di maria.nın galatasaraylı pino.nun janjanlısı olduğunu öğrendiğimiz maç olmuştur. pino nasıl gidip gidip abuk sabuk şut çekip pozisyonu bitiriyorsa, di maria da aynı bu şekilde kanatta fırtına gibi esip son vuruşta saçma sapan işler yaptı.
ercan taner ve rıdvan dilmen'in fanatik birer barça taraftarı olduğunun ispatı olmuştur bu maç. günlerdir beklediğim bu heyecanlı maçın içine sıçtı bu ikili evvela tebrik etmek lazım.
yabancı bir ülkenin liginin maçında bile taraf tutarak anlatım-yorum yapmak her gerizekalının yapacağı iş değildir. hele hele bu işi yapanlar türk televizyonculuğunda zirvede bulunan haber kanalı ntv'de çalışan, son derece deneyimli spor spikeri ve fenerbahçe maçlarında bile objektife yakın yorumlar yapabilen kişiler ise durum daha da vahim.
o ne öyle yahu, maçın yorumcusu varsa pozisyon yüzde yüz penaltı olsa bile spiker en çok soru işaretli cümleler kurar, yorumcuya sorar. en olmadı "gibi görünüyor" filan der ama yok barça penaltı kazandı mı ercan taner önce bir ters parende atıp sonra penaltı ondan sonra "goooooaaaal" diye narasını atar. real madrid'li oyuncu faul yaptı mı "anasını s.ksek" azdır, hakem pozisyon kaçırdı mı sanki türkiye'deki kolpa hakemlermiş gibi "onu verdi bunu vermedi" gibi sığ yorumlar yap.
yeminle real madrid'ten nefret etmeme rağmen dün akşam maçı izlerken bu 2 puşt yüzünden farkında olmadan real taraftarı oldum çıktım. oh olsun, ronaldo'nun golü bu ikiliye kapak olsun.
rıdvan dilmen'in ölümüne barcelona'yı desteklediği, hatta taktik verdiği maç. sonuç? sonuç mourinho'nun taktik zaferi. bu daha ilk ayak, diğer ayaklar barcelona'ya girer hacı.
real madrid'in ilk yarıda ki uyum sorunu yaşayan, kendisine yazık eden imajdan kurtulduğu maç. kendi futbolunu oynamak hata olurdu ki bu hatayı yapmayacak madrid. pepe'yi ramos'u inter savunma hattı gibi düşünün ve birkaç gün sonra dejavunun tadını çıkarın.
barcelona denilen takım o kadar çok pas yapmıştır ki bu maçta bir çoğumuzun eminim canı sıkılmıştır. bu adamlar futbolu öle hale getirdiler ki karşı takım ve karşı takım taraftarları için o günü kabusa çevirir ve oynadıkları rakip maçtan sonra 5 6 gün kendine gelemezler. anlayamıyorum ulan karşındaki takımda ziya doğanlı konya spor değilki arkadaş real madrid. bir takım real madrid takımını nası bu kadar korkak ve psikolojik baskı altına alabilir gözler önüne sermiştir barcelona. dün gece real madrid futbolcuları, taraftarları, teknik ekibindeki panik, her an gol yeme korkusu, ulan atalım artık diye sıçtıkça sıçmak, ya genemi yenilicez acaba demeleri ve beraberliğe sevinmeleri beni tanıdık bir durumu hatırlamama sebep olmuştur. bu durum tıpkı galatasarayımın fenerbahçeye karşı yaşadığı baskının aynısıdır. o yüzden vay real madrid in haline. tabi real madrid gibi bir takımın bu hale gelmesinde en büyük sebebi olara gördüğüm ''alt yapıdan yetişmesini ne beklicem param var gider kralını alırım'' düşüncesi çok büyük etkendir.
not: barcelonaya karşı sempati besleyenlerden değilim aksine sebebini bilmediğim halde tiksiniyorum.
