tam on sene once... habersiz bir veletken ne yaptigimi bilmeden gecirdigim ve benim gibi binlrce insanin cok buyuk bir umarsizlik icinde gecirddigi gundur.
fakat kendisini takip eden gunle beraber yuzbinlerce insanin hayatini mahveden, binlercesine yeni bir hayat sunan gun olmustur. sansli olanlar hayatta kaldi. daha sansli olanlar bolgeyi terkedebildi. simdi tam on sene oncesine bakiyorum da "dunyadan bu kadar haberdar olabilir miydim??" diye dusunuyorum. ben tum dunyayi ogrensem olenlerin tek nefesine esit olur muydu?
benim yasimi gormeden kac cocuk, benim yasima gelebilmis kac genc veda etti bu gunden sonra hayata.
bazıları için filmden ibaret olan,fakat bu depremi yaşayan insanlar için cehennemi simgeleyen tarihtir.
edit : uzun gözükebilir..fakat o günü yaşamak isteyen insanların okuması gereklidir.
--spoiler--
ikinci sınıfa geçmiştim..birinci sınıf karnemi tüm akrabalarıma gösterme gibi bir çaba içerisindeydim..tüm akrabalarım bizi ziyaret ediyor,uzaktan geldikleri içinde bir gece kalıp gidiyorlardı..fakat o gün içimde büyük bir sıkıntı vardı..gökyüzü kıpkırmızı kesilmiş,hergün mahallede top oynadığım arkadaşlarım evden çıkmak istemiyorlardı..akşam oldu..yatağa girdim saat 03.00 civarı annem tuvalete gitmem için kaldırdı..tam tuvalete girdiğim sırada büyük bir uğultu içerisinde sallanmaya başladık çocuktum ama bunun ne olduğunu biliyordum..tüm ev ahalisi uyandı aşağıya inmek istedik fakat babam buna izin vermedi..duyduğum tüm sesler çığlıklardan ve deprem oluyor kaçın cümlesinden ibaretti..saniyeler süren deprem ömür gibi gelmişti..depremin bitmesi ile birlikte aşağıya indik..o zamanlar avcılarda oturuyorduk,evet istanbulda depremden en çok hasar gören yer..gördüğüm manzara şuydu ; sokakta beraber top oynadığım arkadaşlarımın evleri yerlebir olmuştu..ve onları bir daha göremedim..
--spoiler--
gök yüzünde yıldızların kocaman olduğu, birbirlerine yakınlaştığı gündür. 10 yıl önce o manzara benim çok hoşuma gitmişti ama ertesi gün yaşanan facia sonrası hayattaki en büyük dersi almışımdır. her güzel şeyin mutlaka bir bedeli vardır.
unuttuğumuzun ve unutturduğumuz bir felaketin arefesi. hiç kimse kusura bakmasın bu acıyı unuttuk. yaşayanlar dışında hatırlayan yok. eğer unutmamış unutturmamış olsaydık şu an istanbul depreme hazır olurdu. unutturmadığımızi meydana dikilen anıtlarla göstermeyelim. bir daha bu acıyı yaşamayalım diye çalışalım. ey başbakan. hükümetin boyunca bu depremzedeler için ne yaptın. prefabrikevleri elinden giden insanların feryatlarını dinledik. 10 senedir hasarlı evler yıkılmamış.
dünyadayken cehennemi yaşatan felaketin 7 saat 52 dk öncesi.
o dakikaları yaşamayan neler hissettiğimizi bilemez. *
hala bile kanepede yatarken biri ayağını kanepenin koluna uzatıp sarsılınca tırsıyorum. dışardan araba geçip ev az sarsılınca * gözüm hemen avizeye, kılıç çiçeklerine gidiyor.
allah bir daha yaşatmasın.
bu depreme ait unutulmayacak ve anlam bulunamayacak tek şey, yıldızların neden o kadar iri ya da yakın olduklarıydı... 11 yaşımda olmama rağmen o ayrıntı asla gitmedi kafamdan.
düzce'deydim. akşam 8 gibi akçakocaya gitmiştik. denize girdik. deniz sıcak ve dalgalıydı.karadeniz zaten hep çok dalgalı olur ama gerçekten ilginç bi sıcaklığı vardı.gece 11 gibi dönüş yolundaydık. arabadan gökyüzüne baktığımda gördüğüm görüntüyü hala unutmam. milyonlarca yıldız hepsi teker teker gökyüzüne doluşmuş bu kadar çok yıldızı ilk defa görmüştüm. gece 00:30 01:00 gibi yattık...gerisi herkesin bildiği bir tarih.
çarşıda halamlarla gezmiştim.akşam 10 gibi yattım,kütüphanenin yanıma düşmesiyle gece 3 de uyandım,ağlayacak kadar bile durumları anlamadan babamın kolumdan tutarak kapıdan kaçırdığını hatırlıyorum.
korkudan babamın kucağında boynuna suratımı dayadığım ve kokusunu içime böylesine derinden çektiğim tek gün. gerçekten şükrediyorum ki o gün bir şey kaybettirmedi bana.
20 yıl önce bugün herşeyden habersiz uykuya daldıktan sonra sarsilarak uyandığımız gün.
Yer ayağımızda beşik gibi sallanırken ölüm gitti geldi resmen.
Allah tekrarını yaşatmasın.