fenerbahçeli herhangi bir fanatiğin kıskançlıktan çatlamasına sebep olan gün. cüzdanları delindi bologna, dortmund, mallorca, leeds united, arsenal formaları almaktan. rüyalarında göremediler, tesadüftür deyip çamur attılar ama biz o kupayı söke söke aldık. keşke avrupa' da mtk, sigma olomouc ile hatırlanmasa da, bir kupa da olsa fenerbahçe getirse ve tüm gerçek türkleri sevindirse.
gerçek fenerbahçelileri de en derinden mutlu etmiş gündür. zira o gün bir türk takımı avrupanın en büyük ikinci kupasını kaldırmıştır. galatasaray kim yahu. ha galatasarayım beş defa daha kazanır fenerbahçede kazanır defalarca, işte o zaman sidik yarışına girerim fenerlilerle. fakat galatasaray, sarısı ile kırmızısı ile değil, kırmızı beyaz olarak kazanmıştır o kupayı. almanı, italyanı ve ingilizi yenmiştir. o kupa galatasarayım müzesinde olmasına rağmen, aslında tüm türk futbolseverlerin gönlündedir.
kabak tadı veren gün, hem de ceviz soslu kabak tatlısı.*
o günden başlayarak 1 hafta boyunca galatasaray formamı üstümden hiç çıkarmadım ama cidden yeter ula her gün, her gün...
söyleyin, bu geceyi hatırladıkça gözleriniz yaşarmıyor mu? dudaklarınızda oluşan gülümsemeye engel olabiliyor musunuz? olmuyor mu tüyleriniz diken diken, yeniden?
galatasaray'ın tarihi bir başarıya imza attığı gün.
yalnız komik şeyler görüyoruz, okuyoruz. final gecesi galatasaray kupayı alacak diye stresten ekran başında tırnaklarını yiyenler, kupa alınınca birden "ben fenerbahçeliyim ama çok gurur duydum, ben beşiktaşlıyım ama ölümüne destekledim" ayakları yapmaya başladılar. ulan o sene galatasaray'ın avrupadaki her rakibinin atkısını alan, o takımlar lehine avazı çıktığı kadar bağırıp tezahürat yapanlar kimlerdi ? ne ikiyüzlü lan bu insanlar.
türk futbol tarihnin en önemli günüdür. hayatımda en mutlu olduğum günlerden biridir. 10 yıldır bir daha bu kadar önemli bir günle karşılaşmadık ne yazık ki. umarım yenilerini de görürüz, yaşarız, coşarız.
bir galatasaraylı olarak sanırım en mutlu olduğum gün. fakat şunu da belirtmek zorundayım ki aynı kupayı fb yada bjk kaldırsa yine o gururla sokaklara çıkıp arabayla kutlama yapardım.
galatasaraylılar ile birlikte az sayıda fenerbahçeliği de mutlu etmiş bir gün. zira ben ve benim gibi bazı gerçek fenerbahçeli arkadaşlarım, okuldaki koyu fenerli hocamızın* getirdiği gunners atkılarını maç günü üzerimizden çıkarmamıştık.
bir de galatasaraylıların bağdat caddesi nde sopa yemeden kutlama yapabildiği nadir günlerden biri olarak da tarihe geçmiş bir gündür.
tarihin tozlu sayfalarına altın harflerle türkiye ismini kazıyan galatasaray'ımızın, nirvanaya ulaştığı gün.
öyle birgündür ki bugün; o zaman 42 yaşında olan babamı, 71 yaşındaki dedemi, futbolla alakası hiç olmayan 41 yaşındaki annemi, belkide yıllar yıllar sonra, ilkkez hıçkıra hıçkıra ağlatmıştır.
kalbimizin gururla attığı, tüylerimizin diken diken olduğu gündür.
aynı sevinci diğer takımlarında yaşayıp bizleri sevindirmesi dileğiyle.
üzerinden on sene geçtiği halde halen dünmüş gibi sevindiğimiz sportif başarının olduğu gün. doğrudur büyük başarıdır da başarının tesadüften ayrıldığı nokta istikrardır. galatasay için değil türk futbolu adına hala bununla övünüyor olmamız herhalde bizim ayıbımızdır.
duzce deyiz o yillarda, sehrin en buyuk meydanina kocamaaan bir beyaz perde koydu belediye, maci izlesin duzceliler diye. ve butun duzce ordaydik o gun, sabaha kadar. havai fisekler, kornalar, konvoylar, arabalar, hicbiri icimdeki heycandn daha baskin degildi, ne gundu be.
