bizzat yardım için oraya gittiğim doğrudur,enkaz kaldırma işlemlerinde cesetleri çıkarma işlemlerinde oradaydım ve binaların altından kan ve ceset kokuları geliyordu şu an bile gözyaşlarıma hakim olamıyorum.
çoğu insanın hayatını kaydıran afettir. annem zararsız atlatmış olmasına rağmen kapıları kilitletmez evin içindeyken. hatta odaların kapısının kapalı olmasını istemez. ben bu afetin tüm türkiyede okulda çocuklara eğitimleri süresince anlatıldığını sanırdım; ta ki yaşadığım şehirden başka bir şehre okumaya gittiğimde, farklı şehirlerden gelen arkadaşların bu afeti bilmiyor olduğunu öğrenene kadar. inanın canım yandı bilmiyor olmalarına.
o günün farklı bir basınçlı geçtiğini söyler dinlediklerim. bunaltıcı sıkıcı bir havası varmış 19 ağustos' un. ve deprem olmadan önce artık enerji patlaması mıdır bilmiyorum, ortalığı büyük bir ışık kapladığını söylerler, bu saniyelik olayın hemen peşine o dehşet verici sarsıntı yaşanmış.
uyanır uyanmaz düşündüğüm, tankların bu saatte ne işi var sokaklarda oldu. deprem olduğu algıladığımda kendimi dışarı atma fikrine odaklandım ve düşe kalka dışarı çıktım. aşağı indiğimde olayın büyüklüğüne şahit oldum. hiç kimsenin telefonu arama yapamazken benim ev telefonum çalmaya başladı. büyük bir şans belki ama 2 katlı eve girip telefonu açamadım. uzun uzun çaldı ve kapandı. hele sabah o cami imamının çıplak bir sesle hıçkıra hıçkıra ağlayarak okuduğu ezan hala kulaklarımda. allah bir daha göstermesin.
felaketler zincirinin olayin yasandigi gunun gunduzunde mahallemizdeki tehlikeli bir kac hadise halen aklimdadir. 16 agustos gunu yani deprem olmadan onceki gun ici. 7 yasindayim ve annemlerle pazara gitmistik. eve dondugumuzde biri genc biri yasli iki kadin hirsizin apartmanda bizim ve babaannenlerin daire kapisinda birseyler yaptigini fark ettik. hayirdir diye sordugumuzda birseyler geveleyip kacip gittiler. daha sonra gordukki resmen daire kapilarini paramparca etmisler acmak icin ama iki daireninde kapisini acmayi basaramamislar. bu birinci şoktu bizim icin tersliklerin ilkiydi. ikincisi biraz daha ilgincti. askeri bolgeden ciktigi soylenen bir yilan komsunun evine girmisti ve mahallede bunun hic hayra alamet olmadigi konusuldu sanki bir felaket seziliyordu. buda ikinci terslikti. terslikler zincirinin sonuncusu ve en felaketi gece 03:02 itibariyle baslamisti. hic unutmam son derece siddetli ve korkutucu bi sarsinti vitrinde duran saati resmen havaya ucurup yere indiriyordu. tabi ilk sahit oldugum deprem oldugu icin ben tum bu gorduklerime ragmen hala uyumaya devam ettim ve bir gram umursamadim. simdi dusunuyorumda nasil hic bir gram korkmadim hayret eder dururum. mahalle oldukca siddetli sallanmasina ragmen yikilan bina gormedim ama bir cok binada ciddi catlaklar olusmustu. olayin ardindan gunlerce disarda kalan mahalle halki ve radyolardan tv lerden edinilmeye calisilan son bilgiler disinda cok bisey hatirlamiyorum.
o gece ve sonrasında yaşananları anlatmak kelimelerle mümkün değil aslında.o salt çaresizlik..o dünyada ölümden daha gerçek bir durumun olmadığını insanlara hatırlatan gece.mahşer dedikleri bu olsa gerek demiştim.15 yaşındaydım ve yaşanan herşeyi dün gibi hatırlıyorum.hala o günlerden ve yaşadıklarımızdan ne zaman bahsetsek ellerim titrer gözümden yaş gelir..bunca zaman geçmesine rağmen...