17 mayıs 2010 zonguldak maden patlaması

entry64 galeri2
    39.
  1. yaşamak dedikleri kavram sadece çalışmaktan ibaret olan kardeşlerimizin ölümüyle sonuçlanmıştır.zira ne farkı vardı ki yaşadıkları hayatın ölümden,tek farklı kalplerinin atmasıydı o kadar.ama tabi ölmek kaderleriymiş ya!!!yapıcak birşey yok!!!burda çok daha güzel iltifatlar(?)etmek isterdim medyaya,hükümete herşeye karşı ama ortamı değil...
    0 ...
  2. 38.
  3. evet, 28 işçimizi maalesef kaybettik(yine),peki medencilik mesleğinin kaderinde bu vardır diyen başbakan nolacak,onu napacağız?
    0 ...
  4. 37.
  5. Bu acı olay siyaset ve futboldan daha önemsiz gibi basında gösteriliyor.
    0 ...
  6. 36.
  7. bu noktadan sonra yapılan yapıcı ya da yıkıcı eleştiriler ve hakaret içeren tehditkâr tümcelerin hiç ama hiç önemi yoktur.

    peki neyin önemi vardır?

    bu ülkede yıllar yılı bazı şeyleri dillendirdikleri için, gündeme taşıdıkları için, halkı bilinçlendirdikleri için; baskıyla, işkenceyle, tehditle, fail-i meçhullarla, göçe zorlamalara, sürgün edilmelerle; susturulmaya çalışılmış, horlanmış, dışlanmış, ezilmiş insanların yaşadıklarının pragmatist yankılarının umursanmamazlığının önemi vardır.

    grup yorum yıllar önce madenciden ve madenciye ağıt diye iki eleştirel destan bıraktı öyle değil mi?

    "haa evet öyle!" diyorsun.

    ulan yazık günahtır be! orada ölen onlarca insanın ruhuna saygısızlıktır amına koyim!

    maden işçilerinin, tersane işçilerinin, fabrika işçilerinin, -kısacası- kapitalizmin kölelerinin; çektiklerini, sömürülmelerini, ezilişlerini bi' kerecik bile olsun gündeme getiren bir sanatçınız oldu mu!?

    "serdar ortaç şarkı yapacakmış asur abi!"

    sikeyim sizin gibilerin sistematik gündem yalakalığınızı!

    bu ülkede bazı insanlar götlerini tehlikeye atıp, bi'şeyleri haykırmaya çalışıyorlar. -ne kadar dinmek bilmese de sesleri ve nefesleri.- sonra bu insanlar terörist oluyor, orospu çocuğu oluyor, ibne oluyor. peki siz ne oluyorsunuz?

    evet! gidip futbol tartışabilirsiniz ya da ne bileyim, feysbuk'ta profil resminize ölen madencilerin objektiflere umutsuzca bakan fotoğraflarını koyabilirsiniz. bunların hepsi gelip geçici. bunca insanın can vermiş olduğu bir katliamın sorumlularına lanet etmek de geçici, sağa sola küfürler yağdırmak da.
    şovenistliğinizi, popülaristliğinizi sikeyim sizin!
    iki gün sonra lay lay lom yaşamaya devam edeceksiniz nasıl olsa. hala yerin metrelerce altında çalışan emekçileri düşünen kim? tersanelerde can güvenliği, sigortası olmadan çalışan emekçileri düşünen kim? siz ancak milli bayramlarda profil resminize mustafa kemal fotoğrafı ya da türk bayrağı koyarsınız? bunu da yandaş medyanızdan öğrendiklerinizle başarırsınız. haa dün 19 mayıs'tı ya, kalktı mı o profil resimleriniz çok merak ediyorum?

    bazı söylemler, tahminler gerçek olmadan güzel eleştirileriniz! ama onca ölen insanın ardından gelip de bana lagaluga yapmayın! işçinin haklarını savunanlara hakaretler edin, terörist ilan edin, propgandalarla sosyal linç kültürüne ortak edin!

    dağılın!
    2 ...
  8. 35.
  9. nasıl iki ucu b klu değnek bilemedim ben bu işi.

