saldiriyi gerceklestiren katilin mahkemeye gelen ailesine bakinca katilin islamci mi yoksa ulusalci mi oldugunun cok iyi anlasilabilecegi saldiridir. (bkz: aile boyu turban)
edit: ulusalcilar yapmistir denilen trabzondaki rahip cinayetini isleyen veletin annesi de akp kadin kollari uyesi cikmisti. akp'nin ulusalci oldugunu bilmiyorduk.
suçu vakit gazetesine, islamcılara atanlar saldırının arkasındaki kişilerin kim olduğu ortaya çıkınca sus pus olurlar. işin garibi o kadar yalan suçlamadan sonra suçlanan kesimden kimse çıkıp da ''bak biz yapmamışız'' demez, kendini aklama çabasına girmez, zaten ak'dır. olan da vefat eden danıştay üyesine olur. bi hikaye de böyle sonlanır.
edit: hayır neden kötülendin ki. zoruna mı gitti
edit2: zaten saldırının hedefi islami kesimdir, gidip ermeni veya rum bi ailenin çocuguna vurdurtacak değillerdi değil mi?
körsün biraz.
operasyonun amacı: AB sürecinde demokrasiye darbe vurmak, mütedeyyin insanlara darbe vurmak, siyasi iktidarı zor durumda bırakarak cumhurbaşkanını seçmesini engellemek ve ülkeyi istikrarsızlaştırmak.
Olay başarısızlığa uğramıştır.Yakalanan şahsın maşa olduğu açıkça anlaşılmış sunni bir gündemle hükümeti zor durumda bırakma girişimi sonuçsuz kalmıştır.
bu günkü hükümetin dtp'den pek bir farkı yoktur.nasıl "demokratik toplum partisi" pkk'nın silahsız destekcileriyse,akp de iltica suçlularının silahsız destekcisidir.aylarca çankaya'yı,anayasa mahkemesini,orduyu ve danıştay'ı bu tip şerefsizlere hedef olarak gösterdiler.halkı "dindar,dindar olmayan" diye ayırmaya çalıştılar.hatta "vakit" adında bir paçavrada danıştay'ın türban kararını alan kişiler için "işte o üyeler" şeklinde bir manşet atılıp bu insanların can güvenliklerinin tehlikeye düşürülmesine bile ses çıkarmadılar.bütün bunlar türkiye'nin nereye götürüldüğünün birer göstergeleridir.bu olay da bu gidişatın son halkası olmuştur.
vizyona eski bir film konuldu. biz kemal sunal'ın bir filmini asgari 10 defe seyretmedikçe ''ay, ben bu filmi daha önce görmüştüm'' demeyiz.
senaryo şöyle: kemalizm ve laikliğiyle ün salmış biri suikasta uğrar, fail ''dinciyim ve anti laikim'' diye bağırır. arkasından ''cumhuriyetin ve laikliğin tehlikede'' olduğu hatırlatılır; derken hemen hemen her seferinde sayıları belli-binlerce kişi anıtkabir'e yürür, ''türkiye laiktir, laik kalacak, mollalar iran'a'' vb. sloganlar atılır. sonra meşru-sivil siyaset belli güçlerin etkisi altına girer. biz halk olarak, her seferinde seyrettiğimiz kemal sunal''ın filmine nasıl gülüyor ve şaşırıyorsak, kaç senedir tekrar eden her olayın arkasından da aynı şekilde infial duyuyor ve failleri kınıyoruz. "
artık bu tür oyunları kimin peydahladığını anladığımıza göre, bir daha bu tür oyunlarda çıkıp "eyvah dinciler ağzımıza sıçıyolar!" diye bir feryad duymayacağız. saldırı olduğu andan sonra bazı haber televizyonlarının ve gazetelerin, daha olay hakkında bir şey bilmeden, ve çözüme kavuşmamışken bunu "türban saldırısı" vb.. gibi göstermeleri, aslında bu tür provokatif medyanın neyi istediğini açıkça belli ediyor. onların bakış açısı bu yönde... kim bilir, hani belki "laiklik elden gidiyor" diye her olaydan sonra bas bas bağıranlar tezgahlamıştır bu oyunları da, asıl katil kendileri olduğu için beğenmiyorlardır katili.
