eller ayaklar titreye titreye bir 120 dakikayı izlemek, maç esnasında 6-7 defa aşırı stress ten tuvaşete gitmek, o mayısın sıcak akşamında uzun kolluları giymek, üşümek, korkmak, heyecanlanmak, yüksek adrenalin. son düdük. zafer. gözyaşı, gözyaşı, gözyaşı....
ertesi gün okul sıraları. bir gurur. bir huzur. bir mutluluk.
o gece herkes galatasaraylıydı ulan... ya da ben öyle gördüm.
koltuk tepesinde bir maç izleyip babaya maçı zehir ettikten sonra evin çeşitli yerlerine galatasaray bayrağı asmak, ertesi gün okula gidip "siz bu maçı nah alırsnız" diyen fenerlilerin gözüne galatasaray bayrağını sokup bütün okulu "sarııııı kırmıızııı en büyyükkk ciimmbbommm" nidalarıyla inletmek. okulda tabiri caizse eşek kadar bir bayrak açıp, kocaman okulu her tenefüs turlamak.
o zamanlar bir fenerbahçeli olarak (ne alakası varsa orada türkiye temsil ediliyor) sokağa babamla kendimizi atmışızdır. türk bayrakları ve galatasaray bayrakları havalarda herkes yollarda. babam diyor ki bak olum bidaha böyle bir görüntü göremezsin.. duygulanıyorum ve galatasaray marşları söylüyorum. duygulanmışım ağlıyorum. keşke diyorum fenerde böyle bir başarı elde etse. dualarımı kabul ettiği için allahıma teşekkür ediyorum. arkasından gece 3 gibi eve dönüyorum ve hala ağlıyorum. (bkz: teşekkürler galatasaray teşekkürler türkiye) *
aylarca ne takımnları devirip, ne buyuk takımları ezip gelmiştik o geceye..sanki galatasarayla beraber ben de oynamıştım o maçların hepsinde..o gece inanılmazdı inanılmaz, zafer sarhoşlugu ilk kez yaşandı turkiyede, ilk kez zafer sonrası agladık sokaklarda, ilk kez bu kadar sevinç bu kadar gurur yaşatmıştı bir futbol takımımız..dakikalar geçmedi, pozisyonlar bitmedi, biz yerimizde oturamadık o maç esnasında..evin içinde koca GS bayragı elimdeydi..stattaydım adeta, hginin popescunun bulent'in yanında ben de koşuyordum sanki..tafferelin inanılmaz kurtarışları sevinç çıglıklarımızı tetikledi, bulent'in omzu çıkmış, hakeme inat oyuna girmişti..ve popescunun topa vurmak için koştugu an, tum turkiye susmuştu, kalbimi tutmuştum o an..filelerin havalanmasıyla, gozyaşlarımı çıglıklarımı kendimi tutamadım..ne yapacagımı şaşırmıştım..hemen sokaklara indik, bagrış çagış, ellerimizde bayraklar, formalar..bi yandan aglıoruz, bi yandan bagırıyorduk şampiyonlugumuzu kutluyorduk..heğinize helal olsun arkadaşlar..hagisi, bulenti, hakanı, popescusu, arifi...hepinize helal olsun..
galatasaraylı olmamama rağmen maçın sonucu gurur duymak...ailecek televizyonun başına geçmek...maç sonrası şehrin coşkusunu dinlemek...hagi nin kırmızı kartına karşı bir burukluk hissetmek...
sırttaki fenerbahçe formasıyla gaziantep'teki konvoya ve kutlamalara katılmak.
ve bazı hayvanların bunu eziklik olarak görmeleri sonucu, onlar adına duyulan üzüntünün, "avrupa kupası kazanan ilk türk takımı"nı görme sevincini bastırmasına şahit olmak...
popescu penaltıyı attıktan sonraki 1 dakikayı hatırlayamıyorum belki birini yumruladım, belki o kadar sıçradım ki kafamı tavana çarptım; daha sonra dışarı çıktım tüm galatasaraylılarla hoplayıp zıpladım, fenerlileri aradım ve çatlattım.
arsenal yensin diye beklemek.
zira, yıllarca galatasaraylıların çenesi durmayacaktı. tıpkı bu başlık gibi. ancak, bu kupayı bjk alsaydı çenemiz dururmuydu? tabiki durmazdı. aynı şeyleri bizde yapardık.