ikinci yarısı tek kale oynanan maçtı. ancak daha büyük takımlara karşı bu kadro ve dizilişle çıkmaz.çıkamaz.
defans önde kurulsun. buna sözüm yok. bütün büyük avrupa kulüpleri böyle yapıyor zaten. mantığı: dfansı önde kur topu orada tut hücum kolay olsun. takımca hücum yap. herkes birbirinin kademesidir. fakaaat... bu sistemi beşiktaşa oturtacaksan çift ön libero ayrıyetten hızlı iki tane stopere ihtiyacın var. yoksa arkaya şişirirler sonra yersin golü. adam kaçırısın. yazık olur. beşiktaşın defans oyuncuları pek uygun değil bu sisteme. ara transferde kesinlikle 2 tane hızlı stoper alınmalı (en azından 1 tane alınmalı zapo biraz hızlı). hücuma söyleyecek tek söz gutinin çok geride kalması. adamı ön libero gibi oynatıyor ama onun hücum oynaması lazım. dikkat. ayrıca tabata gelişme gösteriyor fakat top kaybını azaltmalı. nobre olmuyor. bu takımın santraforu bobodur. fakat santrafor alacağım diyorsan al hacı. ama öyle kıytırık adam alma. git dzeko yu al. ne bileyim genç alacaksan balotelliyi al(biraz pahalı * ) durum bundan ibaret . beşiktaş az gol yerse dublin'e gider!
beşiktaş'ın maçı sonuna kadar bırakmaması güzel bir görüntü oluşturmuştur , bravodur , darısı diğer maçlaradır . erken zamanda 2 takımla kalmışken galibiyetler çok daha önemli oluyor .
not : o zeminden kim sorumluysa artık bir el atmalı , quaresma'yı guti'yi alıyorsan zemininde o kadar süper olmalı .
avrupa da kazanan bir takımımız olduğu için sevindiğim karşılaşma olmuştur. bjk nın golü bu kadar zor bulmasının sebebi, cska nın sofya geçilmezi oynamasıdır.
88. dakikada "beşiktaş 90'da zafere uzandı" manşetlerini göreceğimi hissedip, guti'nin serbest vuruşundan önce de işte bu gol diyerek pozisyonu ayakta izlediğim maçtı. yanlış anlaşılmasın ermedim. sadece çok inandım. teşekkürler beşiktaş.
bence beşiktaş kulübü futbolu bırakıp inönüyü patates tarlasına çevirsin, elma dilim papates, kumpir işine falan girsin. 3-5 yıl içinde konserden fazla gelir getirmezse insan değilim.
bir de pazarki derbi için bir sözüm var. beşiktaş'ın defansı sarıyı da geçtim kırmızı alarm veriyor! " yani tam anlamıyla önler iyi ama arkalar ııııhhh !!!
"eğer beşiktaş ilk golü bulmaz ya da ne biliyim farkı ikiye falan çıkaramazsa fenerbahçe allah yarattı demez kafadan 3-4 tane atar.
bazı uuserların cska sofya ile cska moskova'yı karıştırdıklarını düşündüğüm maç. avrupa'nın önde gelen bir takımı değildir cska sofya, gayet sıradan bir takımdır ve uefa ligine çok ballı bir eşleşme ile gelmişlerdir. adam gibi bir rakip çıksaydı karşılarına, buralara gelemezlerdi. bu durum beşiktaş'ın özellikle ikinci yarıdaki ofansif futboluna gölge düşürmez. arkada her ne kadar ciddi boşluklar bıraksa da güzel ve baskılı bir ikinci yarı oynadı ve futbolun adaleti de son dakikada geldi. ilk maçtan 3 puan almak önemli idi ve bunu başardı beşiktaş. defansta büyük boşluklar bırakmadan ofansif oynamayı da başarırsa, bu gruptan rahat çıkar.
tabata'nın ilk yarı sıçtığı maç olmuştur. adam ard arda öyle kayıplar yaptı ki yuhalanmaya bile fırsat vermedi taraftara. top ayağına değiyor yuu derken kaptırıyor.
öncelikle beşiktaşımın "hakettiği" 3 puanı aldığı maçtır. maça gelirsek
-Holosko o golü atsa maç çok değişik olurdu.
-Hilbertle olmuyor.
-Tabata ve Nobre geçen yıla göre çok iyi.Paslaşmalarla ilk yarıda hücumu ayakta tuttular.
-Gutinin artık kaleye yakınlaşması lazım.
-Derbiye muhakkak boboyla başlamak gerekli.****
-Ve maalesef yine haklı çıktım. (#9405142) Yok arkadaş illa ki 2 ön libero olacak!
-Q7!Ne asist yaptın ne gol attın ama kaptırdığın topu hayvanlar gibi koşup tekrar kaptın ya gel lan alnından öpücem.
-Alkışlar ernst'e gelsin.Gecenin kusursuz oynayanıydı alman panzeri.