"tadın fitnenizi. bu, sizin pek acele isteyip durduğunuz şeydir." (zariyat suresi / 14)
melih aşığın bugünkü yazısından yorumsuz bir pasaj aktarmak istiyorum :
Aslında "Ulusalcı çete" balonu büyük başarıyla şişirilmişti. Muzaffer Tekin adlı bir emekli yüzbaşı bulundu. Yüzbaşının daha önceden hazır edildiği anlaşılan Susurlukçular ve Veli Küçük'le birlikte çekilmiş fotoğrafları büyük gazetelere servis yapıldı, manşetler atıldı, halkın zihninde "Vay beee, bu işin altında da Susurluk yani derin devlet varmış" izlenimi uyandırıldı. Fakat aksi şeytan! O arada küçük bir başarısızlık yaşandı! Muzaffer Tekin'in Danıştay baskınını düzenleyen Alparslan Arslan'la bağlantısı kurulamadı. Şeytani senaryo cascavlak oldu.
* * *
Peki nedir karanlıktaki olay? Bilemeyiz. Ancak bir dostumuzun dikkat çekici fikir jimnastiğini aktarabiliriz:
"Senaryoyu bir dış istihbarat örgütü yazıyor... Bu örgüt AKP'nin son dönemdeki politikalarına kızan bir ülkenin örgütü olabilir... Alparslan Arslan'ı tetikçi olarak kullanıyor... Azmettirici olarak da Muzaffer Tekin'i hazırlıyor. Danıştay baskını sonrasında Muzaffer Tekin devreye sokulup dikkatler milliyetçi çevrelere yönlendirilerek hedef şaşırtılıyor. Türkiye iç tartışmalara giriyor. Gerçek azmettiriciler kendilerini gözden kaybettiriyor... iktidar ve emrindeki teşkilat, olayın ucu kendisine dokunmasın diye hedef saptırma senaryosuna katkıda bulunuyor. Olay düğüm oluyor. Ortada kalıyor."
.....
cumhurbaşkanının aslında cumhurun başkanı olmadığını gösteren, anamuhalefet partisi lideri ile sözleşmiş gibi saldırının olduğu ilk gün çıkıp bu laikliğe yapılmış bir saldırıdır diye saçmasapan ve hiç bir bilgisi olmadan * yaptığı açıklamayı hayretler içerisinde izlediğimiz saldırıdır.. bir cumhurbaşkanına yakışmayan bir boşboğazlık gösterisi yapılmıştır. böyle bir olay karşısında halkı birleştirmesi veya en azından halka sukunet tavsiyesinde bulunması gereken bir kurum ve kişinin böyle dar görüşlü bir pencereden bakarak sığ bir açıklama yapması kabul edilemez. şimdi en azından millete bir özür borcu vardır..
*Saldırıyı nasıl değerlendiriyorsunuz?
_AKP.
*Peki bu saldırıyı kınamak ister misiniz?
_Hükümet istifa.
*Bu saldırı siyasi bir komplo mudur?
_islam.
*Peki efendim saldırıyı tezgahlayanların amacı nedir?
_Tayyip Erdoğan.
*Efendim saldırganların kimlikleri olayı tezgahlayanların islami kesimden olmadığı anlaşıldı.
_Tayyip'tir Tayyip.Tetikçi Tayyip.
*Efendim demokrasi....
_AKP.
*Saldırganın Vatansever Kuvvetler Güç Birliği diye bir dernekle bağlantısı varmış.
_AK Parti'dir.
*Türksolu dergisi...
_Zaman'dır.
*Efendim sizin hazımsızlık sorununuz var size acilen yovita öneriyorum.
_Nedir o islamcılar mı?
