bu maç üzerinden tam yarım sezon geçti. allah için ya, insanlık için açın şu maçta yediğimiz gollere, servet'in tavırlarına bakın. 2 dakika içinde 3 defa defansın arkasına top atılmasına, hakan balta'nın koşmamak için özel çaba sarfetmesine bakın. bu ayan beyan ortadayken, yönetim denen acizler kollarını kıpırdatmadılar. bırakın bunları takımdan göndermeyi, yeri geldi kaptanlığı verdiler. ceza, rijkaard'a, misimovic'e, insua'ya kesildi bu hainler yerine. hagi desen ayrı bi' alem...
seneler geçse de bu maçı unutmayacağım arkadaş, bu hainler bize çıkıp şampiyonluk getirse de seneye, isimlerini hep nefretle anacağım.
galatasarayda oynayan bazı futcolcuların sabote ettiği maçtır. maç yönetim tarafından tekrar tekrar izlenmeli sorumlular bulunmalı gereken ceza verilmeli.
milan baroş ve sabri sarıoğlu hariç galatasaray'ın ruhsuz futbolcularla oynadığı ve sonucunda kaybettiği maçtır. sahada yürüyerek top oynamaya çalışan insanlar topluluğuydu galatasaray sadece bu maçta. futbolcular demiyorum, diyemiyorum çünkü futbolculuk mesleğiyle alakası yoktu sahadakilerin. yazıklar olsun...
galatasaray'ın haftaya fenerbahçe'den ne yiyeceğini belli etmemiş maç. bu tip durumlar derbi öncesi her zaman kötü olan tarafa ayrı bir motivasyon sağlar. galatasaray da bu motivasyonla gelecek kadıköy'e. ama bu maç şunu gösterdi, ne kadar özel asılsalar da derbi maçına bu defansif sıkıntıyla yediklerinden fazla atmaları çok zor görünüyor. çünkü defansı santra yuvarlağında kurmak herhalde yeryüzünde hiç bir takımın yaptığı birşey değil. bu kötü durumdan kurtuluş fener maçı mı olur, işte bu muamma gibi duruyor. ama bizim açımızdan iyi olmadı galatasaray'ın ankaragücü yenilgisi. maç kısmen sıkıntılı geçebilir haftaya. bekleyip görmek lazım.
henüz beşiktaş, fenerbahçe ve trabzonspor ile oynamadan 8 haftada 4 mağlubiyet alan takımın maçı. haftaya kadıköy. takımda futbolcu olduğu belli olan 2 isim arda ve baroş yok. bir hafta sonra oynanacak maçta teknik direktör olarak kim olacak o da muamma. tam bir kaso var.
maalesef çoğu maçta olduğu gibi bu maçta da takımın savunması evlere şenlikti. rakip takım hücuma geçtiğinde sanki karşılarında 11 tane huni varmışçasına rahat rahat paslaşarak kaleye gidebiliyor. çıldırmamak elde değil.
rijkard'a diyecek sözüm yok; onu oraya getirip de hala orada tutan beyinler(?)'de suç buluyorum dediğim maç. rijkard öyle çakal ki suçu misimoviç'e atmak oyundan alıp ıslıklatıyor. suç bende değil bak bu adamda, bunu alan yönetimde der gibi.
ankaragücü nün zorlanmadan kazandığı karşılaşmadır. sabri nin sağ açık oynatıldığı takımda elano nun ölüsü oynar, bunu gs camiasında rijkaard ve neeskens ikilisi dışında herkes görüyor ve galatasaray a yazık oluyor.
içeriği hiç de olumlu olmayan yazımın başlığına bir futbolcu ismi yazmak zorunda hissettiğim için utanıyorum, önce bunu söyleyeyim.
yazımı okuyacağı falan elbette yok ama, umuyorum ki servet çetin de utanıyordur. hatta lütfen utanıyor olsun; çünkü artık futbolculuklardan geçtim, insanlıklardan şüphelenir hale geldim.
taktığım maske yüzünden etrafımı görmekte zorluk çekiyorum. ağrılarım var. bu gibi zorluklara rağmen fedakarlık yapıp takımım için sahaya çıkıyorum. gibi bir açıklama lütfen yapma servet çetin. evet, böyle bir açıklama yapmandan korkuyorum. lütfen yapma.
takım olarak kötü oynadık. da deme servet çetin. lütfen böyle bir şey söyleme. çünkü takım olarak iyi oynadılar. ama sen oynamadın. sen üç golde de bariz hatalar yaptın. hele son iki golde, topa müdahele etmeye dahi neden tenezzül etmedin, en çok burada kafam karışıyor.
ofansta gerçekleşen iki yan topta, topa neden elle müdahele etmeye çalıştın, burada da kafam inan çok karışıyor servet çetin.
bir takım iki gol atmasına rağmen dört gol yiyerek yeniliyorsa, bu gollerin tümünde de stoper oynayan futbolcu amatör dahi denemeyecek, hatta hata dahi denemeyecek şeyler yapıyorsa(ya da yapmıyorsa?), ben o takımda kusur bulamıyorum, bulamam da.
ama üzülüyorum.
bir tarafta bana göre aşırı mücadeleden- sakatlanan hırslı milan baros, diğer tarafta toplara ayağını uzatmaya bile tenezzül etmeyen servet çetin.
bununla da bitmiyor ki, biter mi hiç?
gördüklerini inkar edercesine, imparator fatih terim diye bağıran taraftara ne demeli?
ne de olsa biz türküz ya, biri bizi aşırı motive etti mi dimdik kesilir, medyaya egosu ve nefreti bol açıklamalar yaptımı da oracıkta boşalıveririz.
şimdi bu taraftar, imparatorları geldiğinde, tuttuğu takımı futbol oynamaya çalışmak yerine boğuşmaya başlarsa mutlu mu olacak?
mesela, kanatta iki takım arkadaşı kan ter içinde boğuşurken, yardıma gitmek yerine orta yuvarlaktan seyreden mustafa sarp koşmaya mı başlayacak?
umursamaz hareketleriyle hayrete düşüren servet çetin, motive olduğu için mi hatasız oynamaya başlayacak?
servet çetin, bugün tanıklık ettiğim şey neydi, inan bilmiyorum.
taktığın maskeyi, görünmezlik maskesi mi sandın, onu da bilmiyorum.
#9643177'de öngördüğümüz üzre favori ankaragücü'nün kazandığı maç.
ankaragücü'm favori idi ve kazandı. gayet normal skor, fazla yoruma gerek yok ama ezik bebeler bu başlık altında ve reykard başlığı altında ağlamaya devam edebilirler.
ümit özat atılan 2. gol ile birlikte kayboldu br ara ortadan. o nasıl bir düşüştü, kalktıktan sonraki yüz ifadesi de çok enteresandı. maç umrunda değil ki adamın.
ben frank rijkaard. burası galatasaray futbol takımı, burda 11 kişilik bir kadro kuruyorum. hep hayal ederdim 10 kişi yatar bir kişi koşar mı diye. yaptım, olacak! çünkü bu ülkede her türk bol gollü, +18 uyarılı bir maç izleyerek saç baş yolmayı hak ediyor. burası hayallerini kendi üretecek. seneye burdan şampiyonlar ligine gidilecek...rüya görmeye başladık bile hahaha.
