diktatörün köpeklerinin canına kastettiği insanları h.pokrat yemininin gereği olarak ve hiçbir karşılık gözetmeksizin tedavi eden sağlık emekçilerine reva görülen eylem...
Yapılan gözaltıların ve soruşturmaların hepsinde bu mu soruluyor ola ki? çünkü aşağıdaki türk ceza kanunu madde 98 uyarınca doktorların zaten yaralılara müdahale etmesi gerekmektedir aksi halde suç işlemiş olacaklardır. şöyle ki:
Madde 98
Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi
(1) Yaşı, hastalığı veya yaralanması dolayısıyla ya da başka herhangi bir nedenle kendini idare edemeyecek durumda olan kimseye hal ve koşulların elverdiği ölçüde yardım etmeyen ya da durumu derhal ilgili makamlara bildirmeyen kişi, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi dolayısıyla kişinin ölmesi durumunda, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
O nedenle soruşturma ve gözaltılarda bu soruyu soracaklar galiba:
akape döneminde olmuştur. suçları sadece hipokrat yemini yerine getirip hekimlik sorumluğunda olmaktır. iğreniyorum şu akapeden umarım sonunuz hitler gibi olur.
çanakkale'de savaşan türk askerinin yaralılarını toplayan ingilizlere izin verdiği onurlu bir tarihimiz olduğu halde, türk vatandaşı türk vatandaşının tedavisini önlemeye çalışıyor. allah belanızı versin diyoruz.
doktor avukat gazeteci öğretmen hiç kimse kanundan üstün değildir. yapılan bir kanunsuzluk varsa (ki kamu hastane ihaleleri bire bir örnekleriyle doludur) elbette yapılan vurgunun bir cezası olacaktır. Doktor dediğiniz kişiler melek falan da değildir. Parasız kılını kıpırdatmaz bu ülkede. gerçek bu,işinize gelirse...
hipokrat'ın kemiklerini sızlatan olaydır.
bu olay akılkârı değildir. tek görevi! insanların sağlığının devamını sağlamak olan sağlık personelinin üstüne düşeni yaptıktan sonra gözaltına alınması olayın geldiği boyutu gösterir.
polisin ve hükümetin tepki çektiği kesimler gittikçe artmakta. pkk yandaşları ölürken devletin helikopterini ambulans olarak kullandıranlar şimdi türkiyenin kalbinde türk milletine hizmet veren doktorları bastırmaya çalışıyor.
Bu sabah Ramada oteli çevresinde meydana gelen olaylarda polisin gözaltına aldığı beyaz önlüklü kişilerin çeşitli suçlardan kayıtlarının olduğu belirtildi.
Öğrenildiğine göre Anadolu Üniversitesi Sağlık Bölümünden mezun Y.Ö, 'Adam öldürme' ve ' izin tecavüzü' (Askeri suç) suçundan, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi'nde okuyan F.T'nin 'terör örgütüne üye olma' ve ' örgüt propagandalığı yapma' suçundan, Ankara'da doktorluk yapan A. R. K'nın da hırsızlıktan 7 kaydı var.
Gözaltına alınanların Şişli Polis Merkezinde sorguları devam ediyor.
VALi DE TWITTER'DAN DUYURDU
istanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Ramada otele çevresinde beyaz önlüklü 3 kişini kelepçelenerek gözaltına alınması ve bu kişilerin doktor olduklarıyla ilgili haberlere atıfta bulunarak bir açıklama yaptı. Vali Mutlu twiter mesajında şunları söyledi.
"bugün gösterilerde, 3 doktorun yaralılara yardım ettiği için gözaltına alındığı haberleri medyada geniş yer aldı. Sağlık meslek kuruluşları da bu gözaltılar için temaslarda bulundu. Şimdi açıklıyorum! Doktor önlüğü giymiş olup, sağlık yardımı yaptıgı söylenen şahısların Doktorlukla, Sağlıkla hiçbir ilgileri yoktur! Hatta bir tanesinin 7 ayrı hırsızlık suçu bulunmaktadır! "
TABiPLER ODASINDAN AÇIKLAMA
Konuyla ilgili olarak Tabipler Odası da bir açıklama yaptı. Açıklama şöyle:
"Bu kadar kaotik bir ortamda sağlık hizmetinin sunulduğu yerlerde hekimlerin ve sağlık çalışanlarının arasına çok farklı kişilerin girebildiği, sağlık ortamından yararlanmaya çalıştığı, yer yer bilgi toplamak , yer yer malzemeleri almak gibi zararlı faaliyetlerde bulunabildiği gözlenmiştir.
Sağlık ortamının güvenilirliğini zedeleyen bu kişilerden ve tutumlardan duyulan rahatsızlığı istanbul Tabip Odası olarak giderebilmek amacıyla büyük çaba sarf ettik, halen de bu çabamızı sürdürüyoruz.
Bugün Osmanbeyde gözaltına alınan beyaz önlüklü kişilerin hekim olmadıkları ve yukarıda açıklamaya çalıştığımız nitelik taşıdıklarını saptamış bulunuyoruz.
Ancak bu durum bugün itibariyle Tarlabaşında gönüllü hekimlerden Dr. Savaş Çömlekin ve Hemşireler Nazlıhan Özdamar, şehri Yağcıkara ve Esra Fidanın göz altına alındıkları gerçeğini değiştirmemektedir.
Halen istiklal caddesindeki revirde sağlık hizmeti sunmakta olan hekimlere yönelik baskı da devam etmektedir. Hekim ya da Tıp öğrencisi olmadığı halde Gezi Parkı eylemlerinde yaralananlara sağlık hizmeti sunulan yerlerde bulunan kişilerin buralardan uzaklaştırılmasının sağlanmasını, hekim kimliği olmayanların söz ve eylemlerine itibar edilmemesini rica ediyoruz.
istanbulda ve ülkemizin dört bir yanında süren bu özgürlük ve haysiyet mücadelesinde hekim ve tıp öğrencisi olarak büyük emek harcayan yüzlerce meslektaşımıza bir kez daha teşekkür ediyor, katkılarını sürdürmeye davet ediyoruz.
Hipokrat kim biz sadece Allah'a yemin ederiz diyen yobaz tayfanın son eylemi.
islam ve Müslümanlık size ne kadar ters aslında. yardıma muhtaç birine yardım eden belki hayatını kurtaran biri o doktor. yatacak yeriniz yok amk. iki gün sonra siz de onlara muhtaç olacaksınız.
doktor olanlar ile olmayanların ayrı ayrı değerlendirilmesi yapılması gerekmektedir.
doktor olanlar özel izinle çalışmalarını sürdürebilirdi. sağlık önemli sonuçta. devlet görevlilerinin de can kaybının olmamasını istediğine göre doktorlara müsamaha gösterebilirdi. illa yazılı özel izine gerek olmadan bu sağlanabilirdi. eğer sağlansaydı zaten doktor olmayan fırıldaklar da ortaya çıkmazdı.
olmayanlar hakkında ise söylenecek tek söz ise "ulan şerefsiz, hadi polisten korkmuyosun anladık da, kasten niye halkın sağlığıyla oynuyosun.yanlış birşeyler yapsan ne olacaktı?" olabilir.
şimdi süreç bu şekilde yürütülmedğinden doktorlar da gözaltına alınabiliyor ve yanlış yanlışı doğuruyor. zaten sürecin kendisi baştan aşağı yanlışlar içeriyor. process management lazım abi. yada kriz yönetimi gibi birşey.