*Evet islamcılar.islamcı gaz çıkarma örgütü.Tövbe Tövbe.
laiklerin 11 eylülü danıştay saldırısı olsa gerek..garip bir biçimde büyük benzerlikler var..şimdi 11 eylüle dönelim saldırı olduktan bir kaç saat sonra bush efendi çıktı islama verdi veriştirdi olayın hemen ardından haçlı seferlerini başlattığını açıkladı ve hemen akabinde ingiltere daha bir gün geçmemiş olmasına rağmen savaşta amerika'nın yanında olduğunu açıkladı..allah aşkına bir gün geçmeden daha kimin saldırdığı bilinmeden kime savaş açıyor bunlar..11 eylül den hemen sonra gördük ki ikiz kulelerde tek bir yahudi vatandaşı ölmedi,olayın hemen ardından uçak seferlerinin yasaklanmasına rağmen pentagon'dan özel izinle bir uçak kalktı ve içinde soy ismi ladin olan 52 kişi vardı ve daha garibi içlerinden 4 tanesinin ismi usame bin ladindi..*
şimdi türkiye'ye dönüyorum..günlerdir kasıtlı olarak kartel medyasında süregelen islama saldırı niyeti taşıyan haberler..ve cumhuriyet gazetesinin tahrik dolu başlıkları..olay gününe dönersek olay günü daha hiç kimsenin elinde hiçbir belge yok iken önce baykal efendi irtica yaygarası kopardı,sonra sırasıyla hilmi özkök,erdoğan teziç,ahmet necdet sezer,sonra darbe çığırtkanlığı yapan onlarca kendini bilmez..ee sonunda ne oldu peki..saldırgan akıl dışı bir karar veren danıştay üyelerinin resmini bir gazetede görüp tahrike gelmiş..neden çıkıp biz islamı sevmiyoruz bok atmak için bunu tertipledik demiyorlar..demezler çünkü koltuk hırsı,iktidar hırsı onlara en adice şeyleri yaptırabilir..tıpkı amerika ve ingiltere örneğinde olduğu gibi..
ya da bu milletin iradesini engelleyici konumlara birer birer konumlanmış yök,danıştay,yargıtay,ordu demokrasi ve özgürlükten dem vururken halkın acı çekmesini umursamayıp hepsi tek bir ağızdan sözleşmiş gibi yakın aralıklarla milleti galeyana getirten,kışkırtan ve nereden geldiği belli olmayan söylemlerle tedirgin ediyor..anlaşılan o ki islamı değerleri pek umursamayan akp'nin cumhurbaşkanı seçmesi bu kadar önemli..evet neden önemli olmasın ki chp nin yapamadığını necdet sezer tek başına yapıyor ama kurdukları tezgahların altında kalmaya mahkumdur bu insanlar..
Hani o inkâr edenler, seni tutuklamak ya da öldürmek veya sürgün etmek amacıyla, tuzak kuruyorlardı. Onlar bu tuzağı tasarlıyorlarken, Allah da bir düzen (bir karşılık) kuruyordu. Allah, düzen kurucuların (tuzaklarına karşılık verenlerin) hayırlısıdır. (8/30)
Sabret! Senin sabrın da ancak Allah'ın yardımı iledir. Onlardan dolayı kederlenme; kurmakta oldukları tuzaktan kaygı duyma! (16/127)
Onlar hileli bir düzen kurdu. Biz de (onların hilesine karşı) onların farkında olmadığı bir düzen kurduk. (27/50)
olayı hala islama ve dindar kesime yüklemek anlamsız geliyor.çünkü islam asla böyle bir saldırıyı tasvip etmez ve dindar bir insan insan öldürmenin ne kadar günah olduğunu bilir.
biraz mantıklı düşünürsek hükümet böyle bir olayı planlayıp niye kendini töhmet altında bıraksın ki.
bunlar çamur at izi kalsın zihniyetinin ürünleri.
olayin arastirilmasi gereken bir konusu daha vardir. danistay saldirisindan bir gun sonra hurriyet gazetesinin manset i nobetteyiz olmustur. bu insanlar degil mi tayyipi yikayip yaglayan? artik butun basin tayyipe karsi bir kin kusma sarfeti icindedir.fakat nedeni hala anlasilmis degildir.
saldırıdan sonra bu işin arkasında kesin dinciler var diye azılı yağmacılar gibi saldıran laik moronların işin ucunun veli küçüke dayanmasından sonra bir kez daha yaş tahtaya bastıklarını gösteren hüzün dolu olay.
olayın en iğrenç tarafı da öldürülen danıştay üyesinin cenazesinde kan üzerinden prim kazanmayı uman bu dinazor taifenin yaptığı türlü kan tacirliğidir.
