bir yolsuzluk operasyonu başlangıcının yıl dönümüdür. bilal erdoğan - recep tayyip erdoğan'ın ses kayıtlarını hatırlatan bir gündür. mevlana celaleddin-i rumi'nin de vefatının yıl dönümü ve türkiye'de ekmeğin karneye bağlanması (1941)'nın yıl dönümü olan gündür.
Fatih Rıfat Ülküman eserlerinde yazıldığı üzere 17 Aralık 1927- Ankara Atatürk ün tekke-zaviye ve unvanları kaldırması ile ilgili konuşması;
efendiler biz tekke ve zaviyeleri din düşmanı olduğumuz için değil bilakis bu tip yapılar din ve devlet düşmanı oldukları selçuklu ve osmanlıyı bu yüzden batırdığı için yasakladık. çok değil yüzyıla kalmadan eğer bu sözlerime dikkat etmezseniz göreceksiniz ki: bazı kişiler bazı cemaatler ile
bir araya gelerek bizlerin din düşmanı olduğunu öne
sürecek, sizlerin oyunu alarak başa geçecek, ama sıra
devleti bölüşmeğe geldiğinde bir birlerine düşeceklerdir.
ayrıca unutmayın ki; o gün geldiğinde, her bir taraf
diğerini dinsizlikle suçlamaktan geri kalmayacaktır.
mustafa kemal atatürk...
2013 yılına kadar çok önem atfedilmeyen
ancak
2013 yılı itibari ile hükümetin ahlaksızlıklarına suç üstü yapılması nedeniyle öneli bir tarih haline gelmiştir...
dolayısıyla
ahlak ve erdem sahibi insanların yolsuzlukla mücadele haftasının başlangıç tarihidir...
başbakana göre hükümet darbesi girişimi günüdür... ama bu bir hükümet darbesi değil sayın başbakan; bir yolsuzluk operasyonudur. devletin, milletin soyulduğu kara bir gündür...
ayakkabı kutusunun başka nasıl değerlendirilebileceğini bizlere gösteren ve ardından hemen aklımıza; altın, para, para sayma makinesi, polis, kelepçe, savcı, mıt, başbakan, bakan, yolsuzluk, hırsızlık, haksızlık, rüşvet, yandaş, paydaş, dinleme, kaset, beddua, sınır kapısı, gibi kelimelerin bol geçtiği cümlelerle bezenmiş türk siyasetini getirmektedir... hiç bu kadar kokmamıştı.