bazılarını üzen bazı kişileri de "ama ben yazarın emeğin hakkını verdim.." diyerek üzmeyen durumdur.
aslında bu çok eski bir mevzudur ve konuyla ilgili tartışmalar ciddi anlamda ilk kez amerika'da 1800 lü yıllarda yaşanmıştır.
ilk zamanlar basılı yayınlar için yazarların telif hakları yoktu yayın dünyasında çünkü bilgiye erişim herkesin hakkı ve toplumun gelişmesi için de gerekli olarak görülmekteydi. yazarların o zamanlar yayınlarından aldığı şey entelektüel bir tatmindi ve toplumsal olarak insnalara bir şeyler öğretiyor olmanın verdiği haz.
yılalr geçtikçe abd'de iyice gelişen kapitalizm her şeyden bir şekilde para kazanabilme yolunda ilerlerken bu yayıncılık işine el atmaya başladı ve büyük bir lobi çalışması başlattı telif hakları ile ilgili.
sermayenin tezi bugün herkesin bildiği ve doğal saydığı telif haklarının yazara ait olduğuydu ancak bu durumda bilgiye erişimin güçlü sermaye gruplarının eline geçme riski büyüktü ve çok şiddetli tartışmalar yaşandı ama sonunda yılalrca süren mücadele sonunda sermaye kazandı ve yazarlara telif hakkı ödeyerek yayın haklarını satın almaya başladı böylece sonunda aslında ne yazarın ne de okurun çıkarına olmayan parsanın büyüğünü yayın evlerinin aldığı sistem oluştu.
geçen zaman içinde buradaki pazarı gören ve bundan iştahlanan pek çok yazar da oluştu yani bildik arz-talep olayı.
bugün bnzer tartışmalar internet yayıncılığında yaşanmaktadır ve bu açıdan bakıldığında büyük bir tehlike söz konusudur bilgi ve paylaşımı adına.
burada dikkat çekmek istediğim husus yazarın yani bilgiyi üretenin emeğinden kazanç elde edip etmeemsi değildir söz konusu olan sermayenin bu noktada ki tahakkümüdür. internet bu çıdan ilk başlarda ve kısmen hala bilgide özgürlük gibi görünse de aslında artan hızla kısıtlama çalışmaları yürütülmekte. sermayenin bugün bu konuda bstırmıyorsa o da internetin onlar için yeterince yaygınlaşıp yeterli bir yoğunluğa ulaşamamış olmasıdır gün gelecek internette herkes inanılmaz bir denetim altına alınıp hemen hemen tüm eriştiği sayfalar için ücret ödeyecektir. belki bu çok cüzi görünecek fakat bunu denetleyen firmalar inanılmaz karlar elde edeceklerdir.
Bir kitaba (istisnalar hariç) 150 lira para vereceğimi hiç zannetmemem bir yana, vermiş olsadım ki gözlerimin yaşaracağı bir durum olacaktır. Bu yüzden öncelikle kitap satın almadan önce mutlaka internette bu kitabın e-kitap versiyonunun olup olmadığını kontrol etmekteyim.
Kendini kitap gibi olamaz diye teselli etmeye başlamaktır. 150Tl hiçbir şey ise kışi için diyecek laf yok zaten. Normal bir Türk insanına yine de koyar bu olay.
pfd ile kitabın aynı işi görmediğini, pfd nin kitap gibi olmadığını bilmek ve üzülmemektir.