arsenal maçını tekrar izlediğinde ağlayabiliyorsan, ya da gözlerin doluyorsa, tüylerin diken diken oluyorsa, ki her galatasaraylının oluyor; işte bu gerçek bir başarıdır. galatasaraylının değil türkiyenindir aynı zamanda. çoğumuz duyuyoruz, bazı fenerliler: ben de galatasarayı tutmuştum, kupayı alınca ben de sevinmiştim, arabayla tura ben de çıkmıştım diye. doğru. kupa ülkemize geleceği için gidip de ingiliz piçlerini tutmak ahmaklık olurdu. ancak ince bir ayrıntı var. gerçekten hissederek türk takımı alsın diye mi galatasaray tutuldu yoksa sırf dalga geçilmemek için mi? ertesi gün ben de gsyi tutmuştum, benimle dalga geçmeyin mesajını verebilmek için mi? çünkü türkiyedeki tüm profesyonel takımların başarılarını alt alta toplasanız o günden sonra hiçbir değeri yoktu. ben ilkine inanmak istiyorum. ama galatasaray hamburga elendikten sonra kötü oldu elendi diyeni duymadım fenerlilerden. hepsi iyi oldu cinconlara diyordu. peki o kupa yine alınsaydı çoğu fenerli biz de türk takımı olan galatasarayı desteklemiştik zaten demicekler miydi? ben yine o gece galatasarayı tutan her takım taraftarının içten olduğuna inanmak istiyorum, kupa türkiyemizindir diyorum. 17 mayıs gibi bir çok gün yaşamayı temenni ediyorum.
aslında kelimelerle ifade edilemez bir gündür, davulla, zurnayla cinemadan maçın bitiminde almanya sokaklarina çıktığmız ve "en büyük cimbom başka büyük yok" diye sesimiz kısılana kadar kutladığmız gecedir.
bir taraftara verilebilecek en güzel cevaptir 17 mayis 2000
galatasarayımızın tarih yazdığı gündür.klipleri izlerken bile o ana geri döndüğüm ve yinede sevinçten ağlayabildiğim gündür 17 mayis 2000
unutmadık unutturmayacağız ve her zaman bu günü galatasaraylıların bayramı olarak kutlayacağız. o şanlı uefa kupası zaferinin ardınan tam 10 yıl geçti ve biz bunu hiç bir zaman aklımızdan çıkarmıyoruz.
bugün de o şanlı tarihin yıl dönümüdür. tüm galatasaraylılara armağan olsun bugün.
9 yıl öncesinden bahsediyoruz, hagi'li popescu'lu hakan'lı arif'li bülent'li*, yani takım olma ruhunu sonuna kadar hissetmiş hissetirmiş bir galatasaraydan. ancak böyle bir başarı öyküsüyle, böyle gurur verici bir olayla son bulabilirdi başrollerini bu isimlerin paylaştığı bir film. öyle de oldu ve bizler hala aynı derecede gurur duyuyoruz bu isimlerle, bu isimle * aynı derecede seviniyoruz hala tüm olanlara. tüm galatasaraylılara, ve hatta tüm türkiye ye bu duyguları yaşattıkları için bir kez daha teşekkür ediyoruz aslanlarımıza.
bir fenerbahçeli olarak hakkında çok güzel şeyler yazabileceğim gün. ancak sözlükte bazı galatasaraylı arkadaşların yorumlarını okuduktan sonra insan soğuyor rakip takım taraftarı olarak hissettiği şeyler yazmaktan.
Bazı kesimler için söylüyorum; ulan sen kendi başarına baksana, rakiplere laf sokacağına o gün hissettiğin olağanüstü duyguları kelimelere döksene. bilmelisin ki senin bu başarınla dalga geçicek adamdan bi hayır gelmez ve senin sevincine de ortak olmasına gerek yoktur. sana cevap hakkı doğsa dahi o günün büyüsünü bozmasan iyi edersin. unutmamalısın ki aklı başında rakip taraftarlar o gün senin takımınla gurur duydu, gözyaşını beraber döktü, konvoylara beraber katıldı. o gün herkes galatasaraylıydı. türk'üm diyen herkes.
olum kendimden hatırlıyorum ben sargılı ayağımla havalara zıplamıştım lan.
dokuz sene önce hüznün ve sevincin tek bir doksan dakika ile değil birçok doksan dakikanın ertesinde sonuçlandığı gündür.
ne mutlu o gece parken'de olanlara... ne mutlu o gece bizlerle birlikte bu sevinci paylaşanlara.
ve şampiyonlar ligi şampiyonu real madrid'i yenebilmenin tek yolu o gece alınacak kupa idi.
aldık... diğerini* de aldık.
aziz yıldırım'a Galatasaray'ın kupayı alması tesadüftü dedirten ve dedirtirken de delirten gündür. galatasaray kupayı aldıktan sonra türkiye'ye dönerken uçak atatürk havalimanına yaklaştığında kokpit ile kule arasında şöyle bir diyalogun geçtiği rivayet edilir,
kokpit: danimarkalı aslanlara iniş izni var mıdır?
kule: şu anda diğer tüm uçuşları durdurduk. inebilirsiniz.
ve uçak inişe geçtiği sırada havaalanı çalışanlarından oluşan kalabalık grup uçak pistini sağlı sollu bayraklarla donatmış ve gs'li futbolculara bir sürpriz yapmıştır.