ambulansin lig tv galatasaray muhabiri pinar argun' un rahatsizligi icin bir kez daha kullanildigi mac. mehmet topal' da bilegine darbe aldi son dakikalarda, neyse ki daha baska isler olmadan bitti mac.
her iki takımın da açık futbolu tercih ettiği, dolayısıyla tempolu ve gol pozisyonlarıyla dolu bir maç. galatasaray ikinci yarıda oyunu geride kabullenince kalesinde iki net pozisyon görse de, özellikle ümit karan' ın oyuna girmesinin ardından rakip kaleye yüklendi, önce ayhan ile boş kaleye kaçırdı, ardından lincoln' un şık vuruşuyla golü buldu. dolayısıyla üç puan ve mücadeleci futbol sevindiriciydi.
Skibbe'nin bütün çabalarına rağmen harry kewell'in yardımlarıyla cassio lincoln'ün tek başına kazandığı, galatasaray'ımıza kazandırdığı maç olmuştur. Fenerbahçe'ye karşı takımı çift forvet oynatmış skibbe, ibb spor'a karşı tek forvet tercihi ile "futbol bilgisi" konusunda çok iyi mesajlar vermiştir. Onun dışında arda turan'ın sağlık problemi üzücü olmuştur... Ancak şu açıktır ki bu kadro, bu takım skibbe'nin elinde parlamayan elmas misali, kötüye gidiyor.
skor acisindan olumlu olsa da oyun ve heyecan acisindan beklenileni goremedigimiz mac olmustur. buyuksehir belediye 1-2 pozisyon disinda fazla ilerde basmadigi icin savunma cok acik vermedi. top rakipteyken toplu olarak geri cekilip savunma yapan galatasaray' da ayni performans hucum varyasyonlarinda yeterince ortaya cikmadi. macin bence en onemli artisi lincoln' un fizik kondusyonunun, motivasyonun artmis olmasiydi. 90. dakikada bile kosarak, pres yaparak, gol atarak, attirarak takima fayda saglamaya devam etti yildiz oyuncu.
galatasaray'ın iyi oynamadan kazanmasını bildiği maç. aslında ilk yarının 2. bölümümde sıklaştırdığı ataklar ve biraz iyi oyun sonucu 1 gol buldu. 2. yarının ilk bölümünde ise farkı attırabilecek pozisyonlara girdi fakat "sıkıntı, sinir, stres yaşatmadan vallahi olmaz" düşüncesi güden şakacı futbolcular yüzünden 83. dakikaya kadar beklemek zorunda kaldık. az daha şaka, kaka oluyordu. orasına girmeyelim şimdi maçın.
83. dakikada cassio lincoln'ün topuğundan gelen klas golle rahatladık. oynuyor, atıyor, attırıyor, sahada klasını konuşturuyor. tribünlere oynamayı da ihmal etmiyor bu adam. biraz şovmen, biraz yaramaz, biraz vurdumduymaz ama 90. dakika bile koşuyor artık...