Hala bu iğrenç saldırıdan islam'ı, Akp'yi ve hatta türban'ı sorumlu tutan zihniyetin kabul etmediği üzere saldırı her ne kadar inkar de etseler basbaya "siyasi bir komplodur".Belki birileri çok üzüldü saldrıyı gerçekleştirenler islamcı çıkmadı tüh tüh. Bu kin nedir diye sormak lazım.
Bazıları da hala olayı AK Parti'yle bağlantı kurmak için binbir takla atıyor.
Öyle bir nefret var ki saldırgan hakkında aranan özellik hep islami yönden. Arayın durun. Saldıryı da yıkın islami kesime diyin bu saldırgan Recep Tayyip Erdoğan'ın kankisidir. Siz böyle istiyorsunuz. Ve bunu kasıtlı olarak yazan medya organları var zaten. Ancak hepsinin telaş içinde saldırı günündeki manşetlerinden nasıl çark ettiklerini ibretle gördük.
sis perdeleri yavaş yavaş dağıldıkça birilerinin bu komplosu başarısızlığa uğruyor. Hükümete bok atamadık. Saldırıyı düzenleyenler nasıl islamcı değilmiş? gibi sözleri duyduk biz.
Güdümlü basının buna rağmen olayla ilgili olarak maksatlı yayınları kısmen de olsa sürüyor. Ancak ilerleyen zamanda birçok yalanları ortya çıktığı gibi yine çıkacak.
Birileri çok üzülüyor saldırıyla islam'ın, türbanın ve hatta ne ilginçtir hükümetin ilgisi yok diye. Evet yok. Siz isterseniz medya yazar korkmayın.
bir terörist bağlantısı oldu kurum,kuruluş ve kişi kartlarını cebinde taşıyacak öyle mi?kandırmayalım kendimizi..Bunu idiotlar bile yapmaz.."yok dine,yok ülkücülere sataşıldı,haha noldu,solcular yapmış." diye eğlenen zihniyet,"Aman ya,cumhuruiyet'e bomba atılsa nolur,bak akp'ye de atıldı,siz naptınız?" diyen devletimin çok sevgili(!) başbakanı ve ona destek olan siyasiler,daha da önemlisi ona oy verenler!
bu kadar mı kolay kanıyorsunuz siz her şeye..??
Uyan sevgili ülkem uyan!Silekelen ve kendine GEL!Karar vermeden önce düşün..
Bir bilim ve ya din yoktur ki insana aklını kullanma desin.kanma bu basit oyunlara!!
milliyetin bugunku yazisi daha ortada bise yokken bizim yazarlarımızın hukumeti akladigi entryler birligi
lparslan Arslan susuyor
Gökhan Bozkurt / CNN TÜRK
Danıştay'daki saldırının faili Alparslan Arslan emniyetteki ve savcılıktaki sorgusunda Cumhuriyet gazetesi ve Danıştay'a yönelik saldırıları kendi penceresinden anlattı, ancak en kritik sorularda sustu.
Türban kararı veren Danıştay ikinci Dairesi üyelerine, "kutsallarıma saygısızlık yapıldı" diyerek kurşun yağdıran Alparslan Arslan verdiği ifadelerde saldırıyı nasıl gerçekleştirdiğini tüm detaylarıyla anlattı.
Arslan, Danıştay saldırısından önce Cumhuriyet gazetesine bomba attığını da itiraf etti, ancak baskında kullanılan silahları kimden aldığını söylemedi.
ifadelerinde bir örgüt bağı olmadığının altını özellikle çizen Arslan, eylemleri doğal refleks gereği bireysel olarak planladığı söyledi. Ancak Arslan, tüm ısrarlara rağmen bazı sorularda sessiz kalmayı tercih etti.
