17 ağustos 1999

entry900 galeri38
    514.
  1. Bir daha tekerrürünü kimsenin tahayyül dahi etmek istemeyeceği afet' in 16. yılıdır.
    Allah bir daha böyle bir afet' i başımıza vermesin.
    Allah vefat edenlere rahmet eylesin.
    Kalanlara da sabır versin.
    1 ...
  2. 515.
  3. benim yaşamadığım ama anlatılanlara göre çok acı bir gün allah ailelere sabır versin hayatına kaybedenlere rahmet .
    0 ...
  4. 516.
  5. yardım paralarının cebe indiği gündür. bana okkalı bir tokat gibi ders vermiştir. işte o zaman bu devletten siktirip gitmem gerektiğini anlamıştım.
    3 ...
  6. 517.
  7. Çocukluğuma dair hatırladığım ilk olaydır. 4 buçuk yaşındaydım. Avcılarda oturmuş olanlar bilir yıkılan çok ev olmuştu. Bizim ev yıkılmamıştı ama oturulabilir durumunu kaybettiği için çıkmak zorunda kalmıştık 4 yıl başka yerde kaldık. Evin davası da 2 yıl önce hiçbir karar alınmadan bitti. Eğer alt kattaki dükkan büyük olsun diye eksik direk yapılmasaydı biz 4 yıl orda burda sürünmeyecektir. Ama olsun canımızı kaybetmedik. Tam yanımızdaki bina tam biz sokaktayken çökmüştü bir çok komşumuz öldü, sakat kaldı. Hüzünlü ve korkunç bir anıdır 17 ağustos. Aynı zamanda acı dersler vermiştir. Sırf para için malzemeden çalmak evi sağlam yapmamak cinayettir. Istanbul hala deprem bölgesi ama hala güvende değiliz.
    3 ...
  8. 518.
  9. şu an deprem olsa, bu kadar önlemsizlikle aynı şeylerin tekrar yaşanacağı lanet gün.
    1 ...
  10. 519.
  11. öleceğimi düşündüğüm gece. beşinci kattaki evimizin balkonunda babamla oturuyorum. ani bir zangırdama. saliselik düşünceler geçiyor aklımdan. balkon demirini babam mı sallıyor diye şok halinde saçma sapan bir düşünceyle ona bakıyorum, o ise bana her zamanki soğukkanlılığı ile (soğukkanlılığın bokunu çıkarmıştı bu sefer) "sakin ol" diyordu. deprem olduğunu yine o saliseler içerisinde hissettiğim an içeri fırladım, kardeşim ve annemi uyandırmak için. çığlık çığlığa kalkmışlardı. çok kısa bir an sarsıntı durdu, o an dışarı fırladık. yanlış hatırlamıyorsam, daha kısa süren ikinci bir sarsıntı oldu, biz aşağı inerken. önünden geçtiğim tüm kapıları yumrukluyordum. uyanıp dışarı çıksınlar diye. o gün kendimi sorgulamama sebep olan bir şey olmuştu. kesin olarak öleceğimi düşündüm ancak kelime-i şehadet getirmek aklımın ucundan bile geçmemişti. bunu düşündükçe kendimi daha kötü hissediyorum.
    3 ...
  12. 520.
  13. 5 yaşında olduğum, az buçuk hatırladığım teyzemin yeni doğmuş bebeğini evin içinde unutup aşağıya kaçmasını ve tekrar yukarı çıkıp almasını ve sadece arabada yattığımızı hatırlayabildiğim deprem. ve sadece insanlar kaçıyo diye aşağı kaçtığım deprem şiddetini bir türlü hatırlayamıyorum.
    2 ...
  14. 521.
  15. marmara depremi. Her hatırlayışımızda kalbimizin 7.4 şiddetinde sarsıldığı tarih.
    1 ...
  16. 522.
  17. eğer annemle babam 1 dakika geç uyansalardı şu an yaşamıyor olacaktım. allah bir daha başımıza vermesin.
    3 ...
  18. 523.
  19. liseliler bilmez. *
    ben çok küçüktüm o zamanlar 5-6 yaşındaydım.
    2. katta inanılmaz derecede mütavazi bir evimiz vardı. tabi inanılmaz derecede mütavazi oluşu, depremde yerle bir olmasını kolaylaştıracak bir durum bildiğiniz gibi.

