komşunun kamyon kasasında sabahladığımız gece.
korkunç düzmece hikayeleri bir yana bırakırsak, depremden sonraki süreçte öyle yağma terörü ve sahipsiz ve biçare kalma durumları yaşanmıştır ki... insanlığınızdan utanır, yaşadığınız ülkeyi bile sorgularsınız.
1984 yapımı elm sokağında kabus filminde, depremden önce dünyada bazı şeylerin değiştiğine dair diyalog geçiyor. Bunun doğruluğunu bu deprem öncesinde bizzat gözlemlemiştim. Gece gökyüzünde bütün galaksi görünüyordu resmen mesela.
23 yıl geçti. kocaelinde olan deprem istanbul da pek çok bina yıktı. şimdi yeni gelecek deprem direkt istanbulda olacağı için varın zararı, yıkımı siz düşünün.
O zamanlar çoluk çocuk olduğumuz için çadırlarda kalmak filan oyun gibi geliyordu ama ne kötü günlerdi her yerde bina yıkıntıları vs. Binlerce insanın öldüğü bu olaydan sonra ders alıp bir sonraki beklenen depreme tam hazır olmak gerekirken bulunduğumuz durum hiç de öyle değil. Ne yazık ki bu sefer durum daha da beter olur. Bos işlerle uğraşmak yerine konunun ciddiyetine varmak lazım.
bu depremi yaşayan ülke , bugün büyük istanbul depremine hazır değil maalesef.
akıllanmıyoruz, ders almıyoruz, şu an tek öncelik istanbul depremi olmalıydı ama nerde ...
hayatını kaybedenlere bir kez daha rahmet okuduğumuz gündür. rabbim bir daha yaşatmasın diyeceğim ama hayatın gerçekleri dolayısı ile yaşayacağımız da kaçınılmaz bir gerçek..
99 senesinden beri ne zaman bugün gelse o sallantıyı hissediyorum gene psikolojik olarak. uykuda yakalanmış olsam bir nebze daha hafif mental hasarla atlatabilirdim belki. hani ilk 20-30 saniyesi ne olduğunu anlamadan geçebilirdi belki. ama tamamını ayakta geçirince saniye saniye ruhuma işledi bu deprem. o 45 saniye 45 dakika gibi geldi. binanın artık sağa sola mı öne arkaya mı tam kestiremediğimiz o hareketlenmeleri, insanların çığlıkları, mahallede bulunan ve çok eski olup zaten yıkılmak üzere olan 1 binanın çökmesi, o çöküntüden çıkan toz tabakası, evin camlarının zangırdaması, tuğlaların gıcırdaması.. doğanın gücü karşısında insanoğlunun zerrece gücünün olmadığını o yaşlarımızda zihnimize kazıdı. hiçbir şey yapamıyorsun lan hiçbir şey. kaçamıyorsun saklanamıyorsun engelleyemiyorsun.
depremden sonra görevli olarak avcılara gittik. hemen ertesi gün. o binalarda oluşan yarıklar, çöken binalar, insanların korkusu. sonrasında deprem bölgesine de gittik orası çok çok daha büyük kalp yarası bıraktı hayatımızın kalanı için.. insanoğlu ne zaman akıllanır bilinmez ama doğa ile şaka olmaz. yaşadığın yapıları 3 kuruş fazla kar edeyim diye sakat yaparsan deprem çökertir. evini dere kenarına yaparsan sel alır götürür. ormanlarını koruma altına almaz isen yangınlar onları yok eder. kimyasallar ile fosil yakıtlar ile atmosferin anasını bellersen dünya sana karşılığını çok daha ağır ödetir. ağaçları kesersen doğa sana karşılığını beş yüz tane farklı ceza ile keser..
9 yaşında bir çocuk olarak amcamın kucağında merdivenlerden inerken uyandım deprem gecesine...
karanlık, telefonlar kesik, herkes kıyamet gibi sokakta. bütün mahalle parkta yatmak o yaşta eğlenceli gelmişti ama yıkılan binalar, ölen binlerce kişi zaman geçtikçe idrak ediyor insan.
hala binlerce dayanıksız, yönetmelik dışı denetimlerde göz ardı edilen yapı var ki yaklaşan büyük depremde bir tekrarını yaşamak mümkün gibi gözüküyor.
Allah bir daha asla yaşatmasın ölenlere rahmet eylesin.
Slip beyaz donum ile nasıl evden çıktığımı hala hatırlarım elektrikli süpürge sesinin aynısıydı deprem bitmeden sokağa çıkmıştım o uğultu insanların bağırarak dışarı çıkmasını hala hatırlıyorum.
istanbulda annemin kuzenleri var, o zamanlar gecekonduda oturuyorlardı. onlar depremi ciddi bir zarara uğramadan atlatmışlar.
malesef üzerinden zerre ders alamadığımız, çok acı bir felaket.
Beklenen büyük istanbul depremi malumunuz, ve binaların bir çoğu buna hazır değil.
Azgınlığa ve sapıklığa uğrayanlar için elem verici azap vardır, yarın ölecekmiş gibi yaşayın ve hesabınızı iyi yapın..
Zinayı, kumarı, içkiyi, edepsizliği hayasızlığı meşru kılan bu zavallı insanlara baktığımızda nasıl da ayetler ile sabit olan 'nankör' oluşumuzu kabullenmemiz gerektiğinin işaretidir.
Korku mu umut mu? Tabiki umut, umut ederiz ki Allah (c.c) bize rahman ve Rahim olan sıfatı ile muamele etsin..