Not: penaltıda ki kol hakemin götüne girsin. sen dua et golü attık kör.
dip not: artık şu sahayı düzeltin be hocam pas atılmıyo.
ibrahim üzülmez' in adeta şov yaptığı maç oldu. sahanın en iyisi kuşkusuz deli ibo' ydu. en kötü oyuncu ise ekrem dağ' ydı. adeta beni oyundan alın diye bağırdı ama sesini duyan olmadı.
beşiktaş'ın güzel oynayıp kazandığı maçtır. 90. dakikada bile umutsuz olan beşiktaşlı olduğunu sanmıyorum. 1-2 nokta dikkatimi çekti onları paylaşayım.
birincisi, bu takım rotasyonu kaldırıyor. sağda quaresma da oynasa, hilbert'de oynasa ne yapacağını biliyor. yani beşiktaş sahadayken eğer bir sorun çıkarsa, futbolcu kötü oynarsa çıkıyor, sistemden çıkmıyor. mesela bugün hilbert'in yerine quaresma oynasaydı maçın başından itibaren, o kanattan beşiktaş mutlaka golü bulurdu. hilbert gününde olsaydı yine bulurdu.
ikincisi, takım ayağa pas yapmaya uğraşıyor. her ne kadar çok kötü oynasa da tabata, ernst, guti, hilbert, hatta soldan ibrahim sağdan ekrem bir kere bile topu şişirmediler. sıkı pres yedikleri anları saymıyorum tabi ki. bobo girdikten sonra ilerde nobre ile beraberlerken bile şişirme top gitmedi. bunu türkiye'de yapabilen şimdilik sadece trabzonspor ve biraz da olsa bursaspor var. fenerbahçe ve galatasaray yanlarından bile geçmiyor.
üçüncüsü, açık bir şekilde görüldü ki beşiktaş topu önde oynamaya alışıyor. oldukça ofansif bir kadroya ve rakibin hızlı adamlarına rağmen rakibe 1-2 pozisyon dışında fırsat vermediler.
roberto hilbert: genelde kötüydü. birkaç tane hafif tehlike yaratan orta açtı ama kaptırdığı ya da pas olarak gelen ve durduramadığı toplar çok göze çarptı. bekte oynasa daha faydalı olur.
ekrem dağ: çok kötüydü. temposu var ama isabetli orta açamıyor ve topu ayağında çok tutuyor. sonlarda kaptırdığı bir topta nerdeyse golü de yediriyordu.
rodrigo tabata: kötü oynadı. çalım denerken bir iki tane top kaptırdı, karşı karşıya pozisyonda golü yapsa takımı rahatlatacaktı ama yapamadı. pas hataları da eklenince orta sahada çok sırıttı.
filip holosko: bir tane pozisyona girdi, çalımı da attı ama golü yapamadı. onun dışında ceza sahasında aldığı bütün toplarda ikinci hamlede ağır kaldı. nobre'nin yarısı kadar mücadele etmedi. kötüydü.
fabian ernst: türkiyenin ve hatta avrupanın en iyi top dağıtan, adam kovalayan, topa kapan, açık kapatan orta saha oyuncularından biri. ön libero demek kendisine haksızlık olur. maçın adamıdır.
guti: takımı rahatlatan futbolcuydu. o topu aldığında takım karşı sahaya yerleşiyor, herkes yerine geçiyor. yaşının verdiği tecrübe ve karizmasıyla takımı topluyor. keşke 5 yaş genç olsaydı da daha fazla seyredebilseydik.
mert nobre: bobo girene kadar ilerde tek forvet oynarken de, bobo girdikten sonra onun arkasında da 90 dakika mücadele etti. hatta orta sahada tabata'dan daha iyi oynadı bile diyebiliriz. en iyilerden biriydi.
ibrahim üzülmez: çok çalıştı. ekrem dağ'ın hatta ismail odabaşı'nın deli ibo'ya bakıp örnek almaları gerekir. bu yaşta bu tempo kolay değil. iyilerdendi.
unutmadan penaltı pozisyonu da bariz penaltıydı. top rakibin koluna değil rakibin kolu topa gidiyor. fifa isterse 30 tane hakem koysun, hepsi mal olunca göremiyorlar tabi.
bu arada zemini de unuttuk beyler. o zemini o hale getirmede emeği olan herkese bütün ruhumla şanlı küfürler savurdum. beni bile toptan soğuttu. halı sahadaki futbol hayatıma son vermeyi düşündüm.
bi galatasaray'lı olarak beşiktaş'ın golünde sevindiğim ve maç boyunca desteklediğim maç. ee ne de olsa adam gibi türk takımlarını avrupa da sonuna kadar destekleriz.
beşiktaş'ın son dakikaya kadar oyun disiplininden kopmadığı, karambole top atmak yerine hala ayağa pas yaptığı, en sonunda maçın en çok hak edeninin attığı golle galip geldiği maç.
şu an beşiktaşın kazanmasına ise levski takımının fanatikleri seviniyor. sonuç olarak türkiye'de sevinç = bulgaristan'da sevinç. arada cska sofya kaynadı.
