benim görüşüm, bu operasyonun sonunda hükümetin yıkılması erdoğanın istifası hedefleniyordu, hatta yakın vadede erdoğanın dahi tutuklanacağı söylenip durdu.
cemaat zannetti ki, ortada yargı kararları var, savcılık soruşturması var, hükümet bu durum karşısında meşru yollardan karşı koyamaz, savcılık kararına direnmeyi göze alamaz, zira 17 aralık darbe girişimi yargı kılıfına sokulmuştu.
fakat erdoğan, tabiri caizse buldozer gibi sildi süpürdü her şeyi. cemaatin ummadığı bişeyi yaptı, hukuksuzluğu dahi göze alarak polise savcılık emirlerini dinlememeleri talimatını verdi, birkaç günde emniyet müdürlerinin yerini değiştirdi, adli kolluk yasası çıkardı, dahası erdoğana yakın medya, operasyonun arkasında cemaat gerçeğini deşifre edip meseleyi yolsuzluktan çıkarıp komplo boyutuna getirdi, böylece mesele çok karmaşık ve uçsuz bucaksız bir hal aldı. cemaat ise, yargı kılıflı bu darbe karşısında herkesin kuzu kuzu eline teslim edileceğini sanmıştı.
sözün özü, 17 aralıkın istenilen neticeye ulaşmamasının en büyük nedeninin, erdoğanın kendini kurtarma ve nefsi müdafa psikolojisiyle cemaatin hiç hesap etmediği şekilde rutinin dışına çıkmasıdır.
halk, adi ve ülkenin her iktidarında karşılaşılan yolsuzluğa tepki mi verecektir, yoksa cemaatin vatana ihanet noktasındaki tavrına karşı hükümetine sahip mi çıkacaktır sorusunu cevaplayacağını düşünerek tespit edilmesi gereken nedenlerdir.
ortada rutin bir yolsuzluk operasyonu olmadığını içimizdeki en sağcısından en solcusu kabul ediyor, bu operasyonu cemaatin yaptığına inanmayan var mı, bu kasetler yıllarca niye saklandı, niye seçim öncesi ortaya koyuluyor, niye yasal mı yasa dışı mı olduğunu artık anlayamadığımız bir takım ses kayıtları üzerinden ülkede iktidar götürülüyor gibi ilkeli sorular sormak yerine, bunca yıldır ak partiyi devirmenin hesabını yapan, 2002.den beri zaten ak partiyi sevmeyen kitlenin hemen yolsuzluk rüşvet vs gibi şeylerin üzerine gitmesi ve dahası bunca yıl savundukları ergenekon davasında cemaate aldıkları tavrın onda birini bile almamaları, cemaatin de bir hesap peşinde olduğunu bilmezden gelmeleri çok ibretliktir. bu oyunu sizin o aşağıladığınız halk bile gördü ama bazı beyni kızıllar göremedi, kan toplamış beyin idrak edemiyor.
eğer ilkeli olsaydınız; ak parti bu yolsuzlukların hesabını versin, ama bu cemaat denen illegal yapının yok edilmesi için ne gerekiyorsa yapalım, bu yasadışı dinlemeler, başbakanın telefonunun dinlenmesi vs kabul edilemez derlerdi. ama işte mesele ak partiyi devirmek ya, şeytan gelse onunla bile ittifak kurar bu zihniyet. yeter ki türkiye 15 yıl öncesine dönsün, karanlık koalisyonlara gömülsün, medya patronları pijamayla başbakanı hizaya soksun, başbakana yumruk atılsın. yaşı 18-25 olan tayfa bu dediklerimi anlamaz tabi. o yılları yaşamadığı için okusa bile anlamaz.
--spoiler--
halk, adi ve ülkenin her iktidarında karşılaşılan yolsuzluğa tepki mi verecektir, yoksa cemaatin vatana ihanet noktasındaki tavrına karşı hükümetine sahip mi çıkacaktır sorusunu cevaplayacağını düşünerek tespit edilmesi gereken nedenlerdir.
--spoiler--
bu bahanelerle kapatılmaya çalışılır işte.
ikisi de gitsin demiyor biri çıkıpta. en iyisi hükümete cemaati sokanların defolup gitmesidir. ama yukarıdaki örnekte olduğu gibi.
aman bizim ülkemizim talan edecekler diye korkutularak millet sindiriliyor susturuluyor.
kimsede çıkıp demiyorki lan bunlar birdi. lan ötekisi ispiyonladıysa bu da çaldı.
ikisinden de kurtulmak gerek.
komutanlar içeri tıkılırken savcıydı ya bu sonra kumpas kuruldu dedi bu kadar döneklikte olmaz.
milleti birbirine düşüreni pkklısıyla bir olanı istemiyor korumuyor bu millet.
kriptolu telefonlar dahil her telefonu dinlemek, borsa manipülasyonu ve ellerindeki ses ve görüntü kayıtlarıyla diğer parti ve iş adamlarını ellerine almalarının bir anlam ifade edeceğini zannedip, devletin elindeki gücü yok saymak gibi davranmanın sonucunda işte böyle ortada kalır, kendi gazetende pazartesi sözüm ona sert bir yazı yazdırırsın kendin söylemiş gibi, kendi televizyonlarında taraflı haberler çıkarttırırsın, bu zamana kadar can düşmanın olan ve her fırsatta seni yok etmeye kalkan adamlarla bir olursun... ama sonunda illa ki yalnız kalırsın.
zannediyor ki cemaat lideri, şimdi chp ile birlik oldu, yarın chp bir ihtimal bu olaylarla başa geçerse kendisini krallar gibi türkiye'ye getirtecek. havada uçağı patlatırlar yine de sokmazlar seni bu toprakların içine. sonuçta sen bir piyonsun, şahın kendisi değil. işte bunu görememek en büyük sıkıntı. ayrıc da ak parti'nin aldığı %50 oyun %25'inin kendilerine ait olduklarını düşünmeleri.
bir de çok küçümsedikleri rte'nin arkasındaki kayıtsız şartsız destek. bu şey gibi aynı hani babanız birisiyle söz dalaşına girer ama baba haksız bile olsa çocuk karşıdaki adama saldırır onun gibi bir destek. çok yanlış ama var böyleleri işte her oluşumda olduğu gibi. rte'nin arkasında bu sayı biraz daha fazla.
diğer bir sebep bu zamana kadar cemaatçi diye içeri sokulan adamların bir çoğunun aslında cemaatçi değil de, cemaatçi bir torpil bulan insanlar olduğunun bilinmemesi. mesela şu anda polis olan bir çok genç gibi. adamın işi aldığı maaş. devlet kapısında keyfi yerinde sırtı rahat yerde. devlet ve cemaat çekişmesine bakmaz o adam, parası kesildiği ya da kesileceğini düşündüğü anda olay kopar. o yüzden o adam kendisini içeri sokanın değil maaşını verenin yanında olur ki nitekim 25 aralık 2. dalgada polisin operasyon yapmaması sebebi de bundan ötürüdür.
başka bir sebep ise yargının tamamen değiştirilemez bir kontrol altında olduğunun sanılması. anayasa mahkemesi başkanı (bkz: haşim kılıç) bilinen en hükümet yanlısı yetkili ve bir çok beladan da kıl payı ak parti'yi kurtarmıştır. kapanmak da bunların içerisinde bulunmakta. hakimlerin ve savcıların yaptıkları saçma hareketler, bildiri dağıtmalar vs ise bu yanlış düşünceye tüy dikmiş oldu. her şeyden evvel istanbul cumhuriyet eski başsavcısı turan çolakkadı'yı da es geçmemek lazım. kendisi burada hesaba katılmayan başka bir denklem. zekeriya öz'ün burada kullanılması baştan yanlış, baştan 1-0 geride başlamaktı.
benim söyleyeceğim bir başka sebep ise kemal kılıçdaroğlu. adam bir kere baştan aşağı ofsayt. konuşma desen yok, inandırıcılık desen yok. ağzında sakız olan 2-3 kelime var başka da bir numarası yok. hayır rte'nin yerine koymaya çalıştığınız adama bakın bir ya. bari baykal varken yapsaydınız bunu en azından bir anlamı olurdu. kılıçdaroğlu'nun değil halkı, kendi partisini etkileme gibi bir meziyeti yok. bu zamana kadar milletin karnının tok olduğu siyasetçi tipi tam olarak. bir de samimiyetsiz olması ki aman aman. adamın sağduyu çağrısı bile bunları fişekleyen aslında benim demesi gibi.
son olarak da diyebileceğim, tayyip erdoğan'ın 12 yıldır ne kadar güçlendiğinin farkına varılmaması. bunu ne tarafa açarsanız açabilirsiniz. benim demek istediğim sadece 1 cümleydi.
şunu da eklemek istiyorum ki, insanlar zannediyorlar ki ak parti'ye oy veren %50 çoğunluğun hepsi köküne kadar ak parti'yi destekliyor. öylesine yanlış bir düşünce. halbuki bir çok kişi şu anda karşısında daha sağlam bir muhalefet olsa (mesela mhp'nin başında celalettin cerrah olsa) hiç süphem yok oyunu o tarafa kaydırır. devlet bahçeli denenmiş bir siyasetçi bu ülkede. koalisyonda görev verilmiş ve yaptıkları görülmüş. kemal kılıçdaroğlu ne olduğu belli, mazisinde ssk vurgunu yatan bir insanın yolsuzluklarla savaşıp bunu yapanlardan hesap soracağız diyerek, seçim propagandası olarak bunu ön plana çıkarması resmen kara mizah. mustafa sarıgül olsa chp'nin başında yine aynı. adamın partiden ihraç sebebi belli bir kere. devlete en çok yük olan kamu kuruluşu ise şişli belediyesi. şimdi siz böylesine zayıf rakipler karşısında böylesine adamlar karşısında, en kötünün iyisine oy gitmeyeceğini mi düşünüyorsunuz hala?
biraz uzun oldu ahali kusura bakmayın ama valla da billa da bu siyasetle alakalı son yazımdır. ben artık sevdiğim insanlarla, ya da bir kere de olsa konuşma şansı bulacağım insanlarla görüşlerimiz yüzünden çatışmak istemiyorum. herkes kendine göre haklı ama kimse suçlu ya da sorumlu değil tabi. ne bir berkin ne de bir burak'ın canından daha değerli bunların hiçbirisi. ve o yavruların cesetleri üzerinden siyaset yapıp, hele hele o cesetleri mezarındaki yere koymak için bile gövde gösterisi yapan siyasetçilerden de bu kadar. lütfen hepiniz kendinize çeki düzen verin, hepimiz kendimize çeki düzen verelim. eğer ki şu anda bu duruma gelmiş isek bunun sorumlusu biraz da biziz, kendimiziz. biraz daha sabır, biraz daha sağduyu.
beraber çalıştıkları bazı kişi ve kurumların ortaklık bittikten sonra bu kadar yüzsüz olabileceğini öngörmemelerinden kaynaklanmaktadır. aslında ortaya yeterince kanıt sürmüştür ama inanmak istemeyenlerin "montaj o kayıtlar", "o sırada orda mıydın", "bunlar hükümete zarar vermek için uydurulmuş yalanlar" lafları mevcut hükümete güç üzerine güç vermektedir. cemaatin geniş bir kitlesi vardır ama akp taraftarları daha fazladır ve inanmak istemedikleri şeye inanmamaktadırlar.
ak gıllarınburda bile kıllıklarını yaptıklarından . adamlar mal napacaksın millet dedikleride türk milleti değil.
topluyorlar paralı askerleri sonra millet iradesine sahip çıktı dedirtiyorlar ondan başarısız hukuk adalet sistemi çöktüğü için başarısız.
Polisin savcılık emirlerini dinlememesi için talimat verdi veya her iktidar yolsuzluk yapıyor gibi söylemleri normalmiş gibi kullananlar var. Polise hukuka uyma demek hukuksuzluktur, yolsuzluk her iktidar döneminde var diye normalmiş gibi göremeyiz.
Tamam işin içinde cemaat olduğunu hepimiz biliyoruz. Başbakan dershaneleri kapatmaya karar verince birden yolsuzlukların ortaya saçılması ve bunun seçim öncesine denk gelmesi tesadüf gibi durmuyor. Ancak durumun böyle olması yolsuzluk ve rüşvet yok anlamına gelmez.
Zafer Çağlayan 700,000 TL'lik kol saatinin hesabını vermedi 28 defada 52 milyon dolar rüşvet alığı öne sürülüyor, ayakakabı kutusundan eurolar çıktı, fezlekeler meclise getirilmiyor. (alo babacım konusuna yargı süreci dışında olduğu için girmiyorum) BU sebeple önce yolsuzluk var mı yok mu o araştırılır. Ondan sonra paralel devlet varsa yani hukuk dışına çıkan varsa ortaya deliller konulur adil ve hızlı şekilde yargılanır.
Paralel devlet lafına bir parantez açayım. Bu ifade acziyet ifadesidir. Sen bu insanları bilerek ata, her türlü atamada cemaat referansına dikkat et ondan sonra 17 aralık olunca a paralel devlet varmış yeni haberim oldu safım de, sonra da ülkeyi yönetmek için oy iste. Dün beraber orduya kumpas kur, kaset siyaseti yap şimdi laf et.
Ayrıca AKP ve cemaat dışı kitle genel olarak her ikisini de haksız buluyor çünkü savaş güç savaşı. Kimse Her hangi birisini seçmek zorunda değil.