    benim o zamanlar çok sevdiğim bir lacivert pantolonum vardı. şimdilerde ne oldu bilmiyorum. annem "deprem oluyoorr hadi çabuk kalk gidiyoruz" diye bağırırken ben ne akla hizmetse "olmaazz lacivert pantolonumu giymeden gitmem" diye tutturmuştum. o arada da televizyon falan devriliyor. kömür sobamız vardı 1 tane. o da devrilmişti. ama ben inat ediyorum. illa da lacivert pantolonumu giymem lazım. uğruna ölümü göze almışım.
    annem tuttu elimden. sürükleye sürükleye götürmeye başladı. ben ağlıyorum. olmaz diyorum.
    en sonunda kapının girişine yakın bir yerde gördü annem pantolonu. kaşla göz arası aldı. ben de giydim. sonra da koşarak aşağı indik.
    o gece parkta kaldık. benim yaşımda bir sürü çocuk vardı oralarda. bütün gece oyun oynadık. saklambaç oynamıştık özellikle onu hiç unutmam. harbiden hayatımda geçirdiğim en güzel gecelerden bir tanesiydi. 20-30 tane aynı yaşlarda çocuktuk. herkes birbiriyle ilgileniyordu. herkes anneme "bir ihtiyacınız falan var mı abla" diye soruyordu. yanında yiyecek getirenler vardı. bizimle paylaştılar.

    bazen diyorum ki keşke yine bir deprem olsa da birbirimize böyle kenetlensek. herkes birbirine yardım etse. millet olarak nereden geldiğimizi unuttuk. yani biraz saçmalıyorum belki ama bazen gerçekten düşünüyorum bunu. gerçi gezi parkı olaylarında da baya dinmişti bu dayanışma hasretim. ama o gece nedense bir başkaydı.

    haa tabii eve geldiğimde gördüğüm manzarayı da hiç unutmam orası ayrı. ama o günkü o kargaşa her şeye bedeldi be abi. çok tatlı bir kargaşaydı. tabi ben küçük çocuk gözümle öyle gördüm. büyüklerin telaşı hiç çükümde değildi.

    ölenlerin ailesine de allah sabır versin diyebiliyorum sadece. elimden başka bir şey gelmiyor.
    4 ...
  20. 524.
  21. her şey kare kare hala aklımda. ölen arkadaşım, ailesi... düşünsene sabah top oynadığın çocuğun enkazdan cesedi çıkıyor ertesi sabah.
    1 ...
  22. 525.
  23. kara ağustos , kara gün ; o günün tek anlamı hangi kelimeler yanyana gelirse gelsin '' sesimi duyan var mı ? '' cümlesinden daha etkili bir cümle oluşturamazdı , ağlatamazdı , tüyleri diken diken edemezdi.
    2 ...
  24. 526.
  25. * Deniz suyunun yükselip katlarca yüksekteki evlerin camlarından içeriye deniz suları girmiş, çoğu insan enkaz altında kalmadan önce boğularak ölmüştür bile.

    Belediyenin yüzme havuzu hala Kavaklı sahilindedir, çıkartılamamıştır.

    Değirmendere ve Kavaklı içerisinde hala binlerce apartman kalıntısı bulunmakta. Sadece gözünüzün önünde değil, denize dalmanız tüm gerçeği çıplaklığı ile görmeniz için yeterli.

    Hala daha * bomboş araziler var, kalıntıları toplanmamış şekilde dümdüz arazi.

    Gölcük'de yaşayanlar illaki duymuştur bu miti. Ardında söylediklerim kendi gözlerimle gördüklerimdir.

    kişisel görüş editi: O günleri yaşayıp kurtulanlar, bunu kendileri için verilmiş ikinci bir şans olarak görmeli. Elini vicdanına koyup düşünmeli. Yaşamını ona göre şekillendirmeli. Unutmayın ki herkesin sizin gibi ikinci bir şansı olmadı.

    Edit 2:bilgi yanlısı düzeltildi. seyiluk'a teşekkürler.
    2 ...
  26. 527.
  27. lise son sınıfta, derece yapmış olan ancak bunu öğrenemeden vefat eden sıra arkadaşımı kaybettiğim depremdir.

    hani ölünün arkasından kötü konuşulmaz diye bir laf vardır. Düşünsem de tek bir kötü yönünü bulamıyorum ki rahmetlinin. Bir insan bu kadar mı temiz kalpli, bu kadar mı iyi niyetli olur?

