Kanlı Gol
Kırılsaydı ayağım, atmazdım golü
Mahşere döndü stadın yolu
Ölenler 40 kişi yaralı dolu
Olur mu Allah'ım, böyle olur mu?
Bir golün yüzünden adam ölür mü?
Maça gidem dedim yuvam bozuldu
Sıkıntıdan ciğerlerim ezildi
Duyan ahbaplarım yola dizildi
Olur mu Allah'ım, böyle olur mu?
Bir golün yüzünden adam ölür mü?
Sivas'ın yolları dökülür gider
Cenazeler yola dizilir gider
Nicelerin evi yıkılır gider
Söz-Müzik: Y. Tunç, Okuyan: Rıza Aslandoğan Tunç Plak
bir zamanlar erişilebilir bir internet adresinde yer alan uzun yazıdan ilgili bölüm:
"...türk futbol tarihinde acı bir sayfa olarak yer alan kayserispor-sivasspor maçında çıkan olaylar türkiye’de holiganizme farklı bir yön verdi. şimdi isterseniz o kara günü yani 17 eylül 1967’i şöyle bir hatırlayalım...
stadyum faciaları diye adlandırılan , öyle azımsanmayacak bir mevzu. yani "stadyumlarda görmek istemediğimiz türden münferit olaylar" boyutunu aşan durumların sayısı seyrek de olsa canı yanan insan sayısı az değil. trafik terörünün dışında bir de kendi terörümüzle birbirimizi kırdığımız durumlar var. 17 eylül 1967 tarihinde kayserispor- sivasspor arasındaki maçta çıkan olaylar da bunun bir örneği.
sivas aslında çaresiz bir şehir. 1978 yılındaki büyük çatışmalar ve ardından 1993 yangını...hep soğuk bir husumet rüzgarıdır sivas’ın üstünde esen. önce 1967 eylülünün 10’una dönelim. kayseri havagücü-sivas dört eylül takımları arasında bir maç yapılacak. tamam yapılsın. ama yapılan maça benzemeyen bir havada oluyor. sivas, kayserili topçuların aşiline tendonuna çalışıyor bir gayret. kayseri hava gücü iki ayağı kırık topçuyla geri çekiliyor. geri çekiliyorlar , çünkü sahada bir arbede yaşanıyor. "futbol bu olur böyle şeyler" denmeyecek cinsten ağır durumlar var sahada. bir hafta sonra da kayseri’de kayserispor-sivasspor , ikinci lig beyaz grup karşılaşması var. o zamanlar renkle adlandırılıyor gruplar. sivaslılar bir konvoyla kayseri’de oynanacak maça yollanıyorlar. yiğidoların biraz kalabalık olması lazım o maçta. böyle lakaplar çoktur oralarda. 10 kilometrelik bir araç konvoyu ile kayseri’ye giriyor sivassporlu taraftarlar.
17 eylül 1967 pazar günü kayserispor-sivasspor maçı başlar. maçın 20. dakikasında kayserispor , oktay’ın golüyle 1-0 öne geçer. ilk yarı böyle biter. ikinci yarı başlamadan kayseri amigosu ağır tahrik yaratır ortamda.bir hafta önceki maç , geçip giden kara trenin üzerine yazılan savaş sloganları , sivaslı taraftarların bir gece önceki kavgaları , gol sonrasındaki olaylarda hakemin bir kayserili topçuyu dışarı atıp ardından geri alması tribünleri boğma teli gibi gerer. yusuf ziya söyler , o maçta forma giyen sivassporlulardan. yeniköy’de bir ptt emeklisi olarak sürdürüyor yaşamını. söyler’in anlattıklarına bakalım:
"15:30’da tribünlerde olaylar başlayınca soyunma odalarına kaçtık. gece 21:00’e kadar burada kaldık. sadece çığlıkları duyuyorduk. başımıza bir bekçi dikip gittiler.tek bir bekçi ile korunduğumuzu bilseler bizi herhalde öldürürlerdi.stadyumdan çıktığımızda hava kararmıştı. türkiye karayolları işletmeleri arabalarıyla şeker fabrikasına götürüldük. sonra da sivas’a ulaştırıldık. halk sokaklarda bizi bekliyordu. kimi oğlunu soruyordu kimi kardeşini. bir yandan bizi suçlar gibiydiler. iki-üç gün sokağa çıkamadık. sonra bütün futbolcular kentten ayrıldık. bir hafta sonra geri döndük. ilk idmanımızda ağaçlara kadar seyirci doluydu. korkunç bir tezahürat vardı. 1970’te de istanbul’a döndüm. olayların nedeni cahillik bence. yazık bir sürü insan öldü."
