ali sami yen'deki rövanş maçı için büyük bir avantaj kazandığımız maçtır. 2. yarı farklı bir galatasaray izledik. bir de forvetimiz olsaydı ne olurdu allah bilir.
öncelikle takımımıza teşekkür ediyorum. çok avantajlı bir skor elde ettik. ama asıl teşekkür edilmesi gereken iki oyuncumuz var. birisi leo franco bir diğeri ise kader keita. leo franco o kadar çok net pozisyon çıkardıki belkide maçın farka gitmesini engelledi. madrid havası ona yaradı ve adeta u dönüşü yaptı. umarız bu performansı devam eder. ve elbette kader keita. hemen hemen hiç yardım almadı. kendi savaştı kendi koştu ve hiç ummadığımız golü sayesinde bulduk. ona çok zor bir görev verildi ve en iyi şekilde yerine getirdi.
tabi geçen senede hamburg deplasmanından 1-1 lik skorla ayrılmıştık ve turu geçmemize kesin gözle bakılıyordu. ama olmamıştı ve elenmiştik. umarım 2. hamburg faciası yaşanmaz ve bir üst tura çıkabiliriz.
leo franco'nun duran toplarda aldığı saçma pozisyonlar, servet'in zaman zaman dengesiz oyunu, caner'in erkenden oyundan alınışı, arda'nın ilerde yalnız kalması can sıksa da, keita'nın dakikalar ilerledikçe coşması, daha cesur bir galatasaray...
ilk yari tutuk gözüken keita'nin, ikinci yarida mükemmel oynadigi mac. keita istemeyince, galatasaray'in ataga cikamayacagini anladik. macin diger iyi oyunculari arda, elano ve leo franco idi. arda ve leo franco'ya pek birsey yazmaya gerek yok, fakat elano cogu zaman faulle bile olsa, madrid ataklarini iyi kesip, güzel oyun kurdu. diger oyunculardan pek destek gelmeyince, kanaatimce mac'in yildizi olma sansini kaybetti. galatasaray'in defansi yine sapir sapir döküldü. tek tük iyi isler cikardilar, ama yapilanlar da bir defansin yapmasi gereken standart isler'in disina cikmadi. bir sözüm de dos santos'a ilk yari'da bir sahaya cikarken, bir de soyunma odasina girerken gördüm. ikinci yari yine sorumluluk üstlenmeden kisa paslarla, kicini garantiye alarak oynadi. ne ileride ne de geride bi cacik yapmadi.
her seye ragmen 1-1 atletico madrid karsisinda, deplasmanda iyi sonuc. bir besiktas'li olarak galatasaray'a basarilar.
leo franco'nun baraj yapmayı bilmediğini öğrendiğimiz maç oldu. tehlikeli bölgede 3 adet serbest vuruş oldu ve bizim gerizekalı kalecimiz hepsinde de* direkle barajın arasına 2 metre fark koydu. sonra da geçti barajın arkasına. atletico madrid'in golü bu salak yüzünden geldi.
ha diyeceksiniz ki; 3-4 tane de net pozisyon kurtardı. ama o pozisyonlarda rakip topa sağlam vuramadı. hele bir pozisyonda yandan gelen ortaya birisi vurdu* bizim salakonun omzuna çarpıp geri döndü.
atletico madrid'in en büyük kozu leo franco. adam şu an için bizim en yumuşak karnımız.
tüm bunların dışında hep adam adama savunma yaptıran rijkaard, atletico'nun hızlı adamlarına karşılık alan savunması yaptırdı. dikkat ettiyseniz hep 1-2 metre geride karşıladık, pasları kesmeye çalışmadık. ilk topları almalarına izin verdik.
iyi kötü bir nokta santraforumuz olsaydı maç çok farklı olabilirdi. her zamankinden çok bu maçta oynamayı değil, oynatmamayı seçtik. ileri çok top şişirdik bu toplara hamle yapacak adamımız çoğu zaman olmadı ne yazık ki.
haftaya ne olur bilinmez ama vicente calderon gibi bir cehennemden bugün alnımızın akıyla çıktık. darısı ali sami yen'e.
not: ulan bilen varsa; rijkaard, caner erkin'i niye 35. dakikada oyundan aldı bi açıklayabilir mi bana? sakatlık mı, taktik mi, kötü performans mı?
ispanyol spikerin bile galatasaray gol attığında sevinmesine rağmen rakip bile olamayan önemsiz takımın taraftarlarının dövünmeleri ile türk sporu için ne düşündüklerinin gösterilmesi açısından yararlı bir maç olmuştur.
maç öncesi "şöyle ağzınıza alacaksınız", "böyle koyacaklar", "3+ yiyeceksiniz", vs gibi çocuksu repliklerle bünyelerine mutluluk hormonu salgılatan insancıkları göt eden maç (bkz: göt etmek). ayrıca aynı maçta gördüklerim, keita'nın gdo'lu oldu kanısına vardırmıştır beni, at geni karışmış sanırım.
ilk yarı rezalet bir keita, 2.yarı muhteşem bir keita. çalımlarını severim senin. sağ kanatı kuşattı bu gece. bir de lucas neill'in ne kadar doğru bir transfer olduğunu bu maçta kesinlikle anladık.
galatasarayımızın 9 futbolcuyla ancak berabere kalabildiği maç. ya 11 kişi olsaydık!!! 11- (bkz: uğur uçar), (bkz: giovani dos santos ramirez) sabri'nin yokluğunu bir kez daha hissettik.
seyirci açısından hiçbir şey vaat etmeyen maçtır. sıkıntıdan öldüm geberdim. galatasaray ın böyle bir atletico madrid e karşı 3 tane sallaması lazımdı. ama onun yerine gördüğüm isteksiz, mıymıntı bir takımdı. o kadar sıkıldım ki; visa card reklamındaki eleman gibi koşturup, dere tepe aşıp, gol atmaya gidesim geldi. neyse evimize avantajlı skorla dönüyoruz, hadi bakalım.
(#7297781)
demek ki fazla kasmamak lazımmış canlar. biliyoruz da konuşuyoruz. ikinci maç biz eksiklerimizi giderir baroş'u yetiştirebilirsek bay bay atletico.
maç içinse elano resmen çapa görevi yaptı. onla bunla karşılaştıranlar falan var ya bu admaı bir de. adam neredeyse defansın ortasında oynayacaktı.
fenerbahçe taraftarı görünümlü atletico madrid taraftarının kahrolduğu maç. aynı taraftarlar manchester united - beşiktaş maçında da görünmüş ve ortalardan kaybolmuşlardır. aynı tas aynı hamam.
hazımsız seri eksici ibne kuşlara kapak olsun bu maç. galatasaray gider tromsö'ye yenilir ama barcelona'ya futbol dersi verenlere kök söktürür çünkü adı galatasaray, çünkü ruhuyla oynayan bir takımdır.
abdul kader keitanın gol attığı maçtır. milan baros uz herry kewell sız kısacası forvetsiz anca bu yapılırdı. onuda yaptık. mutluyuz umutluyuz. 2. maçta frikik golü yemezsek kesin eleriz.