    Allah yerini cennet mekan eylesin kardeş...
    4 ...
  28. 528.
  29. 529.
  30. (bkz: veli göçer)
    şerefsiz oğlu şerefsiz müteahhitlerin sırf cebine milyarlar girsin diye deniz kumundan diktiği evlerle
    yüzlerce binlerce cana kıyan,4-5 yaşındaki çocukları elinde oyuncaklarıyla ölmeye mahkum eden katilleri unutmuyoruz.
    benim vicdanım el vermiyor, nasıl ya nasıl bir insan bu kadar namussuzluktan sonra ''evler sağlamdı, insanlar kalabalık kalıyormuş'' deyip aihm'e başvururur.
    17 ağustos
    cehennemi yaşadığımız gün.
    çok duyguluyum sözlük.
    saatlerce sövebilirim.
    2 ...
  31. 530.
  32. 531.
  33. ne yazıktır ki "bir musibet bin nasihatten iyidir" sözünün doğruluğunu kanıtlamış faciadır. öyle bir gündür ki bu gün ülkemizin o dönemde tam anlamıyla kağıttan bir kaplan olduğunu gözler önüne sermiştir. devletin arama-kurtarma namına doğru düzgün tek bir hazırlığının olmadığı ortaya çıkmıştır. akut şemsiyesi altında bir grup idealist insan devletin yapamadığını yapmış, nice insanı kurtarmıştır. veli göçer gibi namussuz adamlar istediği gibi cirit oynatmıştır maalesef o güne kadar. tüpraş rafinerisi yangını kendi kendine sönmüştür. acziyetimizin acı tablosudur adeta 17 ağustos. bugün ne derece hazırız böyle şeylere, ne kadar tedbirliyiz bunu sormak, düşünmek lazım.

    allah gidenlere rahmet kalanlara sabır versin, dileyelim ki böyle bir facia tekerrür etmesin.
    1 ...
  34. 532.
  35. 533.
  36. bugün üzerinden tam 14 sene geçmiş facia. hepimizin tekrar tekrar başı sağolsun.
    1 ...
  37. 534.
  38. 535.
  39. bazı acılar hep taze kalır... unutamazsın unutturamazsın
    0 ...
  40. 536.
  41. bazı acılar hep taze kalır... unutamazsın unutturamazsı
    bir daha böyle acılar yaşamayalım
    0 ...
  42. 537.
  43. sesimi duyan var mı sorusunun en acı çığlıklarla sarmaş dolaş oldugu bir ağustos gecesi.
    1 ...
  44. 538.
  45. Asla unutmayacağım günlerden biridir bugün. Daha ufaktım 8 yaşında dünyaya tozpembe bakan bi çocuktum. Dün gibi hatırlarım o günü. Gölcükte balkonda yatıyordum ellerim başımın arkasında üst üste, topuklarım serin mermerde, ay dedeye bakıyorum. Annemin kızmasıyla yatağa gidiyorum ve uykuya dalıyorum. O zamanlar da 2 tane gardolap var odamda. Biri ayaklı, diğerininse ayakları kırılmış. Canım annem de ayakları kırılmış olanı yatağımın hizasına koydurmuş. Bağırışlar çağırışlar içerisinde uyanıveriyorum. Babam bana ulaşmaya çalışıyor, o ayaklı gardolap devrilmiş yatağımın yanına. Ayaksız olan ise ayakta. Canım annem yine bir şekilde korumuş beni, babam sonunda ulaştı bana, kucağına aldı, komşuların zillerine basa basa kapılarına vura vura indiriyor beni. Deprem midir bilmem ama bi felaket olduğunu anlıyosun, tüm canlılar anlıyor, kedisinden faresine köpeğine kuşuna.. Hepsi bas bas bağırıyorlar. Annemlerle apartmandan çıktık sonunda. Konuşmalarını dinlemeye çalışıyorum, çocukları arabaya koysak daha mı güvenli olur gibi şeyler konuşuyorlar, zannediyorum ki uzaylılar falan dünyaya saldırıyor. Ne bilelim o zamanlar deprem diye bir şey yok ki gündemde. Açık bir alanda kaldırıma oturttular bizi, sallanmaya başladı oturduğumuz yerler. Kafamı kaldırdığımda camekan bir binanın çöküşünü saniyesi saniyesine gördüm. dünya sinemasasının yanındaydı yanılmıyorsam. işte o zaman bişeyler oturmaya başladı. çığlıklar bağırışlar. sabah nasıl oldu hatırlayamıyorum. bi ara sağlık ocağı patlayacak, tüpraş patlayacak gibi söylentileri hatırlıyorum. tüpraş personeli de zannediyorum ki bir felaketi önledi orada gereken müdahaleyi yaparak. bilemiyorum belki de tüpraşı inşa eden önlemiştir. gözümü açtığımda beni balıkesire götürmek için kırmızı ford escort ile dedemleri görüyorum karşımda. beni zorla arabaya bindirip götürüyorlar. annem babam geride gözyaşlarım arasında birer nokta kadar küçülüp yokoluyorlar ufukta. sonraki 1 ay 1 sene nasıl geçti hatırlamıyorum. asla hafızamdan silinmeyecek bir anıdır 17 ağustos günü benim için. hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyorum ve eşini dostunu kaybedenlere baş sağlığı diliyorum. umarım 17 ağustosu kimse unutmaz, bunun bilincinde yeni yapılar yapılır ki bir daha böyle bir felaketle karşılaşıldığında bu kadar can kaybı olmasın..
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük