konular ortada dolanıyorken "kamu" tartışmaları dönüyorken istanbul'da neden protestocular karga tulumba atılıyor, yani kamuya dahil olmak isteyenler... istanbul bienalinde http://www.bianet.org/bia...li-neden-boykot-etmeliyiz acaba bunlar arasındaki mikro ölçekteki bağlantı ne? "marka" kavramı neden oluşur, neden coca-cola rock festivali düzenler, neden one-love festival olur? hem kültür-sanat konularına destek verir konumda olmak hem de protestocuları kovmak ve yine bu örnekteki başka davranışlar. acaba destek verdi bir kere her ne kadar biz emeği protesto ettik diye kovsa da biz yine de bienal aşığız mı demeliyiz? ilişkiselliği siz değerli uludağ sözlük yazarlarına bırakıyorum.