amigo üzerine düşeni yapmış taraftarlar birbirlerine taş atmaya başlamışlar önce , ardından da çığ gibi büyümüş kavga. kavgaya karışmayan büyük çoğunluk kaçmaya çalışmış , içeri doğru açılan büyük demir kapının önünde biriken insanlar ezilerek ve havasızlıktan boğularak ölmüşler.kırk kişi.
dönemin ve sivasspor’un ve aynı zamanda ap’li il başkanı hüseyin yıldırım ise o günleri şöyle anlatıyor: "maçtan önce kayseri valisine telefon açtım. tedbir alalım dedim. yetersizdi tedbirler.birçok insan panikten öldü.gece yarısı haber duyulduğunda sivas ayağa kalkmış. kayserililer sivas ekonomisine hakimdiler.çarşıda dükkanlar , oteller, küçük çaplı fabrikalar hep onların elindeydi. bunu çekemeyenler vardı. maçta olanları fırsat bildiler. ben aslında o zaman 2. lig’e karşı çıkmıştım. halk henüz bu tür yarışmaları kaldıracak düzeyde değildi. ama dinletemedik."
olayların duyulmasıyla birlikte sivaslılar böğürlerini döverek, saçlarını başlarını yolarak , ağıtlar yakarak döküldüler yollara. kamyonlara doluşanlar kayser’ye gitmek için yola çıktılar. kentte kalanlar kayserililere ait dükkanları ve evleri yağmaladılar. insanlar kayserili olmadıklarını kanıtlamak için nüfus cüzdanlarını camlara astılar. güvenlik güçleri olayların önünü alamadı. dönemin içişleri bakanı faruk sükan , hükümet konağından halkı soğukkanlı olmaya davet etse de çağrısını kimse dinlemedi. kente yayılan gruplar kayserili kafirlerin(!) mallarının yağmalanmasının müslümanlık gereği olduğunu vaaz ettiler. yağma bir hafta sürdü. maçlar bir hafta ertelendi beyaz grupta. sivaslılar ölülerini gömdüler. kayserispor ve sivasspor takımları beşer ay ceza aldılar ve maçlarını deplasmanda oynadılar. iki takım arasında yarım kalan maç 1968 yılında ankara’da oynandı ve kayserispor maçı 1-0 kazandı.beden terbiyesi genel müdürü ulvi yanal 2. lig’i barış ve kardeşliğin tesisi için kurduklarını , böyle giderse ligi kaldıracaklarını açıkladı. btgm danışma kurulu üyesi rasim adasel , olayların patlak vermesini hakemin attığı oyuncuyu tekrar geri almasına bağladı. yani işin aslı futbol kurallarının ihlaliydi.
dönemin sivasspor başkanı hüseyin yıldırım bugün istanbul mecidiyeköyde katlı otopark işletiyor. onun söyledikleri çok anlamlı :"halk 2. lig için hazır değildi."
kayseri de oynan ikinci lig macidir. kanli pazar diye yakin tarihimize giren igrenc olay.
sokaklarda baslayan kavgalar 25 bin kisinin izledigi stada yansiyor. 5 bin sivasli ve 20 bin kayserili karsi karsiya.
kayseri 1-0 one gecince baslayan itisme kakismlar, tasli saldirilar sivassporlu taraftarin kapidan kacmak icin kosmalarina yolacar. toplamda 40 kisinin oldugu olaylarda olumlerin cogunlugu bu kapida sikismalardan olusur.
guvenlik onelmlerinin yeterli olmayisi, valinin bir ziyafette olup olaylara mudahale edememsi, kapilarin disariya degil iceriye aciliyor olmasi olum sayisini cogaltir.. *
kayseri ve sivas gibi ırkı, dini, dili, örfü, adeti, şivesi hatta siyasi görüşü bile birbirinin aynı olan iki şehrin insanlarının geçirdiği toplu histeriye sebep olan maçtır. akıl alacak gibi değildir.
aslında bu maçta yaşanacak facianın temeli, tam bir hafta önce 10 eylül 1967'de yapılan Kayseri Hava Gücü ile Sivas Dört Eylül takımları arasında yapılan maçta atılmıştır. bu maçta sivas takımı çok sert oynamış ve kayseri takımının iki oyunusunun bacağı kırılmıştır. kayseri hava gücü maçtan çekilmiştir.
bir hafta sonra sivas taraftarları "kayserililer kesin intikam alacaklar, ne kadar kalabalık gitsek iyidir" diyerek kayseri'ye akın etmişler, öyle ki kayseri'de boş otel kalmamıştır. kayseri taraftarları da "geçen haftanın intikamını alacağız" diyerek kendilerini hazırlamışlardır. ancak olayların bu kadar büyüyeceğini ne kayserililer ne de sivaslılar düşünmüştür.