şahsen ben de yaklaşık 500 liralık e-kitap var bilgisayara kayıtlı ama o kitapların kağıt halinde normal kitap olanları da mevcut
ve e-kitaba baktığım sayılıdır.
e-kitap aynı duyguyu vermiyor sayın hakim bey, ama eğer bir i ped iniz var sa o zaman verebilir bilmiyorum yani,
ama koca laptopun vermediği kesin.
ebook projesinin mp3 satışı nasıl yasal şekilde telefon operatörleri tarafından destekleniyorsa aynı şekilde faturalandırılması en kolay yol olan telefon operatörleri tarafından desteklenmesi gerektiğini gösteren trajik durumdur.
tablet bilgisayar ve interneti en çok öğrenciler ve okul erkanı kullanıyor,
amacı nedir tablet bilgisyarın; kitaplarını kolayca yanında taşımak.
aynı şekilde 150 lirayı sırf bir kitap için ayırmak çok da kolay değil.
ve kitaplara her an erişim ve yanında taşıma gibi ergonomik nedenlerden dolayı da basılı kitabı kullanmak çok zor.
pdf formatında kitap satışını sağlamak hem yayınevleri açısından hem okuyucular açısından hem de yasallık açısından hiçkimseyi zan altında bırakmayacaktır.
şimdiki durumsa yayın dünyasında değişecek olan bir şeylerin getirdiği sıkıntılı bir geçiş dönemi.
inşallah bilişimciler tez uyanıp hem okuyucuları pahalı kitap depolamak zorunda kalmaktan hem de korsan kullanıyorsun ithamından kurtaracak bir ekitap atılımını yaparlar tez zamanda.
Kaşınmaktır. Almışsın artık kitabı, rahatla. O 150 lira girmiş bikere, daha ucuza bulma çabanı bırakmalısın, hele ki sevgiliyi bile internette daha ucuza bulabildiğimiz bu devirde.
kitap yazmak insanlıktan çıkmanıza yol açabilecek bir eylemdir. özel hayatınız kalmaz, "sabah kalk bilgisayarı aç, geceyarısı kapa yat zıbar!" döngüsünde bir hayata sahip olursunuz. ama bir maddi durumu yetersiz bir öğrencinin pdf elde etmesinden doğal bir şey yoktur. engelleyemezsiniz! *
ulan bir türlü anlamlandıramıyorum, bir albüm yapıyorlar, 20 tl. bir kitap yazıyorlar 150 tl. neymiş efendim emek varmış, sanat icra ediyorlarmış. ticaret yapıyorsunuz. sanat öyle yapılmaz. kim bu güne kadar 1 tle ya da 2 3 tle "maliyetine" iş yapmış? indiririm internetten buldukça. kapatsın devlet öyle siteleri, yenisi kuruluyor nasılsa...
ülkemde şöyle bir ahlak yerleşmeli. şayet kişinin maddi durumu gerçekten o kitabı almaya yetmiyorsa ve gerekli bir kitapsa onun pdf sini indirebilmeli ama günümüzde neredeyse her yerde kütüphaneler var, bu kütüphanelerde de handeyse tüm kitaplar mevcut.
alabilecek durumda olanlar ise kesinlikle tenezzül etmemeli. ben bu ahlaka sahip bir ülke hayal ediyorum.
lan bildiğin evladının ölmesi gibi birşeydir. aynısının 45tl lik olanı başıma gelmişti. hala daha kitabı satır satır bilirim, ezberimde. eee 45 tl veriyosun boru değil. hemen hemen bütün öğrencilik hayatım boyunca harcadığım kırtasiye masrafının 3te 1 i falan.
önüne geçilemeyecek durumdur. bilgi pahalı. insanlar bilgiye kolay ulaşayımın yolunu deniyorlar amenna da, bir yandan da emeğe saygısızlık oluyor. ama bir yandan da bilgi pahalı. öyle bir çıkmaz var.
hırsızlık yapmak yerine yazarın emeğinin karşılığını vererek kitap satın almaktan dolayı kıvanç duymaktır..
kitap olayında telif hakları ihlali bence en büyük hırsızlıktır..çünkü hepimiz bu ülkede bilimin ve teknolojinin gelişmesini istiyoruz..o yüzden değerli beyinlerin heba olmaması gerek bunun için..onların eserlerinin hakkını vermemiz gerek herşeyden önce..