bu maç için söylenecek bir kaç şey var, merak etmeyin özet geçicem hepsini..
-hilbert ve tabata bu sene kanserojen madde,
-guti götünü kaldırıp biraz ileri çıkmalı,
-ernst, gel lan 5 lira da benden sana gönlümden koptu hacı,
-bobo zor maçlarda şart,
sırf golden sonra schuster'in, tercüman tuğkan keçecioğlu ve yardımcıların sevinişi bile futbolu insana daha çok sevdirendir.
işte ruh budur, futbol aşkı ruhunu taşıyan hoca tasviri budur.
kimseyi takmadan, coşkunun kralını en az taraftar kadar yaşayan adam; danke herr schuster.
skora ve golün geldiği dakikaya bakarak yorum yapan futbol cahillerini bir kenara bırakırsak, eşşekler gibi kapanan bir takıma karşı ancak bu kadar oynanabilirdi. hem de 3 gün sonra önemli bir derbi varken.
öncelikle, bu zeminde top oynatan zihniyete yazıklar olsundur. ilk yarı bir pozisyonda topun yerdeki kraterden sekip resmen canlandığını gördüm bir ara. resmen yazık.
rakip gerçekten çok kötüydü. pas yapmaktan bile aciz, gol atmayı bir an bile düşünmeyen, sheridan gibi tepeden tırnağa bir kazmayı ilei uca koyarak gol atabilmeyi uman, kendi sahasında 8 kişi kapanan bir takımdı. böylesi bir takıma karşı 3 puan alabilmek çok önemliydi, geç de olsa geldi.
roberto hilbert ve ekrem dağ'dan oluşan sağ kanat tam anlamıyla felaketti. o kadar uyumsuzlardı ki, maç esnasında google earth'ten dolmabahçe'de gezinenler bile görebilirdi bu uyumsuzluğu.
fabian ernst'in yanına mutlaka ki bir ön libero daha gerekmektedir. özellikle nispeten daha zor maçlarda. zira, guti'den ön libero olmaz. olmuyor da.
velhasıl, çok önemli bir üç puandı. çok zor oldu, oyun tatmin etse de skor çok geç geldi. yine de gruplara 3 puanla başlamak güzel.
beşiktaş'ın pazar daha önemli bir maçı var dedik, rotasyon yapmalı dedik ama futbol bu işte. bütün maçı yarısahalarında oynadık ama beklediğimiz gol bir türlü gelmedi.
neyse, böyle zamanlarda bu tarz maçları kazanmak çok önemlidir. nihayetinde verdiğimiz emeklerin karşılığını aldık. 1-0 da 3 puan, 5-0 da.
5-0 kazanılabilecek bir maçtı bu aslında ama beşiktaşımızın müzmin şanssızlığı hesabıyla 3-0 falan biter diye bekliyorduk.tek önliberolu kadro çok korkuttu bizi rakip kim olursa olsun çok pozisyon buluyordu bu taktik olunca bizim takımda.ama en büyük korkumuz gerçekleşmedi bomboş adam kaçmadı(züğürt tesellisi belki de).
özet:hilbert i halı saha takımlarına falan kiralık verin. tabata inatla asistçilik özelliğini kullanmamaya çalışıyor. holosko falan gitmeli lütfen ekrem i de alsın giderken.o kadar hücum elemanı gol atamadı takımın en defansif görevli oyuncusu ''üstün alman teknolojisi'' (Der) Ernst golünü attı çok da güzel oldu Guti'nin asisti olunca.
p.s:sergen bi sus ya her maç tek önlibero oynamıcaz tabi ki azıcık takip et futbolu!
earnst'ün golüyle beni oley diye bağırtan maç. galatasaraylıyım ama malum ülke puanı. ayrıca geçen hafta gelen milli zaferlerin üzerine iki kulüp takımımızın kaybetmesi hiç hoş olmazdı. allahtan son dakikada eanrst ülke puanına katkıda bulundu.
beşiktaşı tebrik etmek gerek. yalnız maçın en güzel pozisyonları quaresma'nın topu kaptırdıktan hemen sonra koşup topu tekrar alması, topuk pasıyla devam ettirmesi ve yine bu pozisyonun devamında ibrahim üzülmez'in korner çizgisi yakınında topu oyun alanında tutma çabasıdır. *
bu arada taraftar da sürekli takımın arasındaydı. yine övgüler gelecektir kendilerine.
bulgaristan liginin 8. takımına 90.dkya kadar üstünlük kuramayan bjk taraftarının anlamsız sevincini izliyoruz an itibari ile q7li gutili bobolu bjk marquinhos lu aquerolu trecarichili cska sofya yı 1-0 yendi..
an itibariyle beşiktaşın avrupa ligine güzel bir başlangıç yaptığı maç. bir galatasaraylı olarak memnun oldum. hatta biraz daha ileri gidip haftasonu kadıköyde başarılar diliyorum.