    bir yanda sigortasız işçi çalıştırıp emek hırsızlığı yapan maden ocakları, diğer yanda normal işçilerden daha fazla maaş almak uğruna, yerin 500 metre dibine girmek için kuyrukta bekleyen binlerce insan...bazen bir aileden 3 kişi, 4 kişi...sosyal devletin acizliğine ayna tutan nasıl bir danışıklı dövüş anlamadım gitti gerçekten. ölen 28 işçimize allah tan rahmet diliyorum. siyah inciler.

    fakat madalyonun diğer yüzünde de şöyle bir olay var, grizu patlamaları en çok kazmanın kazayla bir kayaya çarpması sonucu çıkan kıvılcımın, karbon monoksit gazını tutuşturmasıyla oluşur. Bir anda cehenneme dönermiş galeriler... denetimi yapılan bir maden ocağı da olsa; gerekli ölçümler dakikalar önce yapılmış, herhangi bir anormallik görülmemişken dahi kayanın arkasındaki sıkışmış gaz tahlil edilemez ve patlama gerçekleşir. bunu da böyle "bu iş dünyanın her yerinde böyle, ölmek kaderlerinde var" gibi mesnetsiz iddialarla, evirip çevirip kamuoyunu lehe çekmeye çalışmakla, siyasete politikaya bulaştırmak midesini bulandırıyor insanın.
    2 ...
  10. 34.
  11. Kazmayı vurduk madene
    Ses çıkardı tane tane
    Göçük altındaki yine
    Bizdik maden ocağında..! başbakana göre ölüm kader protesto provakasyon.!
    0 ...
  12. 33.
  13. yeraltı madenciliği ile ilgili bilgi sahibi olmayan insanların, üzerinde ihmal senaryoları kurduğu patlamadır. yeraltı madenciliği nedir? üretim nasıl yapılır? grizu nedir? bunları bilmeden sadece ihmal var diyerek yöneticilere bok atmak ne kadar doğrudur?

    patlama olan ocakta, patlama olmadan 4 dakika önce ölçüm yapılmış anormal gaz parametreleri olmadığı rapor edilmiştir. yeraltı madenciliğinin en büyük riski bilinmeyenle uğraşmaktır. 1 dk. sonra başınıza ne geleceğini belirtisi olmadan bilemessiniz.

    sonuç olarak, yaşanan üzüntüyü politik bir malzeme olmaktan uzak tutmalıyız. emekçi kardeşlerimize allahtan rahmet diliyoruz.
    5 ...
  14. 32.
  15. denetim eksiliğinden birbirini tekrar eden patlamaların sonuncusudur.
    http://haber.gazetevatan....erdetay.asp?Newsid=306522
    dünya'da işçi ölümlerinde 3. sıradayız. avrupa'da 1. sırada. sahte gündemden, özel hayat zırvalarından vakit bulunur da haşmetliler bu olaya el atmazsa devam da edecek bu tür ölümler. adına kader denecek, dua edilmeye devam edilecek. ateş düştüğü yeri yakar. yardımlar söndürebilecek mi o ateşi? bu skandalın üstünü örtebilecek mi? ortada ciddi bir ihmalkarlık mevcut. herşey 700 lira içinmiş. yoksulluğun ve çaresizliğin teğet geçmediği ortadadır. iş güvenliğinin olmadığı ortadadır. *** *
    3 ...
  16. 31.
  17. fazla olmaya başlayan, sabır taşıran, sorumlu diye getirilen kıytırık kişiliksizlerin; ayak parmakları ile el parmaklarını çıkartıp, ağızlarının içine sokulması isteğini kabartan durum.
    3 ...
  18. 30.
  19. (bkz: madenciden)
    (bkz: Alnınız AK olsun)
    Zonguldak ta, taşeron bir firmanın işlettiği işyeri, yine maden işçilerine mezar oldu. Bu tür olaylarda hep aynı şeyi tekrarlamak zorunda kalıyorum. Üç kuruş peşinde canlarından olanların başına gelenler başlı başına bir felaket!
    Ancak, daha kötüsü, bu insanların sahipsizliği! Kuzuların sessizliği!
    Artık, iş güvenliği, işçinin, emekçinin hayat koşulları, hakkı, hukuku, siyasal tartışmanın konusu olmaktan çıktı. Asıl sorun burada! Yeraltı veya üstündeki iş yerlerinin, çalışanlarına sıkça mezar olması, o olmazsa sağlıksız koşullar, düşük ücret, sosyal güvencesiz çalışma koşulları adına ses seda kesildiği oranda, iş mezarlıkları, işyeri adı altında işleyen işkence haneler artıyor, artacak!

