abd'de rastlanan durumdur. bunun en temel sebebi onların 16 yaşında evlenebilmek, ehliyet almak vs. gibi bizim 18 yaşında elde ettiğimiz haklara sahip olmalarıdır. ve elbette bizim kadar tutucu olmamaları.
edit: dalgası iyi de, orada 16 yaşında evlenilebilmesine rağmen tecavüz oranları daha az. biraz açık fikirli olsak belki korkunç bir şey gibi gelmez.
edit 2: başlık başıma kalmış. bu durumu desteklemiyorum, sadece sıkıntı değil demek istemiştim başlığı açan arkadaş sıkı eleştirmişti de.
başıma gelirse babama nasıl açıklarım bilemediğim hede. bırak babamı kimseye açıklayamam. nasıl tekrar 16 ya döndüğümü de bir erkeğin hamile kalabilmesini de anlatmaya ne benim kelimelerim ne de tıbbın imkanı yeter.
benim babanem 15 yaşında mı ne evlenmişti, ilk çocuğunu 16 yaşında falan doğurdu. yani çok abes bir şey değildir bizim için. atalarımız genç evlenirdi, genç çocuk sahibi olurdu.
en büyük sıkıntı ailede ve öğretmenlerdedir. Ailededir niye çünkü ilk eğitim ailede başlar terbiyesi ahlakı karakteri ailenin verdiği eğitime bağlıdır. öğretmenlerdedir niye aileden sonra en çok gördüğü kişilerdir öğretmenler . çocuk ailede yetişir öğretmenlerle kavrulur ve gerçek hayata adım atar. öğretmenlerin ve ailelerin yol göstermesi ile insan doğru yolu bulur.
demem o ki sıkıntı 16-17 yaşında ki kızın hamile kalması değildir ailenin ve öğretmenlerin yetersizliğidir. ben o kızda suç bulmam ailesinde bulurum.
geçen cumartesi gecesi (11 gibi) bir çiğ köfteciye girdik kuzenimle. deli gibi yorgunuz ama. birer dürüm veya 5-10 liralık porsiyon alalım evimize gidelim diye planlıyoruz. sonra girdik içeri, sedir tarzı koltukları görünce içimizden oturma isteği geldi ve oturduk hoş, sedirin hayatımızda bir anlamı yok, düğünlerde oturulan beyaz dandik sandalyelerden bile olsa otururduk aslında, alıp eve gitme planlarımız laf olsun diyeydi. tezgahta bir abla ve bir de yeni yaşlanmış amca duruyordu. oturup çiğ köftemizi beklerken abla; adımızı, yaşımızı, nereden geldiğimizi vs. sordu, kuzenimle biraz sohbet ettiler (kuzenim benden bir yaş küçük, ve cinsiyeti dişi). ben kızların yüzüne bakmam genelde, ayıp olur veya rahatsız olur diye. orada oturduğumuz toplam 10 dakika boyunca maksimum 3 saniye net olarak suratına bakabildim tezgahtaki ablanın. hayatımda gördüğüm en güzel yüzlerden birisiydi belki de, hani 2 yaş küçük olsa aşık olurdum belki de, o derece. bir abi daha vardı içeride, müşteri. onla da sohbet ediyordu(k) laf lafı açtı evli misin diye sordu abi. evet veya hayır diye bir cevap gelmedi, 1 oğlum var 8 yaşında dedi, kendisinin de 24 yaşında olduğunu söyledi. önce trol sandım(k) sonra gerçek olduğunu anladık. 16 yaşında doğurmuş çocuğu. ben kaptım durumu hemen. kuzenim yarım akıllıdır biraz, bu da onu meraklı ve konuşkan birisi yapıyor, o yaşta "evlenmek" nasıl bir duygu falan gibisinden bir şeyler söyledi. dürttüm hemen çaktırmadan. abla da, "öyle gerekti" dedi. sonra kalktık. ve ben o günden beridir o kızı düşünmekteyim. nasıl olur da belki de Türkiye'de 20. yüzyılın son çeyreğinde doğan en güzel kızlardan biri hayatını bu şekilde heba eder? belki de gerçekten öyle gerekmiştir. ne zaman oradan geçsem aklıma deli sorular gelecek yine, ve bir gün o mekan kapanırsa, o ablayı, hiç tanımadığım birisini çok özleyeceğim.