unutulmaz bir rivaldo destanı, her yönden epik maç. canlı izlediğimden benim için daha ziyade üzücü, sinir bozucu, her neyse. bu maç hafızalarda hep rivaldo vs. valencia olarak durur, özellikle de hala jenerikleri süsleyen o hayvan oğlu hayvan rövaşata golüyle beraber. ama ruben baraja'nın da muhteşem bir performansı vardı bu maçta, kaynadı gitti o rövaşata golünün ateşinde...
2000-2001 sezonu la liga'nın son hafta maçıydı, öncesinde real madrid zaten şampiyon, deportivo la coruna 2., rcd mallorca 3. ve 4. sıra için ispanya'nın doğu tarafından iki takımın amansız bir çekişmesi var. yarasalarımız* dördüncü; son hafta öncesi şampiyonlar ligi ön elemelerine katılır durumda ama barça galip gelirse onlar gidecekti ön elemelere, bizim portakallar da kuzu kuzu uefa kupası'nda atılacaktı maceraya. barça'da aldığı sonuçlarla koca barcelona'yı "sörf yemem gol yerim" moduna sokan ferrer şutlanmış, ligin son maçlarında teknik direktörlüğe rexach getirilmişti. işte böyle amansız bir savaşın arifesinde iki babayiğit nou camp'ta sahaya çıktı. hatırlatalım, valencia'nın bu maçta giydiği mavi deplasman forması resmen muhteşemdir, bunu giyip dışarıda gezen adam benim için fahri buddy'dir, oh evet öyledir...
barça maça çok hızlı başlamıştı, rivaldo'nun şovu daha 3. dakikada başlamıştı. kaleyi direkt karşı cepheden yaklaşık 25 metre mesafeden gören bir noktadan kullandığı serbest vuruşta topu tam köşeye yivleyerek kaleci canizares'i avlamış ve böylece katalanlar bu ölüm kalım maçına resmen 1-0 önde başlamıştı. işlerin bu kadar güllük gülistanlık olmadığını kanıtlamak üzere sahneye çıkan gül saçlı bitirim ise yarasalarımızda ilk sezonunu geçiren el pipo'dan başkası değildi. kullanılan korner atışında çok net bir kafa vuruşuyla ampülü yerine asan baraja yarım saatlik bölüm dolmadan maça dengeyi getirmişti. en nihayetinde beraberlik valencia'nın işine geliyordu ama o gün sahada karşılarında durdurulamayan bir spartacus vardı, devrenin son anları oynanırken rivaldo ilk golü attığı noktalardan(23-24 metre), ama bu sefer devam eden oyunda yaptığı şahane bir vuruşla canizares'i yine eleğe çevirmiş, devre arasına takımını 2-1'lik üstünlükle göndermişti.
ancak baraja'nın taşakları ikinci yarıda da canlıydı ve soldan gelen ortaya yaklaşık 10 metre mesafeden resmen süpermen gibi uçup kafayı yapıştırdığında ampul dutruel yine depresyondaydı nou camp'taki 90 bin kişi ile beraber, 2-2 olmuştu maç. tabi bizde tarifsiz sevinç vardı, üst üste 2 kere şampiyonlar ligi finali oynamış takımımız bir şampiyonlar ligi bileti alabilmek için böylesine göt zoruna girmişti neyse. ilerleyen dakikalar karşılıklı pozisyonlarla devam ederken son bölümde 2-2'nin üzerine yatan valencia bu şekilde resmen bir adamı tarihe geçirdi.
dakika 90... gerilerden ileriye şişirilen topta o çok meşhur an yaşanıyor, hepiniz biliyorsunuz o anı: rivaldo o top göğsüyle nefis kontrol ediyor ve neredeyse ceza sahası çizgisi üstünden dillere destan bir rövaşata çakıyor, o top dillere destan bir şekilde tam köşeye gidiyor. aynı zamanda canizares, valencia cf, hector cuper, ben, biz, onlar, alayımızın şampiyonlar ligi umutlarının içine limon sıkılıyor. velhasıl nou camp'ta barça başkanı gaspart dahil herkes extacy almış gibiydi, rivaldo'sundan o maç epey top oynayan marc overmars'ına kadar. 3-2 biten maçla beraber onlar gitti liga de campeones'e biz de anamızın ligine.
koca valencia yine bir brezilyalıya teslim oluyordu. tarihe geçen bir başka hat-trick de "hakiki" ronaldo'nun* 26 ekim 1996 tarihine insan işi olmayan üç golle yarasaların canına ot tıkaması ve yine 3-2'lik skorla takımına galibiyeti getirmesiydi. valencia'mız bunun intikamını 18 ocak 1998 fc barcelona valencia cf maçında dillere destan bir şekilde almıştı ama bu sefer de rivaldo'ya gelip takılmıştı.
barcelona şampiyonlar ligi biletini aslanın midesinden kaptığı 2000-2001 sezonunda esasında ligdeki en enteresan maçlara imzasını koymuştu. mesela 3 şubat 2001 barcelona athletic bilbao maçında ligin o sezon en farklı galibiyetini almıştı, yine en farklı deplasman galibiyetinde katalanlar vardı. real sociedad'ı deplasmanda 6-0 yenerlerken gollerin tamamını ilk yarıda bulmuşlardı, öyle hatırlıyorum. sonra ligin 4-4 biten en gollü iki maçında da barcelona imzası vardı(vs zaragoza, villarreal); hatta birbirini izleyen haftalarda oynanmıştı bu maçlar. peki ya rivaldo?
1999'da dünyada yılın futbolcusu seçildiyse de; tamam o sezon da hayvan oğlu hayvan bir adam vardı karşımızda ama 2001'in rivaldo'su insan değildi resmen; ona insan diyenin...
ligde 23 gol attı ama şu çöplük hafızamda ona dair müthiş maçlar var;
(bkz: 18 ekim 2000 ac milan fc barcelona maçı)
her ne kadar rivaldo o sezon başlıkta geçen maçla bilinse de üstteki maçta inanılmaz bir albertini vs rivaldo düellosu izlemiştik, resmen dibimizi düşüren bir maçtı, rivaldo san siro'da üçledi.
(bkz: 3 mart 2001 real madrid fc barcelona maçı)
bu da efsane bir maçtı. rivaldo bernabeu'da beyaz şimşeklere tek başına direnmiş, 2 gol atmış, hatta uzaklardan attığı nizami bir gol de hakemin uydurması sonucunda ofsayt diye iptal edilmişti. o gol sayılsaydı o sezonun şampiyonu real madrid'i deplasmanda tek başına yenen adam olacaktı, 2-2 bitti maç.
gelgelelim valencia'mıza, hector cuper'in her sezon son anda bir şeyler kaybetmeden bitirmesi olmazdı zaten. carlos valderrama'nın kafayı kazıtıp futbol oynamasına benzer bu, yok illa son anda kaybedecek adam. bu sezonda da şampiyonlar ligi biletini 90. dakikada verdi adam, tamam hayvan gibi bir gol yedik, saygımız var ama artık maçlara bir duş al da çık be adam, nedir bu? uefa kupası'na kaldık orada iyi gidiyorduk ki çeyrek finalde sinir bozucu inter'e*, ondan da ezik nicola ventola'ya takıldık. ulan loser adam, mestalla'da yazacak adam sen değildin, git işine.
işte böyle sayın futbolseverler, bir rivaldo vardı, bir barcelona vardı, bir valencia vardı, böyle de bir maç oynadılar vaktiyle...