    O halde, böylesi olaylar karşısında kıyametler kopmalı, sebep olanların iki cihanda hesap vermeye mecbur oldukları hatırlatılmalı!

    Maalesef durum bu değil, bu türden facialar sıradan gündem olmanın ötesine geçemiyor, üstü kapatılıyor, kimse sorumlu arayışına girmeye hevesli değil! Son dört-beş ay içinde art arda yaşanan benzer olayların araştırması ne oldu, hatırlayanınız var mı?
    Siyaset sahnesinde, lafla olsun,
    güçlüye karşı güçsüzden yana olan kimse kalmadı. Solcular, emekçilerden, onlar adına ses vermekten çoktan vazgeçtiler. Onlar şimdi demokrat! insanca yaşama hakkının esamesi okunmayan, emek sömürüsünü sorun etmeyen, kâr hırsı adına insan canının tehlikeye atılabildiği bir düzeni sorgulamak gibi bir derdi olmayan, bir demokrasi kalesi kurdular, içine saklanıp yeni türküler tutturdular, geçinip gidiyorlar!
    islamcılar, muhafazakâr adı altında iktidar oldu, insanlık gibi bir dertleri kalmadı! Kapitalist olmanın keyfini çıkarmaya koyuldular, dünya yansa bir kalbur samanları yanmıyor! Kalemi eline alan, tüm maharetini müteahhit firmalara mazeret bulmak için kullanıyor. Bunu yapmaya gönlü razı olmayan, hiçbir şey olmamış gibi, emekçilerin mezarlarından ıslık çalarak geçiyor. Sıkıysa, taşeron sistemini, bu sistemden sermaye büyütenleri dillerine dolasınlar! Benzer bir şey, tüm medya çevreleri için geçerli! Sıkıysa, iktidarın dağıttığı rant sistemine kışt! desinler!

    Öteden beri tezgâhını sermayenin çıkarları istikametinde kuranlar bir yana, yazıklar olsun, olanlara seyirci kalıp hâlâ, kendilerine solcu deyip ortalarda gezenlere!

    Yazıklar olsun, içinde emek sömürüsü, sosyal hak/hukuk derdi olmayan demokrasinin sahtekar havarilerine! Yazıklar olsun, iş emekçiye gelince, Karadır bahtımız kara diye manşet atarak, işi kaderciliğe dökmekten sıkılmayan, Taraftarlara!
    Güneydoğu da çatışmalarda ölen her iki taraf için de kara bahtlı deyip geçebilir miyiz?
    Yazıklar olsun, dini değerler üzerinden iktidar olup, insanlıktan çıkmış yeni sermaye azgınları ve onların borazancılığına soyunanlara! Yazıklar olsun, konu iş kazası olunca kaderci, ihale peşinde koşmaya gelince, en acımasız kul düzenine esir olmakta beis görmeyenlere!
    Solcusunun,demokratının, dindarının güçlünün yanında hizalanmakta tereddüt etmediği, vicdansızlıkta buluştuğu bir ülkede, dünyada, güçsüzlerin sesini duyuracak kimse kalmamış demektir. Kimse kendini kandırmasın, öfkeden çılgına dönmemek, sessiz kalmak, isyan etmemek, güçlüye boyun eğmektir!
    Ünlü italyan siyaset kuramcısı Norberto Bobbio, Zenginle fakir, güçlü ile güçsüz arasındaki muazzam farkı dert edinmek siyasal tavrın en belirleyici eşiğidir
    diyor. Aklı,vicdanı, imanı kararmamışlar için ölçü bu olmalı. Kanmayın boş laflara, akla kara, güçlü ve zayıfa karşı mesafe ile belirlenir. Partiniz değil, ruhunuz, vicdanınız, alnınız AK olsun istiyorsanız, yaşadığınız ülkede olan bitene bu açıdan bakın, ses verin, daha fazla insanı kurban vermeyelim.