maçta yaşananlar ortadadır. olaylar, kayserisporlu küçük oktay'ın* golünün ardından başlamış ve büyümüştür. 40 insan, sikindirik bir 2. lig maçı yüzünden hayatını kaybetmiştir.
olayın ikinci perdesi ise maçtan sonra başlamıştır. maçtan çıkan sivaslılar araçlarına binerek kayseri'yi terketmişler ve şehrin dışındaki karayolunda kayseri plakalı araçların yolunu keserek araçları ateşe vermeye başlamışlardır. hemşehrilerinin öldüğünü, hastanelik olduğunu haber alan sivas'taki vatandaşlar ise intikam arayışına girmişler ve sivas'taki olaylar başlamıştır. kayserililer'e ait ev ve iş yerleri yağmalanmış, arabaları yakılmaya başlanmıştır. hatta sivas'ta bir cami imamı "kayserililerin malı da canı da helaldir" diye fetva bile vermiştir. bazı sivaslılar kendi iş yerlerine zarar verilmemesi için camlara nüfus cüzdanlarını asmışlardır.
bu sırada kayseri'de bir ölüm sessizliği hakimdir. halk maçta yaşanan olaylar yüzünden şoktadır. derken sivas'tan şiddet haberleri gelmeye başlar. bunun üzerine kayseri'de de sınırla da olsa bir misilleme hareketi yaşanır. kayseri'de yaşayan sivaslılar'a çeşitli saldırılar olur.
çevre illerden gelen askeri birlikler kayseri ve sivas'a konuşlandırılır. kayseri-sivas karayolunda yoğun önlemler alınır. kayseri-sivas arası otobüs seferleri bir hafta kadar durdurulur.
olayların tamamen dinmesi bir haftayı bulur. Kayseri Valisi Nazım Üner, Kayseri Emniyet Müdürü Şerafettin Gökçeören ve Sivas Emniyet Müdürü Nihat Ertürk görevden alınırlar.
olaydan sonra sivaslılar kayserilileri, kayserililer sivaslıları suçlarlar. olayı ilk kimin çıkardığı hala tartışma konusudur.
olayın üzerine en adamakıllı açıklamayı, kayserispor'un o olaylı golünü atan oktay aktan yapmıştır: "Keşke ayağım kırılsaydı da gol atmasaydım. Dün gece uyuyamadım. Gözlerimin önüne tribünlerdeki insanların hali gelince ağlamadan edemedim. Keşke yenilseydik de bu olaylar çıkmasaydı."
anlatıldığına göre kayserispor ilk golü atınca sivas taraftarları arasında bulunan simitçinin linç edilerek öldürülmesi ile başlayan olaylara tanıklık etmiş maç.
zaten sivaslılar o günden daha önce yaşanmış gerilimli olaylardan sonra kayseri'ye kin dolu gelmiş, akabinde maç öncesi bir çok dükkanı yağmalamış, bir çok insana sataşarak dövmüşlerdir. maçın ilk golü sonrası da yukarıda anlatılan linç girişimi ile hoparlörlerden yükselen tahrik dolu çağrılar işi çığrından çıkarmıştır. kayserispor taraftarının koridorlara doğru sürüklediği sivaslılar, staddaki kısa ama geniş giriş-çıkış koridorlarını dışarıya bağlayan kapının içeriye doğru açılmasından dolayı o bölgede sıkışmış, çoğu ezilerek can vermiştir.
o maçta seyirci olarak bulunan dayım sık sık anlatır. kendisi de olaylar başladığı sırada zaten fazla yüksek olmayan tribünlerden dışarıda bulunan gişelerin tepesine atlayarak olay mahallinden kaçtığını söyler.
maç esnasında çıkan olaylar sonucu 40 sivaslı hayatını kaybediyor. deplasmana gelen sivaslılar saha dışında her kayseri plakalı aracı taşlıyor. 40 kişinin ölüm haberi sivas'a ulaşınca sivaslılar sivas'taki kayserili esnafın dükkanlarını yakıyorlar ve yağmalıyorlar. araçlarını kundaklıyorlar. kayserili esnaflar memleketlerine göç etmek zorunda kalıyorlar. kayserili olmayan esnaflar kayserili olmadıklarını belirtmek için camlarına nüfus cüzdanlarını asmaya başlıyor.
iki takım arasında yarım kalan maç 1968 yılında ankara’da oynanıyor ve kayserispor maçı 1-0 kazanıyor.
yıllar sonra iki şehir barış için birbirlerinin isimlerini şehirlerinde cadde ismi olarak verme kararı alıyor. kayseri'deki en önemli caddenin adı sivas caddesi'dir. sivas'ta da bir adet kayseri caddesi vardır.