mahkeme eğer mahkum olmalarına karar verirse en uygun yer imralı olacaktır. ergenekoncular da katıldıktan sonra bir daha asla gelmeyecek olan eski günleri yad ederler.
ankarada hakimler var dedirtten tutuklamalardır. tabii ki mühim olan bu piyonların tutuklanması değil, önemli olan bunların babaları sayılan evren başta olmak üzere öteki büyükbaşların tutuklanmasıdır.
heronları düşürün çok fazla zaiyat veriyoruz diyen komutanlar
aktütün karakolu nun basılacağını bildikleri halde, önlem almayanlar
gazeteye atılan el bombalarından çıkan tsk ya ait seri numaralar
hizbulkontra yı ben kurdum diyenler
ülkenin yazarını, aydınını öldürenler
türkiye nin en güzel yerlerinde oturan ve en güzel imkanlara sahip olan komutanların doğudaki askerlerin çinko çatılı karakollarda yaşamasına izin veren anlayışlar
1984 yılından beri yüz milyarlarca dolar harcayıp cebinden kuru soğan ve şeker çıkan bi kaç adet terörist e karşı alınan zaiyatlar
ülkemizdeki kürt kardeşlerimizin dağa çıkmasını engelleyemeyenler
şehit mehmetçiği arkasından ağlayan gözü yaşlı analar
bunları ve daha fazlasını düşündükten sonra(darbeyi saymıyorum bile, hafif kaçıyor) türkiye' nin göz bebeği tsk nın içine eden (dikkat ederseniz a.q' an demedim, halen korkuyoruz!) asker kişilerin sonunun geldiğini anladığımız, artık mahkemede kararını verdiyse inanın bi zahmet denilesi yüce yargı kararıdır.
suçlar sabit değilken ve deliller yetersiz iken yapılan bu tutuklamalar, hukukun adaletsizliğini ve siyasallaştığının en açık göstergesidir. darbe yapılma planı üzerinden kendini haklı çıkarmak isteyen iktidar aslında kendi yaptıklarına karşı darbe yapılma ihtimalini kendileri düşünüyorlar. öylesine anayasaya ve bağımsızlığa ters olgular üretiyorlar ki ortada plan filan olmamasına rağmen bundan cok ciddi şekilde korkuyorlar. çünkü kendileri de biliyorlar ki atatürk'ün oturttuğu birçok temeli teker teker yıkıyorlar, bunun da bilincindeler.
ayrıca bunca askerin içeriye alınması hukuken somut suçları yokken oluyor bir diğer yandan hizbullahçı olup akp kanadına yakın kimseler suçları hukuken sabit ve somut iken serbest kalıyorlar. göz göre göre olan bu iki olay arasında kıyas yapmamak imkansız.
diyelim ki bu askerler gerçekten darbe planı yaptılar. yüzlerce asker darbe planı yapmaz bu planla ilgili bilgi sahibi olmazlar. darbeler atlatan ülke insanları olarak az çok biliriz ki darbe planı en fazla 30 asker tarafından bilinir ve hazırlanır. hazırlayanlar ve darbeyi yapanlar ise temelde albaylardır. buradaki yüzküsür insanın içeri alınması bir başka dayanıksızlığı da gözler önüne seriyor.
yargıyı kendi particiliğine alet eden; dar görüşüne ve cehaletine aldırmadan yorumlayanların kutsadığı olaydır.
ne kadar anlatırsak anatalım bizim anlattıklarımız karşımızdakinin anlayacağı kadar aslında ama biz yine de çabalamaya devam edelim.
1. "doğuda öldürülen faili meçhul cinayetler"? önce dilimizi doğru düzgün konuşalım ki ne dediğimiz anlaşılsın. öldürülen faili meççhul cinayet diye bir şey bizim dilimizde yok.
kaldı ki faili meçhul cinayetler ile ilgili ne kadar bilgi sahibiyiz?
faili meçhul cinayetleri gerçekleştirenin , devlet olduğunu iddia etmek komik ama gerçekçi değildir.
zira bölgede pkk, hizbullah ve diğer başka örgütler vardır ve bu örgütler hoşlarına gitmeyen düşünceleri, eylemleri ve bunların sahiplerini ortadan kadırmak için hukuk yollarını kullanmazlar takdir edersiniz ki.
bununla beraber ortaya atılan faili meçhul rakamlarının bilimsel bir altyapısı yoktur. pkk psikolojik harbinin yarattığı bu "onbinlerli" sayılarla ilgili net bir bilgi yok.
2. heronları düşürün çok fazla zaiyat veriyoruz konusu...
her kurumun içine istihbarat örgüterinden, terör örgütlerinden veya başka örgütlerden kimselerin sızması istenmeyen ama olasılıklar dahilinde olan ve bazen de olan bir şeydir.
heron konusu ile ilgili araştırma süreci başlamıştır ve sonuçlarını beklemek lazımdır.
3.karakollar varlıklarını sürdürecekse elbette ki daha iyi yapılandırılmalıdır, daha fazla güçlendirilmelidir. bu kimsenin tartışmaması gereken bir konudur.
bu konuda hızlı bir şekilde adımlar atılmalıdır.
4. cebinden "kuru soğan ve şeker" çıkan teröristler denerek yapılmaya çalışılan psikolojik harp kimileri üzerinde etkili olsa da dikkatli incelendiğinde ve bir kıyaslama yapıldığında mantıksızlığın sınırlarını zorlamaktadır.
abd nin çarpıştığı taliban üyelerinin cebinden steakhouse burger mi çıkmaktadır?
