peşin not: bu okuyacaklarınızı yabancı, yurtdışındaki arkadaşlarınıza falan anlatmayın, çok fena dalga geçerler, çok gülerler.
----------------------------------
ak parti'nin ülkeyi getirdiği son noktadır.
evet, 16 yıldır ülkeyi tek başlarına yönetiyorlar, 16 nisan 2017'den beri de tek adam tarafından istediği gibi yönetiliyoruz, ama geldiğimiz nokta şu; https://galeri.uludagsozluk.com/r/1806734/+
devlet seyyar manavla sebze satıyor.
bu aslında güzel bir şey arkadaşlar.
eleştirmiyorum. hepimizin faydasına.
ama geldiğimiz noktada akp ve erdoğan kendi sebep olduğu bu durumdan başkalarını suçluyor.
bir kere suçlanmayacak tek unsur burada üreticidir. bu konuda hepimiz hemfikirizdir sanırım.
ama suçlanan halciler ve komisyoncuları kim yarattı?
üreticinin direkt ürününü hale, pazara arz etmesine kim engel oldu sizlere şimdi bunu aktaracağım...
akp döneminde, mehdi eker'in tarım bakanlığı döneminde çıkarılan bu hal kanunu'na göre çiftçi ürettiği mamulü gidip direk satamıyor.
örneğin pazarcı esnafı da gidip direk çiftçiden alamıyor.
antalya'da üretilen domatesin istanbul'daki semt pazarında tezgaha çıkabilmesi için önce hale girmesi gerekiyor.
yani araya bir değil, birkaç komisyoncu giriyor.
üretici malını tüccara satacak, tüccar da hale getirecek, haldeki yazıhaneler de pazarcıya, esnafa satacak.
hal böyle olduğunda da tarlada 1 lira olan domates pazarda 8 lira oluyor.
yine bu yasaya göre, üretici ürününü alıp kamyona yükleyemiyor, meyve sebze taşımak için tarım bakanlığı kendi yandaşlarına göre bir kriter belirlemiş, yani taşıyıcılık işini yine yandaşlar yapıyor.
bugün istanbul, ankara, izmir, bursa gibi şehirlerin hallerine gidin bakın, burada komisyonculuk yapanlar, yazıhanecilik yapanlar, nakliyecilik yapanların tamamı kürttür.
bursa'nın gürsu, iznik, karacabey, mustafakemalpaşa ilçelerinde tarlalardan meyve, sebze toplayanların tamamı ne yazık ki kürttür.
buzhaneler birer birer kürtlerin eline geçiyor.
izmir'de, manisa'da, aydın'da da durum böyle.
antalya keza öyle.
çiftçi malını kamyona yükleyip götürüp kendi satamıyor, sattırmıyorlar...
işte tüm bunların müsebbibi akp döneminde yıllarca tarım bakanlığı yapmış olan mehdi eker'dir.
mehdi eker döneminde çıkarılan hal kanunu yüzünden üretici ile tüketici arasında onlarca komisyoncu kürt barzo bizleri sömürüyor.
bugün sayın cumhurbaşkanımızı dinledim.
kendisi şikayet ediyor, ticaret bakanlığı'nın denetimcilerini haldeki bu kürtler dövmeye kalkmış, erdoğan da bunlara yüksek perdeden gider yaptı.
peki sayın cumhurbaşkanım, bu mafyatik organizasyonu yaratan kim?
şimdi kimi kime şikayet ediyorsunuz?
kendi yarattığınız rant çarkı, kendi yarattığınız mafyatik organizasyon yıllardır bu millete zarar verdi, şimdi bu zararın ucu size dokunduğu için üretici ile tüketiciyi aracısız buluşturmak aklınıza geldi değil mi?
biz bunu senelerdir yazıyoruz.
Sosyal medyadan yükselen çatlak sesler sayesinde oluşan biraz garip bir durum. Evet gerekiyorsa devlet patlıcan biber de satar..satmalı da. Eğer senin esnafın milletin gözünün içine baka baka halkını kazıklıyorsa satacaksın tabi. Şahsen geç kalınmış ama faydalı bir uygulama olduğu kanaatindeyim. Bunda gocunacak hiçbir şey yok. Osmangazi de bey olduğunda ilkevvela pazarlarını denetliyordu. Adamlarıyla birlikte Hemde bizzat kendisi. Çarşını pazarını kontrol edemiyorsan bölgeni nasıl kontrol edeceksin? Bugüne kadar aklınız neredeydi? Madem ki bu işler böyle oluyordu da Bunca sene millete fahiş fiyatlardan satılan sebze meyve ve gıdaları satanlara niye gözyumdunuz diye sormazlar mı adama? Tabi baktınız ki pabuç pahalı. Sandık güme gidecek. Millet uyandı artık. Çalışana oy var yatana yok. idareci dediğin, halkını korumakla mükelleftir.
migros "tanzim satışı" amacıyla kurulmuştu. mahalle mahalle dolaşan kamyonları vardı ve dadi dadi kornasını bütün mahalleli tanır, ellerinde kap kacak kamyonda mal almak için kuyruğua girerlerdi.
kilo başı kotayla meyve ve sebze satılacak. yeni yepisyeni türkiye'ye, cemil cümlemize hayırlı olsun. '' bir zamanlar karneyle ekmek alıyordunuz, o günleri unuttunuz mu? şimdi hökümetimiz bolluk getirdi hüloooog'' diye çemkirenlere müjdeler olsun. gübreye, mazota zam yap,maliyetleri arttır, çiftçinin anasını ağlat, üretimi öldür, ithal soğan getir, sonra da '' milli ve yerliyiz'' gibi hamasi laflarla milletin gözünün içine bakarak yalan konuş, tanzim satışı ayaklarıyla vatandaşa 25-50 kuruşluk fiyat farkıyla sebze ve meyve sat. ölümü gösterip sıtmaya razı et. hadi bakalım kolay gelsin. pek hesaplı ince iş.
nasreddin hocaya sorarlar: -hoca, inişi mi seversin yokuşu mu? hoca cevap verir. -düz yolun boku mu çıktı?
01 Ekim 1955, Milliyet, : Ucuzluk Vaatçisi Migros işe Başladı
Haldeki Migros merkezinde dün sabah 11:00’de yapılan merasimle, eski istanbul Vali ve Belediye Reisi Dr. Lütfi Kırdar’ın da içinde bulunduğu kalabalık bir davetli heyeti huzurunda saat 11:00’de açılış merasimi yapıldı.
Bugünden itibaren şehrin muhtelif semtlerine dağılacak olan 40 kamyonla satışlara başlanacak. Dünkü tören öncesinde şehiriçinde Migros kamyonları bir gövde gösterisi yaptılar.
Unkapanı istikametinden Hal’e doğru konvoy halinde ilerleyen satış kamyonlarının önünde canavar düdüklü ve motosikletli polisler, yoldaki vasıtaları kenara çekerek arkalarından gelen konvoya yol açmaya çalıştılar. Konvoy saat 10:45’de Hal’e vâsıl oldu.
