isterdim. küçük siyah kapaklı defterime yazdıklarımı tekrar yazabilmek. yüzüne perde inmiş sayısı belli olmayan isimsiz kadınları yeniden yaratabilmek.
zira aşk benim için bir kadına aşık olmaktan çok daha fazlasıydı.
arthur rimbaud misali 17'sinde başlayıp 20'sinde her şeyi bitirmek değildi isteğim.
Bazı açılardan iyi bazı açılardan kötü bir yaştır. Genel manada güzeldir. Liselisindir, ailenle beraber ekmek elden su gölden yaşıyosundur. Dertlerin günlük yaşamdan ibarettir; aile, arkadaşlar, hoşlandığınız cinsle olan ilişkiniz. Bu yaşlarda kişi ergenlikte olduğundan spor, müzik gibi bi hobiyle uğraşması iyi gelir ve geleceğine yatırımdır. Mutlu olmaya çalışılması gereken ama yine de ergenlikten dolayı pek mutlu olunamayan yaştır.
mentalite olarak 18 ile bir farkı yoktur. 18'ine giren birisi birden bire olgunlaşmıyor, 18'den 19'a geçerken yaşıyorsunuz o süreci. 17 yaşında olmak bir yandan güzeldir, çok hayal kurarsınız ve o hayallerin temelini atarsınız.
o yaşlardayken kıymeti bilinmez derler ama ben biliyordum ve yinede geçti o yaş. benim için en güzel yaştır bilmiyorum neden keşke hep 17 yaşında kalsaydım.
keşke o yaşta olsaydım...tek derdim o gün daha fazla soru çözmek için eve erkenden gitmekti.
şimdi geriye dönüp baktığımda görüyorum ki...hiçbir derdim yokmuş, bir de üzerine hayallerim varmış o yaşlarda.
şimdi de var hayallerim ama gerçek olmuyor işte birçoğu benim insiyatifim dışında çünkü...
daha fazla şey düşünüyorsun, gönlünce hayal bile kuramıyorsun, hayallerin bile "sınırlı", "limitli".
geçen zaman daha çok korkutuyor bir zaman sonra...daha çabuk kırılıyor, daha çabuk ağlıyorsun.
sahip olduğum ne varsa -statü, para, kişisel eşyalarım ne varsa- alsalar da beni bir 7-8 sene öncesine götürseler bir saniye düşünüp "hayır" demem.