• Emniyet: Danıştay'a saldırı örgütsel.. 'Uzantısı var mı' diye inceliyoruz
Arslan'ın ısrarla sustuğu sorular neydi?
Soruşturma sırasında Arslan'a silahları nereden aldığı sorusu yöneltildi. Arslan, silahları ve bombaları istanbul Maltepe'de tanımadığı birinden aldığını söyledi, kimsenin aracı olmadığını ifade etti.
Arslan, "Danıştay'daki olayda kullanılan ve araçta bulunan ikisi 'Glock' üç tabancayı gerçekten tanımadığım kişilerden istanbul Maltepe'de para karşılığı aldım. Buradaki aracıların ismini söylemek istemiyorum. Buradaki aracılar bomba ve silahları benim ne maksatla aldığımı bilmiyor" diye ifade verdi.
Arslan, eski asker Muzaffer Tekin ile bağlantısını ise "birkaç kez görüştük. Samimi değiliz" diye açıkladı.
Arslan, "bu soruşturmada adı geçen Muzaffer Tekin isimli şahısla tanışıklığım olmamakla bir samimiyetim de yoktur. Toplam üç dört kez bugüne kadar görüştük. Bu olayla ilgisi yoktur. Bu olayı ben kendim refleks olarak yaptım" dedi.
Olayı arkasında başkaları var mı?
Sorguda Arslan'a kendisinin islami çizgide olmasına karşın Tekin'in sol görüşlü olduğu, nasıl biraraya geldikleri soruldu. Arslan, "birkaç kez görüştük dedim ya" diyerek yine sustu.
Arslan olayın arkasında başkalarının bulunup bulunmadığına ilişkin sorularda da tavrını değiştirmedi. Arslan, islami çizgide olan her insanın kutsallarına saygısızlığa tepki vereceğini savundu.
Arslan, bu konudaki ifadesinde, "kesinlikle bahsettiğim eylemlerle ilgili olaylar yasadışı bir örgüt işi değildir. Kesinlikle bu devlet, bu ülke, bu vatan, bu bayrak benim bayrağımdır. Sonsuza kadar da böyle olacaktır" diye konuştu.
Bu arada Arslan'ın Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırıyı para karşılığı yaptırdığı Tekin Irşi'nin vadedilen para verilmeyince polise gidip bütün bildiklerini anlatacağını söylediği ortaya çıktı.
Vatansever Kuvvetler Derneği
Danıştay'daki silahlı saldırının ardından dikkatler Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği'ne yöneldi.
Bunun nedeni tetiği çeken Alpaslan Arslan'ın arabasında derneğin bir kartvizitinin bulunduğu iddiası. Dernek Başkanı Taner Ünal saldırıyla bir ilişkileri bulunmadığını, Alparslan Arslan'ın üyeleri olmadığını açıkladı.
Gözaltındaki eski subay Muzaffer Tekin'le de bir ilişkisi olmadığını söyleyen Ünal, "Muzaffer Tekin'in iki kez gördüm. Tesadüfen. Türkeli dergisinde yazdığını ispatlayın dergiyi kapatırım. Alparslan Arslan üyemiz değil ama olsa idi suçu biz mi işlemiş olurduk?" diyerek iddiaları reddetti.
Danıştay'daki saldırının ardından hem tetiği çeken Alparslan Arslan'ın hem de olayın kilit isimlerinden Muzaffer Tekin'in dernek ile ilişkili olduğu iddia edildi.
Ünal, derneğin finansmanı ile ilgili soruları da yanıtladı. Bugüne kadar 1.5 milyon dolar harcandığını, bu paranın kendileri tarafından karşılandığını söyledi.
Herhangi bir kuruluştan ya da ülkeden yardım almadıklarının altını çizen Ünal, Danıştay saldırısının dış ülkelerde planlandığını da savundu.
Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi nedir?
11 nisan 2005'te faaliyete geçen dernek, Danıştay baskınını yapan Alpaslan Arslan'ın arabasında bulunduğu iddia edilen kartvizitle gündemde. Derneğin merkezi Ankara'da.