önümüzdeki üç el classico için bi nevi hazırlık maçı olmuştur. madrid kontralardan gol bulmaya çalışdı barça' da her zaman ki gibi pas manyağı yaptı, asıl maç çarşam günü ve ondan sonra oynanancak şampiyonlar ligi mçları.
barçanın zerre kendini sıkmadığı antreman modunda oynadığı maçtır, hele bousqest abimizde ayrı bi rahatlık vardı sanki, kupa finalinde sanki top oyle oynanmaz boyle oynanır diyecekler gibime geliyo madride. bu arada küçük maçların büyük adamı ronaldonun yine sıçtığını görmek ayrı bir zevk verdi bünyeme, adam antipatiklikte emre belözoğluyla yarışacak düzeyde nerdeyse, ama nerdeyse tabi daha emre çirkefliğine ulaşması için bir fırın ekmek yemesi bide fener forması giymesi lazım. bide rıdvanı şu dünyada anlayan bi güntekin var başkası oldumu yanında sürekli hata veriyo organizması, o nası yorumculuk ya, ercan abide leeds galatasaray maçındaki performansı tutturamıyo bi türlü, ama barça tv de ikiside hasta barçalı olarak rahat iş bulur, barça atınca kim attı messi attı hemde bernabeu da ispanyada messi nin imzası bu falan diye bağırmadığı kaldı ercan abinin. sonuç olarak bu kadro yapısı ve oyun anlayışı olduğu sürece real madrid biraz zor galibiyet görür, sabrinin barçaya gelip dani alvesi kestiğine inanırımda madridin galibiyetine inanmam.
arada 8 puan gibi büyük bir fark olmasaydı, barca maça daha fazla asılıp,özellikle golden sonra reali darmadağın edebilirdi ama etmedi. seyir zevki açısından son derece kıt bir maçtı. ama, kalan üç maçın bu maç gibi olmayacağını ve daha seyir zevki yüksek olacağını tahmin ediyorum.
şu değişmedi elbet: barcelona hala en büyük.
son söz, rıdvan dilmen'in türk takımları dışında, özellikle böyle büyük bir maçta yorumculuk yapması, komik ve berbat. umarız aynısı bir daha olmaz. ömer üründülü aradım çok yani.o derece.
pepe'nin herkesi biçmesine rağmen ortada beklenmedik pas başarıları gösterdiği maçtır. bu adam orta sahada daha iyimiş kardeşim.
messi de çok yetenekli lafım yok ama çok da çirkef yahu. 5-0 maçında da çok yere atmalar, çaktırmadan fauller yapmış tekrarlarda gördüğüm kadarıyla. bu maçta ise bir çirkeflik yaptı belki ama tam yaptı. sen taca çıkan topu seyircilerin suratına nasıl vurursun be adam. şımarıklığın bu kadarı. taraftar sahaya girse indirse şortunu...
real.in kendi sahasında oynamasına rağmen yine ezik oynadığı maçtır, barça gününde değildi, yine de bol bol paslaşarak reali bayılttı. maçın skoruna bakmıyorum, genel olarak oyuna baktığımda barça kötü gününde olmasına rağmen, oynadığı oyunla realden daha iyi takım olduğunu gösterdi, maçın bazı bölümlerinde real pres bile yapmadı, nasılsa topu alamıyorlar boşuna yorulmayalım demişlerdir.
büyük takımsan kendi oyununu oynayacaksın. oynamakktan çok oynatmamayı düşünmeyeceksin. real madrid in bunu yaptığı maçtır.
belki de barça ya saygısından dolayıdır. evet dünyanın en büyüğü sensin kabul ediyorum diye oynamasıdır sanki.
koskoca real madrid oynatmamayı düşünür mü. hercules den farkı ne o zaman bu takımın.
bir de maç sonu sevinen bir real gördüm ki bu bana beraberliğe sevinen biz galatasaraylıları hatırlattı. tek fark biz deplasman da almıştık o puanı.
sonuç olarak ben çok büyük bir barça gördüm bugün sahada ve ona çok büyük saygı gösteren bir real madrid. saygıdan çok korkaklık da olabilir bu tabi. adını koymak zor.
son olarak afalley mı nedir bu adam tam ergen gibi oynuyor. kahraman olmakla bozmuş kafayı. takımın pas dengesine ayak uyduramayan futbolcuların başında geliyor.
maçı çirkinleştiren real madride rağmen gene izlenebilitesi olan bir maçtı.
şimdi sıra kral kupasında...
marcelo vieira da silva junior denen adamın neden ağzı burnu kırılası bir futbolcu olduğunu kanıtladığı belki de yüzbininci maç. yarebbim bir futbolcu bu kadar mı antipatik olur? tribünlere oynama desen diz boyu, tamamen hakem uydurmasından takımına kazandırdığı yalan penaltı sonunda öyle böğürmeler falan, bir şovlar. gömerler oğlum seni bak. maşallah sergio ramos, cristiano ronaldo, pepe gibi adamlarla beraber giydiği formanın züppeliğinin hakkını veriyor sağolsun. sahi florentino perez kardeşim, bu kadar dövülesi adamı nasıl bir araya topladınız?