Aykut’un maçın uzatmaya gitmesine deli gibi sevindiği maç. Herifin işi gücü bir şekilde gol bulup maçları kilitleyip içine etmek. Ülkede bunlara ‘futbol adamı’ deniyor. Ulan maç bu hale gelmişken at üçüncü golü kazan amk. Hiç yoktan şu boktan kupada gereksiz yorulacak adamlar. Beşiktaş elense daha iyiydi
Maçın başlamasına 10 gün varken penaltı yazarak hesapta espri yapan özürlü ile guilliano koydu deyip el s.ki ile gerdeğe girmeye çalışan civcive de koyduğumuz maç.
Her ne kadar Aykut Kocaman hafta sonu oynanan maçtaki oyun senaryosunun istediği şekilde gelişmediğini, maçın başında bu kadar mahkum olacak bir kadro farkı olmadığını söylese de dünkü maç da benzer şekilde başladı. Çünkü Sergen Yalçın ve ekibi böyle istiyor. Ligin çok üzerinde bir ön alan baskısı, yerleşimi ve hamleleriyle sağlanmış durumda. Bunun üzerine işi yapacak oyuncuların güveni de çok yüksekte. Beşiktaş’ın hücum şablonları herkesi işin içine alacak bir pas opsiyonu çeşitliliği sağlıyor. Üzerine beceri var.
Vincent Aboubakar’ın bırakın geçen sene sahaya ligde toplam 66 dakika çıkan oyuncu olmasını, Beşiktaş’ta geçirdiği iyi sezondaki oyuncu olduğuna inanmak dahi zor. Vivaldi çalan bir dev gibi. Hem inceci hem çok güçlü. Bu güç, Sergen Yalçın için zayıflıkları örten bir tercihi zorunlu kılıyor. Tabii bu yorucu oyunu 90 dakika oynamak mümkün değil. Dolayısıyla 2. bölgeye çekilip sorunlu Başakşehir savunmasını kontrayla zorlamak mantıklı duruyor. Ama savunmaya oyun kurdurduğu bir kontrol oyununda da Beşiktaş sorun yaşayabiliyor. Çünkü bu oyundaki çıkışlarda takımın boyu uzuyor. Baskıdaki güç dağılıyor.
Beşiktaş 2-0’ı alıp Başakşehir moral olarak çöktükten sonra döndükleri kontrol oyunu zorla rakibi diriltti demek mümkün. Sergen Yalçın, orta saha değişikliklerini geç yaptığı için muhtemelen pişman olmuştur.
Ancak maç uzayıp onların zorlanmasına yol açsa da uzatmada gol attıktan sonra yaptıkları savunmaya sevinmiştir. Yine hafta sonunda olduğu gibi iki tarafa da teşekkür etmek lazım. Şampiyonlar Ligi’nden dakika çalsalar da kalite ve heyecan açısından pişman etmediler.