17 ağustos 1999

entry900 galeri38
    439.
  1. 440.
  2. 2 ...
  3. 441.
  4. sadece konutların 2.1 milyar dolar zarar gördüğü depremin meydana geldiği tarihtir.
    1 ...
  5. 442.
  6. bizde 12 kasımı yaşadık, neler hissedildiğini iyi bilirim, allah kimseye tanıdığını göçük altında göstermesin.
    1 ...
  7. 443.
  8. allah o gün yaşananları bir daha göstermesin diyebileceğim büyük afetin tarihidir.
    3 ...
  9. 444.
  10. 17 Ağustos 1999 Saat:03.02 Ben daha 9 yaşındayken ve büyümeye devam edecekken hep 9 yaşında kalacak olan çocukların öldüğü tarih.. Büyük,küçük, herkes,depremin değil beton yığınlarının öldürdüğü bütün o insanlar..
    2 ...
  11. 445.
  12. nerden aklıma geldi bilmiyorum ama o gece için yazılanları okumak geldi içimden. korkuyla dehşetle burnumun direği sızlaya sızlaya okudum. o geceyle alakalı hatırladığım, yatağımdan kalmak için yere bastığımda dizlerimin kitlenmesiyle olduğum yerde kalakalmamdı. okadar şiddetli bir sarsıntıydı ki korkudan mı o sallantıdan mı bilmem ayaklarım kitlenmiş yürüyememiştim. 12 yaşındaydım daha, beni kurtarmaları gerekirdi. o çatırtıları çığlıkları ve baba kurtar beni diye bağırışımı asla unutmam. 13 yıldır her gece aynı dua. rabbim bize bir daha büyük afetler yaşatma. babaannemin şehadetleri, dedemin benim yanıma gelip üzerime kapanmasını ve babamın panik yapmayın diye bağırdığında dışarıdaki uğultudan yankılanan sesini de unutmam. hala aynı korkuyla yaşarım en ufak depremi bile ayaklarım kilitlenir adım atamam bi süre sadece ağlarım ve korkarım. tekrar aynı dua rabbim bir daha böyle büyük afetler yaşatma bizlere. *
    8 ...
  13. 446.
  14. avcıları fena vurmuş depremdir.

    bizim bina yıkıldı, enkazdan sadece biz ailecek çıktık. mütteahit de kızıyla beraber bizim binada yaşıyordu. meğer adam kaçak işler yapmış. fazladan kat çıkmış binaya. depremde kızı ölünce üzüntüden o da öldü sonra. dehşet vericiydi gerçekten yan komşumuz elmas teyze, alt kattaki yaşıtım çocuklar, üst katlarda karılarını tatile gönderip evde başkasıyla karısını aldatırken çırılçıplak ölen adamlar... en son ben çıktım göçükten, annem şoka girmiş. ben çıktıktan sonra 4ümüz el ele sokakta yürüyorduk... heryer kaos içinde, ayaklarımıza cam parçaları, küçük taşlar batıyordu. benim oyuncak valizim vardı, sapasağlam çıkmıştı en çok ona sevinmiştim, çocukluk işte...
    3 ...
  15. 447.
  16. bu afeti yaşamış ve hala evlerine kavuşamamış insanlarımız var. van'da da aynı vahşeti yaşadık, onlar da çok zor durumdalardı kabul. ancak aradan 10 küsur yıl geçmesine rağmen orada evleri olmayan insanlarımız varken, sırf van'dakiler "bazı" özelliklere sahipler diye hemen onlara bir şehir kurulması enteresan değil mi? elbette bu yapılmalı ama 17 ağustostakiler de bizim insanımız değil miydi?
    1 ...
  17. 448.
  18. her an deprem olacakmış gibi ürkek, korkak, tedirgin uykuların başlangıcı olan gece,tarih. saat 03.04 idi yada 05 bilmiyorum ancak, çatıdaki kiremitlerin takırtılarını, istanbul boğazının hatta tüm şehrin gecenin karanlığından bir anda aydınlığa ulaştığını hatırlıyorum...

    vitrinlerin devrildiğini, 45 saniye nin ne kadar ama ne kadar uzun olduğunu...

    en çok da, o körfezden geçerek memlekete giderken ki, ceset kokusunu hiç unutturmayan tarihtir 17 ağustos...
    2 ...
  19. 449.
  20. unutturulmamasi gereken tarih...
    benimde yasadigim bir depremdi.
    1 ...
  21. 450.
  22. her gün hatırlanması mümkün olmayan ama her yeni bina yapılırken hatırlanması gereken tarih.
    her gün düşünülmese de dükkana yer açmak için binanın ana kolonlarını keserken düşünülmesi gereken tarih.
    1 ...
  23. 451.
  24. hayatımında bir sayfanın açılıp başka bir sayfa açılmasına neden olan gecedir.
    1 ...
  25. 452.
  26. istanbul'un %60 yerle bir eden bir felaket. Tanıklarına tekrardan başsağlığı dilerim.
    1 ...
  27. 453.
  28. ''Richter ölçeğine göre 7,5 Mw büyüklüğünde gerçekleşen deprem, büyük çapta can ve mal kaybına neden olmuştur.'' diyor bir çok kaynak ama bu deprem gerçekten 7,5 şiddetinden daha büyüktü ve haarp ile ilgili olabilir diye düşünüyorum.
    1 ...
  29. 454.
  30. Yil 1999, 17 Agustos gecesi. Hatiralarin silindigi, gecmisin yok oldugu unutulmaz gece. Cocuk kalbimle yasadigim bu aciyi bir daha yasamamak dilegiyle. 11 yasindayim, sadece yer sarsintisi olarak bildigim depremin aci felaketini yasarken dusundum. Buyuklerim de benim kadar bilgisizdiler?
    Niye hic tedbir almadilar, ne cabuk unuttular 1967 depremini, Erzincan'i, Adana'yi, Dinar'i. Unutmasaydilar bu kadar aci yasar miydi Marmara? Eger ben Marmara felaketini unutursam benden birileri hesap sormali, ben de hesap soruyorum simdi: Neden cok katli binalar, neden ekilmesi gereken topraklara kurulan sehirler?
    Yaniti yok. Cok para kazanmanin hirsiyla insanlarin yasamini hice sayan su anda elini kolunu sallayarak gezen, sadece "kader" deyip gecen insanlar, sizlere yakistiracak sifat dahi bulamiyorum. Annesiz babasiz cocuklar, evlatsiz anneler, dogmadan babalarini yitiren bebeler ve yasamak icin hic bir caba harcamayacak kadar yikilan bu insanlar... Ne yapacak? 21. yuzyilin esiginde, gozu yasli insanlar mi Turkiye'yi ileriye tasiyacak?
    Okulum acilmiyor, bilgiler koreliyor, ellerim sularin akmadigi musluklara uzanmaktan bikti. Basima dokulen bir kac tas su ile dus alabiliyorum. Iste ben 2000 yilina boyle giriyorum. Buyuklerime soyluyorum, yikilmamis yuksek katli binalari bugun yikin. Yarin yine altindan binlerce olu cikartmamak garantisi almis olursunuz. Deprem insanlari oldurmez, binalar oldurur. Ben bunu 11 yasinda ogrendim. Lutfen siz de ogrenin, ogrenmenin yasi yoktur.
    2 ...
  31. 455.
  32. durduk yere hatırlanan tarih.

    5 yaşındaydım ve o yıla dair net bir biçimde hatırladığım tek anı. derin uyuyan bir insan değilimdir fakat o gün nedense uyanamadım. hatta babam gelip kaldırdı deprem oldu kızım dışarı çıkıyoruz diye. annemi ilk kez o kadar telaşlı görmüştüm. aceleyle giyinip dışarı çıktık. abim ve ben durumun farkında değiliz tabii. fakat dışarıdaki manzara her şeyi açıklıyordu. herkes dışardaydı, şok olmuştu. o yıllarda şimdiki gibi bilgisayar yoktu her evde, herkes her gece dışarı çıkar sabaha kadar muhabbet ederdi. yani sokağın dolu olması şaşırılacak bir şey değildi fakat o gün farklı bir hal vardı. kimisi pijamasıyla kimisi üstüne aldığı bir hırkayla çıkmıştı. hava bunaltıcıydı. yeni açılan - o zamana göre çok büyük olan- parka gittik. korkudan kimse evlere giremedi. sadece babam balkondan alabildiği kadar minder almıştı. yakın olduğumuz komşularla birlikte uyumuştuk. park da ilk defa o kadar dolu ve sessizdi. biz çocuk olduğumuz için durumun farkında değildik, hatta dışarda kaldığımız için mutluyduk. büyükler sessiz bir şekilde radyo dinliyor bir yandan da yakınlarına ulaşmaya çalışıyordu. ama telefonlar kesikti. gökyüzü ilk defa o kadar kırmızıydı.
    sonraki gün uyandığımda eve dönmüştük televizyonlarda hep aynı söz: "sesimi duyan var mı" annem o günü hep; "o güne kadar çok deprem yaşadık. bu da onlardır biridir diye düşündüm. ama panjuru** açıp gökyüzüne baktığımda sanki gök yere inmiş gibiydi. ilk defa öyle bir şey gördüm." diye anlatır.
    bu tarihi duyunca hep aklıma gelen iki şey var. biri sokağın o hali, diğeri ise annemin o sözleri.

    böyle bir gün işte. ne kadar zaman geçerse geçsin unutulduğu sanılsa da beynin bir kenarında hep yer eder ve durduk yere akla gelince insanı üzer. allah bir daha yaşatmasın. ne diyelim.* *
    2 ...
  33. 456.
  34. bu görüntüleri ilk defa izledim ağlamamak elde değil. daha da kötüsü bu görüntüleri yakın gelecekte tekrar yaşayacak olmamız. çok acı. tam 14 yıl olmuş ve daha yeni yeni başlıyor dönüşüm. çok acı çok. bunları yeniden yaşayacağız bunu bilmek çok üzücü. türk halkı her şey gibi bunu da unuttu, unutmamalı BiR AN ÖNCE HAREKETE GEÇMELi.
    1 ...
  35. 457.
  36. hayatımın mahvolduğu gece. Gayrimenkul yatırımcısı ailenin tek dairesinin kalmasından acı maddi ne kayıp olur dedim kendime yıllarca. Ama depremin yapay deprem olmasını öğrendikten sonra daha da üzüldüm.

    O zamanlar ana sınıfından 1. Sınıfa geçmiştim. kardeş bellediğim oyuncak arkadaşlarımdan 3ü sağ çıkmış ve ben bunu yıllar sonra öğrendim. Keşke dedim sokakta aç kalsam da o masum arkadaşlarım yaşasaydı dedim. O an depremi yeniden yaşadım.
    2 ...
  37. 458.
  38. amına koyduğum depreminin günüdür..
    1 ...
  39. 459.
  40. allah o günü daha hiç bir ülkeye yaşatmasın denilir sadece ne kadar da kötüydü.

    dip not : bir babanın gözünün önünde çaresiz kaldığı gün , ne kadar üzer insanı anne dersin ağlar kadındır üzülür dersin hiç babalar ağlar mı ulan ? dik durmaz mı ulan babalar ?
    1 ...
  41. 460.
  42. tüm yorumların aksine aslında çok olağan bir durumdur. insanların para, mal, mülk hırsı devam ettikçe o gibi gecelerin daha çok yaşanacağı gecedir.
    1 ...
  43. 461.
  44. sayılamayacak kadar binanın yerle bir olduğu depremdir. bir çok aile yalan olmuştur bu depremde. 45 bin ölü var diyorlar bence daha fazladır. bu depremde herkes hasar görmüştür maddi ve manevi. evet ben bu depremden hasar alanlardanım kardeşimin cesedinin enkazın altından çıkarılışını gördüm anlayın halimi yani. bu kelimeleri sarf ederken de gerçekten gözlerim doldu. bir çok bebek mamasını yeyip, bir çok anne çocuklarını öpüp, bir çok baba ailesinin verdiği sıcaklıkla yataklarına yattılar ve gözlerini yumdular sonsuzluğa. hepsi birer yıldız oldular. ama gel gör ki türkiye'deki insanların ne kadar alçak olduğunu görmek bu acıya biraz daha acı veriyordu. yağmacılar, enkazın altında kalan insanların bileziklerini, kolyelerini, yüzüklerini çaldılar. yazık cidden yazık.

    unutmadım...

    (bkz: bir insanın kardeşini kaybetmesi)
    3 ...
  45. 462.
  46. 1- uyumamakta olan babanın 9 yaşındaki oğlunu çare üretip "can havliyle" kapıp merdivenlerden hızla inişi, binadan çıktığı anda sokağın başındaki yakın komşusunun binasının müthiş bir toz bulutuna kaplanmasını görmesi sonucu çaresiz kalması, şaşkınlığı..45 saniye önce çocuğunun canını kurtarmak için canını ortaya atam babanın o çocuğu bu çaresizlikle yere bırakıvermesi..

    2-koca sokağın hınca hınç bok varmışcasına yıkılan binanın etrafından doluşması sonucu ambulansın girememesi sonucu belkide geç müdahaleden kaynaklanan durumdan bir ailenin 2 ferdinin öldüğü gündür.

    HER KALABALIĞA DAHiL OLMAK DEĞiL, BAZEN MÜDAHiL OLMAMAKTA BiR YARARDIR.

    avcılar...avcılar..
    3 ...
  47. 463.
© 2025 uludağ sözlük