şeker, lavaş vb şeylerle karın doyuran taliban direnişçilerine karşı amerikan ordusu bir zafer elde edebilmiş midir? taliban direnişçilerine karşı bu kadar kayıp vermesi onu zayıf ve darbeci bir ordu yapar mı?
ve acaba hiçbir ciddi bilgiye dayanmayan, abbas güçlü ile genç bakış ağzı ile konuşan kimileri bu verilerden haberdar mıdırlar?
şehit asker: 4.241
şehit polis:217
şehit geçici köy korucusu: 1.378
ölü ele geçirilen terörist: 29.639
teslim olan terörist sayısı: 3.642
yaralı ele geçen terörist sayısı: 817
yardım ve yataklık eden: 62.917
sağ olarak yakalanan: 14.921
ortada gayri nizami harpin başarı kıstaslarını tersine çeviren rakamlar söz konusudur. vietnam savaşı sonrası gayri nizami harpteki "1 gerillaya(gerilladan kastım pkk değildir) karşı 4-6 personel" kıstası bu istatistiklere bakıldığında tersine çevrilmiştir.
5.kürt kardeşlerinin dağlara çıkmasını engellemekle mükellef olan tsk değil siyasi iradedir.
tsk elindeki hangi yetki ve güç ile ekonomik önlemler alabilir, bölgeye yatırım yapabilir? tsk elindeki hangi güç ile yasa çıkartabilir? tsk elindeki hangi güçle diplomasi yapıp pkk ya verilen dış desteği kesebilir?
bunları çoğaltmak mümkün. amacımız konuşanların boş konuştuğunu göstermek.
mısır da ordu yönetime el koymuştur. abd destekli olarak ve bu, "halk devrimi-demokrasi" olarak kutlanmaktadır! abd kimi kullanacaksa karşı tarafa onu yedirmektedir kısaca.
ve bazı süperler ise bu olayı "demokrasinin geleceği aydın günler" diye şuraya yazmakla gülünç durumdadırlar. hangi demokrasi nasıl bir demokrasi? polis devleti yolunda "aydınlık günlere" gidiyoruz evet. telefonda konuşamıyosunuz, harç parasına gık dediğiniz için yerlerde sürüklenirsiniz "ileri demokrasi" gereği!
ulan darbe yapacak adamlar bu duruma düşermiydi?
163 türk subayı, demekki hizbulladan-pkklıdan-seri katilden,gaspçıdan-tecavüzcüden daha tehlikeli imiş ki "önlem" olarak içeri alındılar.
oldu olacak tsk nın kapısına kilit vursunlarda, sizde rahatlayın bizde be anacım!
türk silahlı kuvvetleri'nin tarihi boyunca en aciz duruma düştüğü enstantanedir.
kağıttan kaplan tabiri övgü olur bu durum karşısında ses çıkarmayıp, dolmabahçe'de gizli görüşme yapanlar için...
(bkz: kağıttan kaplan/@protest sanayici)
yazık yahu.
ışık koşaner paşa hadi silahlı kuvvetleri, atatürk'ün ordusunu bu derece küçültmekten, aşağılatmaktan utanmıyorsunuz da o tutuklanan masum insanların eşleri, yakınlarının yüzlerine bakınca da mı utanmadın paşa...
biri audisini aldı kenara çekildi, diğeri golf oynadı kenara çekildi, başbuğ paşa ne şiş ne kebap yansın dedi kenara çekildi...senin de durumun farklı olmayacak.
zaten ben sende hiçbir zaman o fıtratı gözlemleyemedim ışık paşa.
ellerinde hiçbir bilgi ve belge yokken, hiçbir sanıkla görüşmemişken ve hiçbir mahkemeye katılmamışken ve savcıların kamyon dolusu dosyaların bir sayfasını bile okumamışken, internete düşen ses kayıtlarından bi haber yaşıyorken, gazetelere atılan tsk malı elbombalarıyla aynı seri numaraları olduğu unutulmuşken, yer altından fışkıran silahların tsk ya ait olduğu tsk tarafından kabul edilmişken, tsk dan bir subay ın jitem i ve hizbukontra yı kurduğunu itiraf etmişken, doğuda sabah kahvaltısını ederken, dışarıya çağırıp kafasına sıkalan masum sivillerin ailelerinin anlattıklarına sktr et amk demişken, ergenekon değilse kimin işi peki bunlar sorusunu sorarken, duymamış gibi yapıp başka birşeylere uğraşılıyorken ''bu adamlar hakkında bir delil yok, haksız yere içerdeler amk yeaa! '' diyen yüce insanlara ve bu kararı veren hakimlere sesleniyorum. bu bir suç duyurusudur, gelin beni tutuklayın akm. ''tutuklamazsanız amk yim sizin lan! bunları onlar yapmadıysa ben mi yaptım amk '' dediğim ve tamamen siyasi ideolojiyle avrupa insan hakları mahkemesi yüce yargıçları gibi götünden laf sıkan insanları gördükçe kendime zarar vermek istediğim tarihi yargı karardır.
geç kalınmıştır. nihayetinde mustafa balbay özden örneğin günlüklerinde adı geçtiği için aylardır içeride ama günlük sahibi özden örnek düne kadar elini kolunu sallaya sallaya geziyordu. saçma sapan adalet sistemi anlayamadım gitti. ya mustafa balbay'ı içeriye almayacaksın yada onunla birlikte özden örnek'i de alacaksın. sorarlar adama bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu diye.