    nuray mert
    3 ...
  20. 29.
  21. olmaz, olamamalı böyle şey dedirten lanet olay! 3 kuruş için hayatlarını, ciğerlerine çektikleri karbonmonoksit yüzünden zehirlenerek veren emekçilerin ve evde onları bekliyen çocuklarının, eşlerinin acı sonu ile nokta konan olay.

    sayın enerji bakanı açıklama yapmış lütfetmiş, ama şunu sormak gerekir ona: 'bu madenlerde 2,5 ay ara ile ortalama 10 kişinin kaybedildiği bir ülkede, nükleer santral kurulunca halkınızı, vatanınızı nasıl koruyacaksınız?'
    0 ...
  22. 28.
  23. 27.
  24. nuray mert bu konudan yola çıkıp eleştirinin kralını yapmıştır. yılmaz özdil'in aptal kelime oyunlarını bırakın da iki dakika şunu okuyun derim.
    8 ...
  25. 26.
  26. 28 işçinin cesedine ulaşıldığı haberleri dönmektedir internette.

    allah, hayatını kaybeden bütün madencilerimize rahmet eylesin, yakınlarına sabır versin...
    4 ...
  27. 25.
  28. 2010'dayız!

    maden işçileri, dipsiz kuyuya inen bir kaç iyi adama denk düşüyor ne yazık ki ülkemizde.

    nispeten iyi paralar kazanan, sadece patlamalar sonunda akla geleni isminin yanına hemencecik grizunun yapıştıtıralabileceği emekçiler.

    fazlaca romantik olmadan, şunu öncelikle söylemek gerekir ki; "evet, madenciliğin temelinde tehlike vardır". riskli bir meslektir madencilik, zira toprak oyulmakta, vahşi insan ırkının değerli kıldığı materyaller, yerin bilmem kaç kat altından bizim refahımız için çıkarılmaktadır.

    ama 10 ayda bir bu denli acı yaşamak zorunda mıdır bu ülkenin halkı? belli periyotlarla, son dakika haberlerinden öğrenmek zorunda mıdır bir patlamayı? ve en acısı da "saatlerce içeriden birilerinin" çıkmasını beklemek zorunda mıdır türk halkı? kadınlar kocaları her sabah ölüme gidiyor gibi mi uğurlamalıdır?

    bir meslek düşün ki sanki "cesur yürek olma" işi ifa ediliyor. bu adamlar savaş alanına gitmiyor. ama bu adamların eşi dostu, hergün onu savaşa gönderiyor gibi uğurluyor.

    romantizmden ve komünist bir gençten romantik deyişleri duymaktan sıkıldıysan, daha gerçekçi oynayalım - senin deyiminle-.

    en kritik noktalar: tahkimat, nakliye, havalandırma ve denetim. allah aşkına hangisi doğru yapılıyor bu ocaklarda? hangisinin hakkı veriliyor?

    son olayda, alt taşerona verilen bi denetim yetkisi var. daha netleştirelim. sen ahmete diyorsun ki buradan bana kömür çıkar ve bunun karşılığında devlet olarak ahmete 5 lira veriyorsun. ahmet de gidip mehmetle 3 lira karşılığında anlaşıyor. ama kardeşim ahmet, daha ucuza -kar etmek için- başka bir adama işi veriyor ve denetimini de kendi yapıyor.

    uzun oldu. hatta, yarın kendi işine dönecek, kişisel menfaatlerinin peşine düşecek, gündelik hırslarını kovalayacak bi adam için çok çok uzun oldu.

