an itibariyle sinan'ın üstünlüğüyle süren boks maçıdır. atıl sinan, hadi parçala oğlum, hıncıyla seyircilerimizi gördükçe, kendi kendime; "bu nasıl spor, bu ne biçim insanlık" demekten kendimi alıkoyamıyorum.
niye böyle oldu sinan, niye yarıldı elmacık kemiği?
nerden çıktı bu elmacık kemiği?
şaban'ın müfettişi çıldırtması gibi. çocuklar ortada kalmışta, atlılar geliyor sanki.
müfettiş isyanlarda; kim koydu o çocukları oraya?
şaban: vallahi ben koymadım.
ah sinan.. keşke şu an orada yanında olsam ve sana birşeyler söyleyebilsem.
objektif olarak bakıldığında oliver mccall'ın kazanmayı hakettiği maç. evet, sinan da vurdu birkaç sağlam yumruk ama elmacık kemiğinin açılmasından sonra konsantrasyonu neredeyse tamamen kayboldu.
"biz bu acıyı günlerce haftalarca nası atlatıcaz, nası dayanıcaz buna sinan" diye anlatılan maçtır. duyan da inönü savaşını kaybettik sanıcak. sevinci de üzüntüyü de abartmakta üstümüze yok.
anlaşıldıgı kadarıyla spiker tum mal varlıgını sinan üzerine bahis yapmıştır, nolucak simdi ne yapıcam ben telaşından, bütün türkiyenin aynı salaklıgı yaptıgını dusunmus ve sanki türkiyenin başına gelen en kötü olay sinan'ın yenilmesiymiş gibi agıtlar yakmaga dövünmeye, başlamıştır.
bitişinden sonra sinan ile mc call'ın spikere dalmasını istediğim maçtır. ilker yasin'in boks versiyonu maşallah. şom ağız konusunda çığır açtı bu gece kendisi.