saat 15:00'da konya atatürk stadı'nda başlayacak olan maçtır.
kaleci özden'in konyaspor'da olmaması, beşiktaşımız için avantaj olacaktır, kendisinin s.ki sadece beşiktaş'a karşı kalktığından bu defa "özden müthiş çıkardı" gibisinden cümeler duymayacağız.
beşiktaşımızın defansta hata yapmazsa rahat alacağı maçtır.
beşiktaşımızın kupa maçlarındaki güzel performansını lige nasıl taşıyabileceğini görmemizi sağlayacak ilk maç... holosko ve bobo ikilisinin de performansı merak edilmektedir...
bejekenin fark yiyeceği, maç sonunda röportaj yapmak isteyen gazetecilerden köşe bucak kaçacağı maçtır.
hala üstlerinde 8-0 lık liverpool hezimetinin izleri var.
bir rehavete kapılıp fark yiyebilirler.
beşiktaş ın
1. Rüştü
58. ibrahim Toraman
8. Baki
19. ibrahim Üzülmez
78. ibrahim Kaş
18. Cisse
14. Tello
22. Ali Tandoğan
23. Holosko
10. Delgado
13. Bobo
beşiktaş'ın bin tane kesin pozisyon kaçırdığı maç. yok arkadaş çubuklu formayla çıkacaksınız artık bütün maçlara, o kadar. ayrıca sarı kart sınırında olan ali tandoğan ve ibrahim toraman'ın kart gördüğü karşılaşma.
bütün maç boyunca kanser mücadelesi verdiren beşiktaşımın galib geldiği karşılaşma. hep diyoruz rahat rahat bi beşiktaş maçı izleyemiycez mi diye ama bu takımın güzelliği de bu işte be. beşktaşlı olmak hakkaten zor ama çok güzel.
bobo'nun saç baş yoldurttuğu maç. Son dakikada atılan nobre'nin golüyle 1-2 bitmiştir. Keşke bobo şu pozisyonları değerlendirseydi de iş son dakikaya kalmasaydı. Çünkü bana göre son dakikada atılan goller kaptı kaçtı havası vermektedir. ikinci yarıya iyi başladık. Gerisi gelir inşallah.
çapını bilen konyaspor'un ikinci yarı geriye yaslanarak, zaten kazanması kesin olan beşiktaşımızın ekmeğine yağ sürdüğü maç olmuştur. konyaspor umarım avrupa kupalarına katılabilir. dostluk, kardeşlik, mesa vermek vs.
maçta dikkatimi çeken şey ibrahim üzülmez'in ileriye çıkmak istememesiydi. hani kendisinin istemediği belliydi, ertuğrul sağlam'ın o'na "geride kal" dediğini sanmıyorum. ileriye doğru gidiyor ama beyoğlu'nda yürür gibi. aheste aheste...
10 yaşında futbola başladığını düşünürsek, an itibariyle 34 yaşında olan rüştü'nün 24 yılda hala toplara gelişine nasıl vurulacağını öğrenemediğini gördük. oldum olası kendisine saygı duymamışımdır zaten. milli takımımız için yaptıklarını, kurtardığı maçları barcelona'da ülkemizi rezil ederek sadeleştirmiştir bile. gereksiz.
hülasa, çok zor bire engeli geride bıraktık. darısı diğer maçlara.
umutların bittiği noktada gelen golle 3 puanın alınmasına sevindiğimiz maç.
maçı özetlemek gerekirse;
beşiktaş adına bir ilerlemeden sözedilecekse eğer, daha çok gol pozisyonuna girmeye başlamasıdır. inanılmaz goller kaçtı.
onun dışında değişen fazla birşey yok maalesef. yine hiç güven vermeyen bir defans, her atakta panik olup hipnoza uğrayan defans oyuncuları. beşiktaş her an gol yiyebilir bir görüntü sergilemeye devam ediyor. rüştü'yle olmaz allah olmaz.
burak'tan kurtulduk diye sevinmeye fırsat bulamadan ali tandoğan'ın kanser eden oyunu. 72 dakika nasıl tahammül etti ertuğrul sağlam inanmak zor. nitekim çıkıp da yerine serdar özkan girince ataklara hareket geldi. serdar sakatlıktan yeni çıkmış olabilir tamam ama bari higuain'ii oynat be adam.
beşiktaş tek pas oynamak adına kontrolsüz paslarla çok top kaybediyor. bu maçta gördük ki, delgado ve tello dışında top kontrolü yapıp uygun paslar verebilecek başka oyuncu yok. sürekli dar alanda kısır paslaşmalar. saha kötü, uzun paslarla git, yok bik bik top çevirme ve kaptırma. nitekim son dakikalarda gelen gol de tello'nun ileriye attığı pasla geldi. dakika olmuş 90 hala top çevirmeye çalışan bir beşiktaş.
sonuç olarak önemli bir 3 puan. inşallah eksiklikler giderilir ve devamı gelir.