Okuduğum âyet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: (Ey Muhammed!) Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkor. Allah'ı anmak (olan namaz) elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı biliyor.
Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: Bir Müslüman, farz bir namaz için abdest alıp bütün erkânına riayet ederek namaz kılarsa, o namaz, büyük günah işlemedikçe, önceki günahlarına keffaret olur.
Kardeşlerim!
Efendimiz (s.a.s) bir gün ashabıyla sohbet ederken onlara şöyle bir soru sorar: Birinizin kapısının önünden bir nehir aksa, günde beş defa o nehirde yıkansa vücudunda kir namına bir şey kalır mı?
Sahabe, Kalmaz Ey Allahın Resûlü diye cevap verir. Bunun üzerine Kutlu Nebi (s.a.s), işte beş vakit namazın misâli budur. Kılınan bu namazlarla Allah günahları yok eder. buyurur.
Kıymetli Müminler!
Namaz, Resûlullah Efendimiz (s.a.s)in iki gözünün nuruydu.4 Namaz, onun için vazgeçilmez bir ibadet, terk edilemez bir kulluk ölçütüydü. Rahmet Elçisinin nazarında bu derece önemli olan namaz, bizi Allaha kul olmaya davet eden ibadetlerin sultanıdır. Namaz, huzura duruş ve huzura kabuldür.
Namaz, bize Rabbimizi, bize kendimizi hatırlatır. Namaz, bize sorumluluğumuzu, sınırlarımızı, müstakim oluşu, tevazuyu öğretir. Kıblesi ile namaz, bir olan Allaha yöneliştir. Kâbe eksenli bu yönelişle aynı zamanda müminlerin gönlünde manevi bir bağ ve birliktelik hâsıl olur.
Namaz, tekbiriyle rıza-ı Bariden başka her şeyi terk ediştir. Dilimiz Allahu ekber derken, ellerimizle adeta dünyayı arkamıza alıp manevi yolculuğa başlarız.
Namaz, kıyâmıyla bir diriliş, Allahın huzurunda duruştur; saf tuttukça safâ bulur her gönül, esrâr-ı zikrullâh ile. Kıraatiyle namaz, Ona en içten senâ ve yakarıştır; her günahtan paklanır insan, ezkâr-ı zikrullâh ile.
Namaz, rükûsuyla yalnız Allaha teslim oluştur; secdesiyle, kulluğun zirvesine varıştır. Kibir kulelerimizden inip yerle buluştuğumuz an mirâciyemizdir. Başımız secdeye her vardığında bütün bencilliklerimizi bertaraf eder; Rabbimize en yakın olmanın hazzına ereriz.
Kardeşlerim!
Namaz, dünyanın türlü hengâmeleri içerisinde kaybolmaya yüz tutan benliğimizi, gönlümüzü yeniden ihya ve inşa etmektir. Çoğu zaman kalabalıklar içerisinde yalnızlaşan ruhumuzun yoldaşıdır namaz.
Cennetin anahtarı olan namaz, şu fâni dünyanın ebediyete uzanan kârıdır. Namaz bir nurdur, yolunu aydınlatır müminin. Günaha kalkandır, doğru yolda rehberidir kendisini kılanın.
Hikmetleri ile insanı kötülük ve hayâsızlıktan alıkoyan en büyük ibadettir namaz. Rabbimizi anmanın adıdır; Ona vuslat köprüsü, bir gönül burağıdır namaz.
Kardeşlerim!
Namazlarımız, bizim miracımız, bizim gönül burağımız olabiliyor mu? Kıyamette ilk hesaba çekileceğimiz konu olan namaza,6 yüzümüzü ağartacak özeni gösterebiliyor muyuz?
Allahu ekber nidaları yankılanırken, davetin Allahtan geldiği bilinciyle kıyama durabiliyor muyuz? Miraçtaymış gibi huşû içerisinde secdelere varabiliyor muyuz? Namazı bir külfet değil, nimet olarak görebiliyor muyuz?
Hutbemi ibrahim Efendimizin Kuranda yankılanan şu duası ile bitirmek istiyorum:
Rabbim! Beni ve çocuklarımı namaz kılanlardan eyle. Rabbimiz! Duamı kabul buyur. Hesap görülecek günde, beni, anamı babamı ve inananları bağışla.