    2010!dayız. yazık, ilkellik için çok geç!
    7 ...
  29. 24.
  30. "zonguldak'ta karadon maden ocağı’ndaki patlamasının ardından göçük altında kalan 30 madenciye iki gündür ulaşılamadı. ttk genel müdürü, göçük olan yere ancak 4 gün sonra ulaşılabileceğini söyledi."
    1 ...
  31. 23.
  32. yeter artık dediren Türkiye gerçeği. bu kaçıncı kaza, salak mı bu kadar insan her seferinde aynı sonuç aynı sonuç. tersanede kaza, yolda kaza, lan ne işe yarar milyarlar alan bakanlar, milletvekilleri!!

    yeter yahu! yazık ekmeğini kömür tozundan, maden ocağının toprağından çıkartmaya çalışan emekçiye!!
    0 ...
  33. 22.
  34. zonguldaktaki karadon maden ocağında meydana gelen üzücü hadisedir. hala 30 işçiden haber alınamamaktadır.
    gerçekten bu olay bir çok trajediyi de ortaya çıkarmış durumdadır. asıl mesleği aşçılık olduğu halde imkansızlıklardan dolayı ikinci iş olarak maden ocağında çalışanlar mı dersiniz, daha bir yıllık evli insanlar mı dersiniz ..

    bu olay ilk değildir ve son da olmayacaktır.bu tür olaylar herkese yaşadığı anın ve sahip olduklarının kıymetini bilmesi gerektiğini gösteriyor.
    2 ...
  35. 21.
  36. yine mi dedirten, her şehit haberi gibi her dafasında içimizi yakan olay. kardeşim bu maden sahibi olacak o.ospu çaçuklarını denetleyen bir allahın kulu yok mu bu ülkede? her seferinde bu kadar tehlikeli bir işte çalışan insanlar yitip gidiyor, yok mu bunları duyan birileri? yok mu o anayasayı uyuya uyuya geçirirken bunları görecek bir milletvekili?
    0 ...
  37. 20.
  38. üzerinden 24 saat geçmiş, ama 540 metre derinlikte mahsur kalan işçilere hâlâ ulaşılamamış olan, çaresiz çabalara yol açmış patlamadır.

    şu anda tv'de konuşan bakanın söylediğine göre, patlamanın olduğu yer, bir kamu kurumudur. her şeyi, bolu dağı'nın altındaki tüneli bile özel sermayeye satan akp hükümeti, kömür gibi kârlı bir hammaddeyi çıkaran yeri neden sat(a)mamaktadır?

    çünkü kimse almamaktadır. yer altındaki ölüm labirentinin güvensiz olduğu potansiyel müşteriler tarafından bilinmektedir. galerileri güvenli hale getirmek için yapılması gereken yatırımı, hiç bir özel sermaye yetkilisi göze almamaktadır.

    özelleştirmeye, devlet malının ona buna peşkeş çekilmesine sonuna dek karşı biri olarak, zonguldak kömür madenlerinin özelleştirilmesinden yanayım efendim; belki devletin koruyamadığını özel şirket korur, belki bu kadar can gitmez...
    madenlerin kurulduğu andan bu yana ölenler 3-5 günlük yaslarla anılıp unutuldular, koşullarda hiç bir iyileştirme yapılmadı; devletçilik sorumluluğuyla yapılamayan bu iyileştirmeler, belki -kâr hırsıyla da olsa- özel şirketler tarafından yapılır...

    540 metre derinlikte, evet, havasız ve susuz beklemek... dilerim kurtarılırlar, ama eğer kurtarılamayacakları kesinse dilerim çoktan ölmüşlerdir, günlerce aç-susuz-havasız ve ümitsiz mezar mahkumları olmazlar...

    dışarıda bekleyenlerin yürek çaprıntılarını, çaresiz umutlarını ağlayarak seyretmemin sonucudur bu yazdıklarım...
    ...
    günler sonra ekleme:
    öldüler.
    başbakan recep bey "ölmek madencilerin kaderinde var" dedi.
    çalışma ve sosyal güvenlik bakanı "madenciler güzel öldüler, aileler huzur içinde" dedi.
    3 ...
  39. 19.
  40. özelleştirmeci çetenin daha çok cana kıyar diyebileceğim patlamadır. umarım bu sefer ölüm olmaz.
    0 ...
  41. 18.
  42. eminim malum medya tarafından ergenekon yaptı diyerek başka yönlere çekilmeye çalışılacak facia'dır.
    1 ...
  43. 17.
  44. 16.
  45. 30 civarında işçinin - 500 metrede 7 saattir göçük altında kaldığı maden kazası. patlamanın olduğu maden devlete aitmiş.
    1 ...
  46. 15.
  47. erdoğan kaymakçı'nın verdiği habere göre grizu kaynaklı bir patlamadır.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük