Genelkurmay memleket meseleleri hassasiyetini sürdüyor. Karargah'ın "iki dil" açıklamasından sonra şimdi de "ekonomik kalkınma teorileri" ve "AB uyum süreci" hakkında yapacağı açıklama merakla bekleniyor.
Gazetecilerin ısrarlı sorularına kaçamak cevaplar veren G.Kurmay Başkanı'nın emir subayı Beşiktaş'ın transfer politikasını da sert bir dille eleştirdi.
27 nisan'daki basın açıklamasını e-muhtıraya çeviren dangalakların bunu da manüple edip orduya saldırma aracı olarak kullandığı bir açıklama olmuştur. türk silahlı kuvvetleri pek tabi ki anayasal görevini hatırlatmak zorunda kalmıştır.
ardından küçük de olsa bir şamar gelmedikçe etkisiz kalacak ifadedir. TSK sonuna kadar haklıdır, TSK Siyasi erklerin baskıları ve yanlış yönlendirmeleri yüzünden Türk Milletinin diyemediklerini, haykıramadıklarını haykırmıştır lakin TSK vatandaş mıdır ki haykırmayla kalsın, TSK vatandaşın, Türk Milletinin Kolluk kuvvetidir ve Türk Milletinden aldığı erki, yani gücü Türk Milletinin devletinin, Cumhuriyetinin, Dilinin, Ülkesinin korunmasında Türk Milleti adına harekete geçmelidir.
Geçemezse de Türk Milletine yol vermelidir.
ha bir de bunu BDPye karşı yapılan açıklama olarak görmek tamamen mallıktır. Koskoca tek parti hükümetisin, polisin, yargın onun bunun her şeyin senin siyasal erkinin elinde, özerk bir tane kurum kalmamış, Ülkenin kabaca tabirle Allahı olmuşsun bunların önüne geçmiyorsan suç senindir, çakallık senindir.
pkk düşmanlığı nedeniyle sivil ve demokratik bir devlet yapılanmasına uygun olmayan girişimleri alkışlayanların bir organını zevkten tavana vurdurmuş, maalesef bizim gibi henüz yeterince demokrasiyi özümseyememiş bir ülkede alışılageldik türden bir açıklamadır. ülkeyi yöneten, hangi parti olursa olsun sonuçta seçimle gelmiş sivil bir hükümettir. başka yerlerden medet ummaya kalkanlar artık hüsrana uğrayacaktır. dağdaki eşkıyaların varlığı, şerefsizce askerimize saldırmaları bile sizin cunta sevdanızı meşrulaştıramaz boşuna çabaamayın.
bu açıklamayı doğru okumak lazım. asker bir şikayette bulunmuyor, bir uyarıda bulunuyor. akıllı olmazsan aklını alırım diyor dolaylı olarak. şikayette bulunsa anlarım ama bu açıklamasıyla kim siker yalova kaymakamını demeye getiriyor, ben de buradayım ha! mesajını vermeye çalışıyor. asker konuşamaz değil, konuşur, yeri geldiğinde de uyarılarda bulunur ama bunu kendi kafasına göre yapmamalı. ha eğer hükümetle aralarında uyum sorunu varsa, anlaşamıyorlarsa, halkın sandıkta yaptığı tercihe saygı duyamıyorlarsa hepimiz yarrağı yemişiz beyler. dışarıda sağda solda düşman aramaya ne gerek var evin içi huzursuz. asker, adam edilmesi gereken hain odaklara ayar verme çabasıyla siyasi iradeden bağımsız uyarılarda bulunmaya devam ederse kurumsal saygınlığını kaybeder, kendi kendini yıpratır. burası bir latin amerika veya afrika ülkesi değil, sağlam bir geçmişi olan isyancı yeniçerileri geride bırakmış köklü bir ülkedir.
bu açıklamanın üzerine sergen yalçın'dan gelsin,
(bkz: sıkıntı var)
bu ülkede eğer birileri beceremiyor ise halk ayağa kalkar baştakini indirir yerine iyisini getirir demokratik ülke rejim rejim diye götünü yırtanlar askerin bu manasız çıkışlarını nasıl destekler anlamıyorum asker askerdir siyasetten anlamaz daha önceki dönemlerde ne boklar yediklerini gördük bu 'demokrat' ülkede 'demokratik' şartlarda bir başbakan asıldı. hala bu askerden kim niye nasıl umut umar anlamak gerçekten zor tsk her 20 yılda bir bu ülkenin başına gelip ülkeyi bir 20 yıl daha geri götürmesi için var olan bir kurum değildir. asker askerliğini siyasetçi siyasetini yapsın beğenmeyen de seri bir şekilde siktirsin gitsin bu ülkeden.
"endişe ile izliyoruz" ile yardırmışlardır. 10 yıl arayla darbe yapmayı gelenek haline getirmiş bir kurum endişe duyuyormuş ya ilginç gerçekten. komik hatta.
hiçbir olaya karışmayıp sadece kanununu hatırlatan yazıdır. ayrıca ülkenin %80 inin aklından geçeni söylemiştir. tsk'ya sen askersin işine bak diyemezsin. akıllı olun.
açıklamalar doğru ya da yanlış olabilir. kürtçülük veya kürt karşıtlığı açıklamalrı ile bu işi ele almak konuya sığ bakmaktır.
önce emniyet genel müdürlüğü gibi bir devlet dairesi olan genelkurmay başkanlığının memur çalışanlarının, kendileri gibi devlet memurlarına siyasi konularda, baülı bulundukları hükümet üyelerinden talimat gelmedikçe açıklama yapma yasağı bulunmasına rağmen bu tür açıklamalar yayınlayabildiği bir ülkede demokrasinin sorgulanması gerekir. siyasi konulardaki açıklamalar siyasilerin işidir. onlar zaten tartışırlar.
devletin güvenlikten sorumlu kurumu olarak bir endişeleri varsa bunu bildirecekleri yerler amirleri konumundaki yetkili devlet makamlarıdır, yani hükümettir. bu anlayış yerleştirilmez ve tavizsiz uygulanmazsa birileri de bu açıklamaları yeterli bulmayıp yine olağanüstü senaryolu eğitim semineri adı altında tekrar darbe planlar. herkes işini kanunlara göre yapmalı. kimsenin ayrıcalığı olmamalı. demokrasi budur.
G.K.B. basın açıklamasında ülkede darbe yaparım kısmı haricinde dogru bir açıklamadır.
Nasıl ki dünyanın ortak dili ingilizce ise bizim ortak dilimiz de türkçe'dir. Ülkemizde ki bir çok etnik grupları göz önüne alırsak bir dil üzerinde anlaşmak daha sağlıklı olacaktır.
Bu açıklamanın Sadece benim gücüm var istedigimi yaparım edası yanlıştır artık bu zihniyetten kurtulmamız lazım.
genel kurmay düşündü, ulan son günlerde kimse takmıyor bizi, unutulduk mu acep? ve sonra herkesin saldırmakta hemfikir olduğu kürtler üzerinde bir e-postal soslu muhtıra vereyim de dostlar beni yad etsin, diye tefekkür eyledi. ulan ne güzel meydan boş koşturun anasını satayım, kanunlar sizin lehinize, bütçe size çalışıyor, bu ülkenin gençleri kendi ayakları ile gelip muhterem emirlerinize amede oh ben olsam da yapardım aynısını. bununla kalmaz ağzıma su koyup gargara yapıp millite fışkırtırdım.
geç bile kaldığını düşündüğüm açıklamadır. az bile söylemiş komutanım. bilmeyenler veya bilip, bilmemezlikten gelenler için tekrar üzerinden geçelim: Türkiye cumhuriyeti bir bütündür, bölünemez. bayrağı ay yıldız, resmi dili "türkçe"dir.
edit: vatan hainlerinin sayısını öğrenmiş oldum...
isterse % 100 doğru olsun yapılmaması gereken açıklamadır. ordumuz eğer başka bir meselesi kalmamışsa profesyonel askerlik sistemine geçişe harcarsa enerjisini ülke için daha verimli olur.
1-herkes (gerçek kişiler) konuşabilir ama kurumlar görev alanında konuşur. tapu kadastro genel md. de fikir beyan etsin mi mesela bu mevzuda? ya da genelkurmay akaryakıt fiyatlarına da girsin mi?
2-silahlı kuvvetlerin topluma ayar vermek gibi bir görevi yoktur. asli görevlerinin dışına çıkanlar genelde asli görevini de eksik yapar.
bu ülkede, emre aközün bile gündemle ilgili bir fikri varken, genel kurmayın hiç bir fikri olmamasını beklemek çok saçmadır. adam elbette fikrini söyleyecek, demokratik ya da anti demokratik bir eylem olarak değerlendirilemez. bugün ümit boyner diyarbakırda halaylar çekerek, kürtçe konuşarak bir tavır alabiliyorsa ve hiç kimse çıkıp ümit boyneremi kaldı bu işler demiyorsa, genelkurmayda çıkar ve fikrini söyler. genelkurmay her açıklama yaptığında bunu, muhtıra ya da darbe olarak algılamamak lazım.
"elimde dosya var bak valla paylaşırım" diye magazincilik oynayan bir kurumun, ülkenin temeli olarak gördüğü laikliği hiçe sayarak yine politik veya siyasi bir açıklamasıdır.
akp karşıtlığı ve cunta + darbe yanlısı olmak arasında ince bir çizgi vardır.
chp'li olmak, akp'yi beğenmemek, ordunun politikaya girmesini savunmakla olmaz. demokrasinin, cumhuriyetin temeli budur.
tsk'nın klasik ve artık insanları bayan açıklamalarından biri daha.
yine görev sınırları dışında kalan mevzulara girmişler. galatasaray'ın kötü gidişatı ile ilgili ordudan acil bir açıklama bekliyorum. bu duruma sessiz kalamazlar.
bu açıklamayı gerekli kılan şey dil tartışması değildir.bu açıklamanın sebebi birgün önce hasip kaplan'ın mecliste sivil itaatsizilik imasıdır. sivil itaatsizlik, bir ülkenin anayasa ve kanunlarını bölgesel veya bütünsel olarak dikkate almadan, bir veya birden fazla grup veya oluşumun kendi kurallarını ilan etmesidir. evet bence de ordu bu açıklamayı yapmasaydı ve birileri gaza gelip sivil itaatsizliği gerçekten ilan etseydi. ordu siyasete bulaşmadan direkt olarak bu gruba kendi vazifesi gereği sözlü değil silahlı şekilde cevap verseydi. o zaman haklı olurdu ordu, tabi çok insan hayatını kaybederdi ama görevini yönetmeliklerde betimlendiği gibi yapmış olurdu, üsul hatası olmazdı. gerçi o zamanda madem müdahele edecektin baştan uyarsaydın, bak belki bu kadar insan hayatını kaybetmezdi derdi burda ordu konuştu diyen ordu düşmanları.