bu maçın simetrisi olan 3 mayıs 2009 beşiktaş fenerbahçe maçından sonra fenerbahçe kalecisi volkan demirel şöyle bir açıklama yapmıştır. "Kötü geçen bu sezonda, bu maçla taraftarımızı tebessüm ettirebildiysek, yüzlerinde gülücükler açmasına sebep olduysak, ne mutlu bize."
iki taraf arasındaki mantalite farkı budur.
Beşiktaş'ın tarihindeki en önemli başarısı ,Beşiktaşlıların tek övündüğü maç falan değildir.Aklınca Beşiktaş'ı küçümsemek isteyen ezik bünyeler böyle şeyler zırvalayabilir.Bizim için sadece önemli bir derbi galibiyetidir.
Daha önemlisi için;
bundan 4 yıl önce oynanmış olan, sergen yalçın'a göre rekabet bitiren karşılaşma.
rekabet yine sergen yalçın'ın sözlerini klavuz alırsak henüz başlamamıştır zira geçen 4 yıla rağmen alex henüz kaleye geçmemiştir.
edti: abicim neden bu kadar kahroluyorsunuz ya? ne dedim ki şimdi? acınızı tazelemek istemezdim. bari oldu olacak kadıköy'de siyah güneş gözlüklerinizi takarak anma töreni düzenleyin. :)
görüldüğü gibi 3 yıl içinde kadrodan bugün halâ oynayan bir tek ibrahim toraman var. kadro istikrarsızlığının ne kadar korkutucu boyutlarda olduğunu görmemizi de sağlıyor bu maç böylece.
anelka * nın sağ kanatta ilk yarıda esip ali güneş i attan düşmüş eşeğe benzetip oyundan alınmasına neden olan,tuncay la alex in boş kaleye gol kaçırma konusunda maçtan önce bahse girdikleri,luciano nun "lan bu da mı girmeyecek" deyip hayvanı bir rovanşata goluyle ağları sarstığı,beşiktaş ın kaleyi tutan 5 şutundan 4 nün gol olduğu garip bir maç.
maç öncesi gene bjk ya gene kimseleri şans vermemiş, kazanınca da büyük olay olmuş bu sebeple rıza çalımbay yeni geldiği görevinde umut vermiş ,sonraki sene görevde kalmış,bjk o sene de gene ligi ilk yarıda bitirmiş.2. yarıda kadıköydeki maça gene kimsenin şans vermediği bir dönemde bu sefer tigana ile gelmiştir.
düzeltme:paleface uyardı sağolsun ali güneş oyundan alınmamış ibrahim toramanla mevki değişikliğine gitmiş.
hicbir zaman unutulmayacak. omrumuz yeterse torunlarimiza anlatacagimiz olay.
12 nisan gunu yeni ise baslamistim. 3 gun calistikdan sonra rahatsizlanmistim. keza 4. gun ise gidemedim. 16 nisan da hasta hasta tum gun calistim sirf pazar gunu bu guzel maci kacirmamak icin. cunku biliyordum fenerbahce maclarinin cok guzel gectigini.
daha mac baslar baslamaz nostalji formayi gormemle bir garip oldum. sanki onlarda biliyordu bu macin unutulmaz olacagini. derken mac basladi, fenerbahce atak ustune atak yapiyordu. bizimkiler iyice geri cekilmisti. ardindan tumer cikti sahneye, muhtesem bilek hareketiyle indirdigi topu aglarla bulusturdu. taraftarini kosup armasini gostermesi cok hostu. derken karambolde bir defans oyuncusundan rovosata gol yedik. biraz sinirlendim tabii. ilk yarinin bitiminde, hic kafa golu atmayan john carew o macta atiyordu golunu ve taraftara kosup armasini opuyordu.
derken ikinci yari basladi yine bir karambol pozisyonunda takimin en kisalarindan birinden kafa golu yiyorduk ki bu tur golleri nedense cordoba her fener macinda yasiyordu. ardindan genc ibrahim cikti sahneye, tuncayin oturarak izledigi pozisyonda mermi gibi sutlarindan birini cekmisti, rustunun yapacagi pek birsey yoktu. tamam dedim bu mac bizim. sonra her besiktas macinda oldugu gibi bir hakem cikti sahneye hem de ne hakem. tuncaya sari kart gosterecegine, penalti noktasini gosteriyordu. stadta zaten inanilmaz bir ugultu surekli yuhalamalar oluyordu. ardindan verdigi inanilmaz karardan sonra skandal bir karar daha vermisti; henuz top penalti noktasinda durmazken kimse ceza sahasinindan cikmazken, kalecimize kirmizi karti sak diye gostermisti. o an zaten cildirmistim, sinirden ellerim titriyordu. zorla maci kaybettireceklerdi. ama inanmisti bir kere riza hoca ve ogrencileri. tum sezon yatan pancu kaleye gecmis ve neredeyse alexin penaltisini kurtarmisti. ardindan fenerbahce, surekli uzaktan sut cekiyor, pancu da hepsini kornere celiyordu. penalti pozisyonunda cok vakit gectiginden dolayi 8 dakika uzatma verilmisti. ben beraberlige raziydim. derken arkalardan kosarak gelen bir futbolcunun ayagina top gelmisti fener ceza sahasinin onunde. o koray di. fuze gibi gondermisti kose dibine. ercan taner bagiriyordu koray atti, koray atti 4 oldu sayin seyirciler tarihi bir mac izliyoruz sayin seyirciler diyerek. ben saskin gozlerle bakiyordum o sirada. bir anda firladim abime sarildim, o bana vurdu ben ona vurdum. oturdum gozlerimden yaslar geldi. 40000 kisi sus-pus olmustu. o sirada bizim birkac bin taraftarin sesi kadikoyu inletiyordu. besiktasim hayat sensin hersey sensin diyerek. ve mac bitmisti. omru hayatimda ilk kez bir macta takimin forvet oyuncusunun kaleye gecip ardindan gol atarak yendigini gordum ve o takim benim gonulden bagli oldugum besiktasimdi. tartismasiz benim icin gelmis gecmis en onemli macti.
beşiktaşımızın, rakiplerin kırmaya cok yaklaştıkları rekorlarını, ellerinde veya başka yerlerinde patlatmayı alışkanlık haline getirdiğine, bir kez daha tanık olduğumuz maçtır.
türk futbol tarihi arsivinde yerini almıs ve unutulmayacak bir 90 dakikadir. basit karalamalarla tesadüf şeklinde gösterilmesi mantıksızlıgın bir ürünüdür.
o değil de ya pancu parmaklarının ucunu sıyıran penaltıyı çıkarsaydı ne olacaktı?
maçta açılan "rıza efendi iki ekmek bir süt" pankartını savunanlara en güzel cevaplar rıdvan dilmen ve beşiktaş taraftarından gelmiştir;
rıdvan dilmen: "ben rızaların evinde bir süre kaldım. kapıcı denen adam benim babam, eşi annem gibidir.." şeklinde cümleye başlayarak o evde yaşadığı süre içinde olan olayları anlatmıştır.
beşiktaş taraftarı ise olaya;
"hepimiz kapıcı çocuğuyuz"
pankartı ile anlayan anlar şeklinde bir göndermede bulunmuştur.