Üye sayısı 2 ile 3 milyon arasında değişen derneğin, 199'uncu şubesi Bolu'da açıldı. Giriş aidatının 40 YTL olduğu derneğin kurucuları arasında Orgeneral Hasan Kundakçı da yer alıyor.
Dernek yetkililerinin verdiği bilgiye göre bir yıl içinde 2 ile 3 milyon arasında üye kaydedildi ancak kayıtları şubeler yaptığı için kesin rakam bilinmiyor.
Üyeliğin temel şartı ise üyelik andı içmek. Derneğin en önemli etkinliği ise Mersin'de yapılan Bayrak yürüyüşü oldu. Başkan Taner Ünal eski MHPli, ülkü ocaklarının 80 öncesi yöneticilerinden.
türkiyenin tam manasıyle bir hukuk devleti olmasını sağlıyabilecek bir devreyi yediremiyen bazı dahili düşmanlarımızın tamamiyle bir komplo teorisiyle hazırladıkları iğrenç saldırıdır!..kendileri iktidarken demokrasi diye bağıran cibilliyetsizler iktidarı kaybedince hür iradeye tecevüz etmişlerdir!:.bu kabullenilemez cinayet aslında islamcılara değil devletimizin hukuk devleti olmasına menfi tesir etmiştir
işin aslının anlaşılmasıyle islamcılar daha da güçleniceğz ama devletimizin hukuki düzeni derin bir darbe yemiş olucak!..
ve şuan ki kemalizmin ne denli iğrenç safhalara ulaştığının da delilidir!.. vakti zamanında türk halkının hür iradesinin tecellisi için uğraşıyoruz diye meydanlara çıkan tıynetsizlerinin şimdi türk halkının hür iradesini durdurmak için yaptıkları hayasızca akınlara bakın!..bu adamcıklar padişahlarımıza küfür ediyorlardı. niye? neymiş türk halkının iradesine mani oluyorlarmış!.. peki zavallı jakobenler şimidi ne yapıyor!..
bu hadise sayesinde yüce türk milleti tarihini tekrar gözden geçirmesi gerektiğini öğrendi.. yıllarca meydanlarda medeniyet ,demokrasi diye bağıran jakobenlerin gerçek yüzünü gördüler!..ve şimdi kimin iyi kimin kötü olduğunu anlıyacaklar!..
hiçbir basın organı bilemiyor(!), polis departmanları bilemiyor(!), asker bilemiyor(!).. sözlük yazarları biliyor. bravo, tek kelime ile bravo..
bu gerçekler isimli başlığın kaynağını sorsam.. nerelerini gösterirler acaba? **
öncelikle şu bilinmeli, laiklik din düşmanlığı değildir.
bir türban meselesi aldı başını gidiyor. laiklik kaldırılsın yerine şeriat gelsin deniyor.. gelsin ki(!), kızlarımız okula türbanla gitsin.. peki.. bu düşünceyi savunan erkekleri anlamaya çalışıyorum, peki o kızlara ne demeli? şeriatla yönetilen hangi ülke de kızların hakları var? hangi şeriat ülkesinde kızlar güle oynaya okula gidiyor?
peki sizleri laiklik düşmanlığı yapan nedir bu durumda? en güzel ibadet, gizli olandır derler.. ibadetini evinde yerine getirmene, kimseye show yapmadan, buna laiklik mi karşı çıkıyor?
ben önceden de söyledim yine söylüyorum.. hem laikim, hem de müslümanım.. hem de çoğu müslümanım diye geçinenden daha fazla.. ve bu ülke de benim gibi olan milyonlarca insan var..
kimsenin kimseye sen laiksin, müslüman değilsin demeye hakkı yoktur.. bunu diyene ancak ve ancak şunu söyleyebilirim, "her şeyi bilen ve kararını verecek olan yüce allah' tır. sen değilsin. benim din ölçümün kararını sen veremezsin. verilecek bir hesabım varsa ki var.. onu da allah' a vereceğim sana değil.."
