yargıtay'ın son günlerde iyice alevlenen türban konusunda, türbanın laik üniter yapıya aykırı bir faaliyet alanı yaratacağı şeklinde yaptığı açıklamadır.
bireyler; özgürlüklerini dahil oldukları toplumların genel anlamda huzurunu kaçıracak kadar uç noktalara taşıyamazlar. her şeyin bir sınırı, haddi ve hududu olmak mecburiyetindedir. yargıtay'da bunu göz önüne alarak çok doğru, akilane bir açıklamada bulunmuştur. şimdi türban her yerde serbest olmuş olsa bana da taksim meydanı'nda k*çımı açarak dolaşmak reva olurdu herhalde..
yargıtay bir siyasi parti değildir. siyasi partilerin gündeme getirdikleri konularda bir siyasetçi gibi hakim ve savcılar görüş bildiremezler. esas itibari ile burada cumhuriyet savcısı konu ile alakalı kendi görüşünü belirtmiştir. en nihayetinde son kararı siyasi iktidar verecek ve buna uygun kanunlar çıkartılacak, anayasa mahkemesi, yargıtay gibi kurumlarda bunları beğenselerde beğenmeselerde uygulamak zorunda kalacaklardır.
argo tabirle bu konuda meclisin ve özelde hükümetin borusu ötecektir. diğerlerininki ise sinek vızıltısı kalacaktır.
hayda bre!!!
açılmış bir dava yokken hatta ortada hiçbirşey yokken görüş bildirerek tarafsızlığını (!) ortaya koymasını sağlayan açıklama. (bkz: mahkemelerin görevleri)
kısaca özgürlüklerin arkasına sığınılarak yapılan eylemlere, yargıtay tarafından verilmiş bir cevaptır. unutulmamalıdır ki, demokrasi, her ne kadar özgürlük anlamında kullanılsa da günümüzde, düzenin sağlanması ve devletin birliği, iç huzuru açısından, bireyler birtakım özgürlüklerinden vazgeçmek zorundadırlar.
yeter ulan yeter demek istediğim açıklamadır. biraz saygı be kardeşim biraz saygı. genelkurmay bitti, şimdi siz mi başladınız ? ulan, dini inancı yüzünden başını örten kızlara saygınız yoksa, oy veren halka saygınız olsun. susun oturun, işinizi yapın. bi davaya 4 sene de bakmayın. milletin dini inancıyla hiç uğraşmayın. burada ulu önder atatürk ün izinden giden milyonlarca genç varken size kalmaz bu işler.